"Ha bu seneki oyunlar", "ha gelecek seneki oyunlar" derken, -üstelik malum iki oyun arasında dörder sene var- olimpiyat meşalesini bu topraklarda yakmak bir türlü nasip olmadı.
Ve fakat bu işi nasip/kısmet düzleminin dışına ne kadar taşıyabildiğimizin bir göstergesi olarak, basitçe şu soruya cevap verelim:
Olimpiyatlardan sonraki en büyük spor organizasyonlarından birisinin memleket topraklarında devam etmekte olduğundan kaç kişinin haberi var?
Haberi olanlar, oyunlarda olan bitenleri ne kadar yakından izliyor?
Üniversite Olimpiyatları mı?
Universiade 2005, yani Üniversite Oyunları'nın 21.'si dün İzmir'de "resmen başladı." Aslında karşılaşmalar Pazartesi'den bu yana sürüyordu ama Başbakanın "açıyorum" demesiyle dün resmen başlamış oldu.
Değindiğimiz gibi olimpiyat oyunlarından sonra, uluslararası çapta katılımın sağlandığı nadir spor karşılaşmalarından birisi Universiade.
Geçmişi 1920'li yılların başına dayanan Uluslararası Üniversiteler Spor Federasyonu (FISU/International University Sports Federation), tarafından 1959'dan beri resmi olarak düzenlenen "üniversite öğrencilerinin olimpiyatları", her iki yılda bir farklı bir kentte, tıpkı olimpiyatlarda olduğu gibi yaz ve kış olmak üzere düzenleniyor.
Yaz ve Kış farklı sporlar
Birçok sporu bir araya getiren Olimpiyat Oyunları, yazın atletizm, basketbol, eskrim, futbol, jimnastik, yüzme, atlama, sutopu, tenis, voleybol gibi on zorunlu ve ev sahibi kentin seçeceği 3'ü isteğe bağlı olmak üzere 13 dalda; kışınsa 6'sı zorunlu Alp disiplini, Kuzey disiplini, buz hokeyi, hız pateni, biatlon, artistik paten'inde arasında olduğu altı, yine ev sahibi kentin seçeceği iki isteğe bağlı dalda olmak sekiz kategoride yapılıyor.
Kısaca her sporseverin gönlünü hoş edecek bir alan bulmak mümkün.
Bir spor şöleni olarak tasarlanmasının yanında aynı zamanda bir kültür festivali olarak da değerlendirilen etkinliklere bu yıl da geniş bir katılım var: Oyunlarda 147 ülkeden 9000 civarında sporcu yarışıyor.
200 kadar yerli-yabancı basın mensubunun da takip ettiği Universiade 2005'i yaklaşık 700 bin kişinin izlemesi planlanıyor. Yani "dev organizasyon" tabiri sadece laftan ibaret değil, rakamlarda da ortaya çıkıyor
Akdeniz Oyunları'ndan sonra ilk büyük organizasyon
1971'de gerçekleşen Akdeniz Oyunları'ndan beri ilk defa bu kadar büyük bir etkinliği yapan İzmir'de yaklaşık olarak 30 bin kişinin kalması bekleniyor, oyunlarda 9 bin 500 gönüllü, 18 bin personel görev yapıyor.
Oyunlar 11 Ağustos'ta başladı ve 21 Ağustos'a kadar 10 gün boyunca sürecek. Açılış, biraz da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımı sayesinde medyada ucundan kıyısından yer buldu.
Ne de olsa kimsenin Başbakanı görmezden gelecek hali yok!
Ama bundan sonrası için Universiade'yi günü güne takip etmek isteyenlerin işinin epey zor olacağını söylemek, bir kehanet olmasa gerek.
Muhtemelen sadece Türkiyeli sporcuların yapıp ettiklerini okuyabileceğiz, onları görebileceğiz ekranlarda.
Türkiye'nin olimpiyatla imtihanı
Universiade, evet, ilgilisi için tam bir sportif/kültürel şölen. Ne mutlu onlara. Ve fakat onların
sayılarının o kadar az olduğunu tahmin etmek de zor değil.
Aslında bir tür "Türkiye'nin olimpiyat oyunlarıyla imtihanı" durumuyla karşı karşıya olduğumuz ortada.
Organizasyonun başarısıyla sınıfı geçsek bile, ki bunun işaretlerinin olmadığını kimse söyleyemez, spor kültürü kalitesi anlamında sınıf geçebilir miyiz orası meçhul!
Elinizi vicdanınıza koyup söylesenize, bu ülkede "yenmeyi ya da yenilmeyi" dert etmeyecek kaç kişi tanıyorsunuz? "Spor, dostluk, barış ve kardeşliktir" ilkesinin, olimpiyatlardan doğduğunu hatırlıyorsunuz değil mi?(KK/AD/EK)