*Fotoğraf: Kocaeli Eğitim Sen
Ünivder (Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği) Eş Sözcüleri İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Solakoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Erol Köroğlu, 29 Eylül'de Kocaeli Üniversitesi'ndeki görevine son verilen Doç. Dr. Aslı Kayhan'ın işten çıkarılmasına dair bir açıklama yaptı.
Solakoğlu ve Köroğlu, bugün (1 Ekim) yaptıkları açıklamada, "Kayhan'ın başına gelenlerin Türkiye'de üniversitelerde hâkim kılınmaya çalışılan kayyımlık rejiminin izdüşümü olduğunu" belirttiler.
Dokuz yıldır doçentlik kadrosu verilmedi
Açıklamada "Meslektaşımız Aslı Kayhan, 21 yıldır öğretim üyesi olarak görev yaptığı Kocaeli Üniversitesi'ndeki işinden çıkartıldı. Kocaeli Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde 12 yıl yardımcı doçent olarak görev yaptıktan sonra 2012'de sosyoloji alanında doçent ünvanını kazanan Kayhan'a, aradan geçen dokuz yılda doçentlik kadrosu verilmedi" diyen Solakoğlu, şöyle devam etti:
Doktor öğretim üyesi kadrosunda tutulduğu için, sözleşmesi üç yılda bir yeni yayın ve çalışmalarını içeren bir dosyanın değerlendirilmesi üzerinden yenilenmekteydi. Doçent olduktan sonraki üçüncü doktor öğretim üyeliği değerlendirmesinde, dosyası eksik bulunarak sözleşmesi yenilenmedi ve işten çıkartıldı.
Mücadele vurgusu
Türkiye yükseköğretiminde şu anda belirleyici olan kayyımlık zihniyetinin bilim insanlarının bilgi üretimini, bu bilgiyi öğretmelerini ve topluma ulaştırmalarını, çeşitli baskı araçlarının yanı sıra özlük haklarını istismar ederek ve bezdirme politikalarına maruz bırakarak sınırlamaya çalıştığını da ifade eden Solakoğlu; Ünivder'in üniversiteleri işlevsiz kılmaya çalışan bu zihniyet ile mücadele etmeye devam edeceğini de vurguladı.
Köroğlu, Türkiye'de Yükseköğretim Kurulu (YÖK) doçentliği ile üniversite doçentliğinin birbirinden ayrı olduğunu, üniversitenin doçentlik kadrosuna başvuran adaydan YÖK doçenti olmasına yetecek ölçütlerden daha yükseğini bekleyebilmesinin mümkün olduğunu ama bir akademisyenin, yükseköğretim yasasının öngördüğü biçimde doçent olup sonra bulunduğu kurumdan doçentlik kadrosu alamayışının ve bunun üzerine bir de işinden çıkarılışının üniversite idaresinin şeffaf bir biçimde açıklama yapması gerektiren bir durum olduğunu ifade etti.
AÜ'de Kayıran, ODTÜ'de Erdil, BÜ'de Candan
Köroğlu, "Aslı Kayhan'ın durumunda üniversite idaresi kamuoyunu aydınlatma yoluna gitmemiştir. Buna benzer bir durum Ankara Üniversitesi SBF öğretim üyesi Meltem Kayıran'a da yaşatılmıştır. ODTÜ'de öğretim üyelerinin İktisadi İdari Bilimler Fakültesi dekanlığına seçtiği Prof. Dr. Erkan Erdil'in göreve atanmaması, Boğaziçi Üniversitesi'nde (BÜ) kayyım rektörün, üniversiteye verdiği sayısız hasarın yanı sıra üniversitenin 14 yıllık hocası Can Candan'ı tuhaf gerekçelerle işten çıkarması artık tam anlamıyla bir kayyımlık düzenine dönüşen YÖK'ün kaldırılması zorunluluğunun gösterenleridir" dedi.
YÖK'ün rektörlere tanıdığı yetkilerin ve yeterli ölçme ve değerlendirme yapmadan aldığı kararların bugün ülkedeki yükseköğretim kurumlarının yaşadığı sorunların temel nedeni olduğunu da belirten Köroğlu, şunları söyledi:
Uçsuz bucaksız ve sorgulanamaz yetkilerle donanmış rektörler ile alelacele, ölçmeden değerlendirmeden kararlar alan YÖK, yükseköğretimdeki sorunların ana kaynaklarıdır. Var olan uygulamalar kamu zararına yol açıyor, kamusal ve müşterek bir değer olan üniversiteye sürekli olarak hasar veriyor.
Köroğlu, Ünivder'in meslektaşlarına yaşatılan bezdiri politikalarını ve eziyetleri kınadığını, Aslı Kayhan'ın sözleşmesinin derhal yenilenmesi ve üniversiteleri işlemez hale getiren kayyımlık yönündeki yönetim zihniyetine son verilmesi gerektiğini belirtti.
(DŞ)