Üniversite Öğrenci ve Öğretim Üyesinindir!
Dün (Çarşamba) Ege Üniversitesi öğrencilerinin barışçı bir anma gösterisine karşı çevik kuvvet ekiplerinin rektörlüğün çağrısı olmaksızın giriştiği müdahale ve uygulanan orantısız şiddet görüntüleri öğrenciler kadar öğretim üyeleri ve hukukçuların da sert tepkilerine yol açtı.
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜÖD)başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin, üniversitelerde yaşanan son olaylarla ilgili olarak bianet'e "Üniversiteler öğrencilerin ve öğretim görevlilerinindir" dedi.
Öğrencilere yerleşke içinde ağır yaptırımları olan "öğrenci disiplin yönetmeliği" ile, yerleşke dışında ise emniyet güçlerinin cezai yaptırımları ile müdahale edildiğini anımsatan Erdin "Her ikisinin de üniversite özerkliğini baltaladığı" düşüncesinde.<>
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi eski başkanı avukat Ercan Kanar, polis şiddetinin yasal hiçbir dayanağı olamayacağını açıklıyor: "Yasal açıdan demokratik ve barışçıl gösterilere polis nerede olursa olsun müdahale edemez."
Kendisi de Marmara Üniversitesi öğretim üyesi olan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İstanbul 6 No'lu Şube başkanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar da "Öğrencilerin demokratik yollarla şiddette başvurmadan kendilerini ifade etmeleri doğal haklarıdır", görüşünde. Doç. Uyar son günlerde üniversitelerde yaşanan gerginlikleri onaylamıyor.
Öğrenci Koordinasyonu 'ndan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Gizem Aytaş ve Rüya Kurtuluş da, "Yerleşkede emniyet güçlerinin müdahalesi ile karşılaşıyoruz" diyor ve "Hak arayana terörist muamelesi yapılması"ndan yakınıyorlar.
Erdin: Üniversite eleştirel bakış mekanı
Bianet'in sorularını yanıtlayan Erdin, "1980 sonrası güçlü ve baskıcı yönetimlerin ve anlayışların sonucu olarak öğrenciler demokratik haklarını kullanamaz hale geldi." diyor
Oysa Prof. Erdin'e göre "üniversiteler tüm yapı taşlarıyla, öğretim görevlileri ve öğrencileriyle eleştirel bakışın dolayısıyla demokratik bakışın yerleştirileceği mekanlar."
Erdin "özellikle öğrenciler tarafından geliştirilen eleştirel yaklaşımın reddedilmesi yerine bunlara kulak verilmesinin demokrasinin yaşaması için vazgeçilmez" olduğuna dikkat çekiyor.
"Üniversitede değerlendirilmeyen eleştiri, dışarıda eylemleşir"
Erdin üniversitenin iç mekanlarının demokratik tepkinin eyleme dönüşmeden değerlendirileceği yerler olduğunun yöneticilerce kavranması gerektiğini vurguluyor: "Yoksa tepkiler üniversite dışında eylemlere dönüşür."
"Üniversite içi eylemler bugün çok ağır yaptırımları olan öğrenci disiplin yönetmeliğine göre değerlendirilirse Türkiye üniversitelerinde öğrenci kalmaz zaten" diye düşünen . ÜÖD başkanı üniversite içinde ve dışında "toplumun huzuru" adına öğrencilerin düşünce ve davranışlarını sınırlamakta uygulanan önlemlerin "üniversite özerkliğini yok ettiğini" söylüyor.
Kanar: Öğrenci yönetimde söz sahibi olmalı
Avukat Kanar da "Üniversite "öğretim görevlilerine ve öğrencilere aittir" diyor.
"Polisin hiçbir şekilde müdahale etmemesi gerekir. Kaldı ki Birleşmiş Milletler Evrensel Bildirgesi , Kişisel ve Siyasi Haklar Uluslar arası sözleşmelerinde öngörüldüğü gibi yerleşke içi ve dışında bu tür gösterilere emniyet güçleri müdahale edemez." görüşünde.
Öğrenci Koordinasyonu: Yerleşkede yönetim, dışarıda polis
Dün Ege Üniversitesi'nde Ali Serkan Eroğlu'nun ölümünün aydınlatılması talebiyle İzmir'de basın açıklaması yapan arkadaşlarının polisin saldırısına uğramasını protesto eden. İstanbul üniversitesi öğrencileri, üniversite içinde yönetimle üniversite dışında polis müdahalesiyle karşı karşıya kaldıklarını söylüyorlar.
Aytaş ve Kurtuluş "Özellikle İstanbul Üniversitesi'nde büyük baskılar yaşıyoruz" diyor.
"Rektörümüz Mesut Parlak görevi devraldığından beri siyasi anlamda kendini ifade etmek isteyen arkadaşlara cezalar yağdırılıyor. Biz başbakanın hükümetin hak arayana terörist gözüyle bakmasının ve bu yönde beyanat vermesinin sıkıntısını yaşıyoruz. Haklarımız için demokratik mücadele yollarımızın önü tıkanıyor" dediler.
Barınamayanlar sınıfı devam ediyor
Bu arada İstanbul Üniversitesi'nde yürütülen soruşturmalar sonucu okuldan uzaklaştırılan 7 öğrenci, protesto amacıyla pazartesi günü okul önüne çadır kurarak başlattıkları eylemi sürdürüyor.
Üniversitenin Beyazıt yerleşkesi girişinde çadır kuran öğrenciler, iki hafta önce öğrencilerin ülkücü bir grubun saldırısına uğramasının ardından saldıranların değil saldırıya uğrayanların ceza aldığını söylüyor.
Aytaş ve Kurtuluş yerleşkede polis müdahalesinin de yanlı olduğunu söylüyor:"Faşist gruplar okula korumalı geliyor. Sol görüşlü öğrenciler her gün kimlik kontrolüne tutuluyor ve tahrik ve baskı altında okula giriyor."
Eğitim-Sen: Gerginlikler demokratik yollarla çözülmeli
Eğitim-Sen'den Doç. Dr. Uyar da yerleşkede veya yerleşke dışında öğrencilerin düzenlediği barışçıl demokratik gösteriye müdahalenin olmaması gerektiği düşüncesinde.
"Üniversitelerde bir çok sorun var. Hepsi birbiriyle ilintili. Güvenlik de bunlardan biri" diyor Uyar. "Gerginlikler demokratik yollarla çözülmeli. (EZÖ/EK)