Ümraniye’de 12-15 Mart 1995 tarihlerinde 23 kişinin yaşamını yitirdiği, 408 kişinin de yaralandığı katliama ilişkin 200’ün üzerinde polis hakkında açılan davanın karar duruşması 18 Aralık’ta İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
12 MART GAZİ KATLİAMI
"Devlet Katilleri Hala Koruyor"
Yeni Demokrasi’nin haberine göre, duruşmaya müdahil avukatlar Gülizar Tuncer ile Faruk Nafiz Ertekin katıldı.
“Karar dava açılmadan önce verildi”
Önceki duruşmada mütalaasını sunan savcı ölen sanıklar hakkında davanın düşürülmesini, geri kalanlar hakkındaysa beraat kararı verilmesini talep etmişti.
Mütalaaya ilişkin söz alan Avukat Faruk Nafiz Ertekin, AİHM kararı sonrası açılan davada halen eksikliklerin tamamlanmadığını, eksik soruşturma ve kavuşturmayla karara gidilemeyeceğini söyledi.
Dava sürecinin başından itibaren taleplerin kabul edilmediğini söyleyen Ertekin telsiz kayıtlarını dinleme, keşif ve balistik incelemelerin yapılmadığının altını çizdi. Toplam 8 mermi sıkıldığına dair belirlemelerin olduğu dosyada uzun namlulu silahlara dair bir bilgi bulunmuyor. Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Yardımcısı Hanefi Avcı’nın dinlenmesi talebi de yine mahkemece reddedilmişti.
Avukat Ertekin, kararın dava açılmadan önce verildiğini söyledi.
“Emir ve talimat verenler yargılanmalı”
Avukat Gülizar Tuncer de Ümraniye Katliamı’nın Gazi Katliamı’nın bir devamı olduğunu ve bu katliamların o dönemin özel savaş konseptine uygun olduğunu belirtti.
Alevilerin, Kürtlerin ve örgütlü mücadele içindeki insanların yaşadığı bir yer olan Gazi Mahallesi’nin özel olarak seçildiğini söyleyen Tuncer kahvehanelerin taranması, katledilenlerin cenazelerine yönelik asker ve polis saldırılarının kontrgerilla eylemi olduğu ve bunun da Hanefi Avcı tarafından bizzat dile getirildiğini söyledi.
Hanefi Avcı’nın Gazi Katliamı Davasında da dinlenmediğini ve basına yönelik açıklamalarının da dikkate alınmadığını söyleyen Tuncer “Bu iddialar bizim iddialarımız değil, devletin İstihbarat Daire Başkanı Yardımcısı tarafından söylendi” dedi. Tuncer önemli olanın tetikçi polislerin yargılanması olmadığını, onlara emir ve talimat verenlerin, azmettirenlerin, bu katliam planını yapanların yargılanması olduğunu söyledi.
Kararını açıklayan mahkeme, yargılanan sanıkların beraatına hükmetti.
Avukat Tuncer, Yeni Demokrasi’ye yaptığı açıklamada, “bunun kararı çok önceden verilmiş bir dava olduğunu, Gazi ve Ümraniye katliamlarının insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ve bir gün mutlaka hesabının sorulacağını” söyledi.
Ne olmuştu?
12 Mart 1995'te Gazi Mahallesi'nde üç kahvehane ile bir pastane, otomobilden açılan ateşle tarandı. Ölümleri protesto etmek isteyen ve karakola yürüyen halka ateş açıldı, 17 kişi öldü. Ümraniye'de de halkın üzerine ateş açıldı. Resmi kayıtlara göre 300 kişi yaralandı.
Gazi mahallesindeki ölümlerle ilgili 20 polise Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı, dava "güvenlik gerekçesiyle" Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'ne taşındı. Dava, Kasım 2001'de, üç şehir gezdikten sonra sonuçlandı.
Polis Ahmet Albayrak hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 50. maddesine göre indirim yapılarak 3 yıl 24 ay hapis cezası ve 9 ay kamu hizmetlerinden geçici mahrumiyet kararı verildi. Mehmet Gündoğan ise bir kişiyi öldürmekten 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay kamu hizmetlerinden yasaklı olma cezası aldı.
İkisinin cezası da 4616 sayılı İnfaz Yasası'na göre ertelendi. 18 polis ise beraat etti. Ceza alan polisler de davadan kısa süre sonra polisliğe geri döndü.
Öldürülenlerin yakınları, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı. Mahkeme, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen milli makamlara başvuru yollarının kapatılması hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna vardı. Türkiye tazminata mahkûm oldu.
Ümraniye’ye bağlı 1 Mayıs Mahallesi’ne uzanan protestolarda 5 kişi hayatını kaybetti. Yaklaşık bir hafta süren buradaki olaylarda toplam 23 kişi hayatını kaybetti. Katliam davası 2018 yılında Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yeniden görülmeye başlandı.
(AS)