Fotoğraf: AA
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), deprem bölgesinde mültecileri hedef gösterenlerle ilgili, başta Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ olmak üzere “halkı kin ve düşmanlığa teşvik” suçlamasıyla suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
- Ümit Özdağ sosyal medya hesabından “Mavi yelekli Suriyeli telefon çalıyor” diye bir görüntü paylaşmış, görüntüdeki kişinin yardım için orada bulunan Abdulbaki Bozdağ isimli gönüllü olduğu, telefonun kendisine ait olduğu ortaya çıkınca paylaşımını silmişti. Ancak özür dilemeyeceğini söyleyerek yaptığını savunmaya devam etti. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı, hedef gösterilen Abdulbaki Bozdağ’ın şikayeti üzerine, Ümit Özdağ hakkında iftira suçundan soruşturma başlattı.
- Özdağ daha sonra “Suriyeliler Fenerbahçe tırını yağmaladı” şeklinde bir iddiayı dolaşıma soktu. Bu da Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticisince yalanlandı. Ancak sosyal medyada halen yağmacı olduğu ileri sürülenlere karşı uygulanan şiddetin görüntüleri dolaşıyor.
Mültecileri hedef gösterenlere karşı suç duyurusu yapan ÇHD, ırkçılığa, ayrımcılığa, mülteci düşmanlığına karşı mücadelede mültecilerin gönüllü avukatlığını üstleneceklerini açıkladı. Mültecilerin kaderine terk edildiğini eklediler: “Provokatif haberler neticesinde deprem bölgesindeki sosyal yıkım derinleşti ve mülteciler kriminalize edildi.”
“Yardım istemeye dahi çekinir hale geldiler”
ÇHD ayrıca, mültecilerin maruz kaldıkları ayrımcılığa dair şu bilgileri paylaştı:
“İlk günden itibaren basına yansıyan haberler, ulaştığımız veriler, afet bölgesinden yapılan doğrudan aktarımlardan edindiğimiz bilgiler ve sahada yapılan gözlemler doğrultusunda; göçmenlerin arama-kurtarma çalışmaları sırasında ayrımcılığa maruz bırakıldıkları, su, yemek, erzak, ısınma, barınma ihtiyacına yönelik bölgeye ulaştırılan yardım malzemelerinden eşit şekilde faydalanamadıkları ve nefret söylemleriyle yağmacı olarak hedef gösterildikleri için yardım istemeye dahi çekinir hale geldikleri tespit edilmiştir.
Deprem bölgesindeki Geri Gönderme Merkezlerindeki ve Geçici Barınma Merkezlerindeki göçmenlerin temel ihtiyaçlarına erişip erişmedikleri hususu kamuoyu nezdinde açıklığa kavuşturulmamıştır.
“Depremzedelere sunulan imkanlardan mahrumlar”
Deprem bölgesinde yaşayan ve bulundukları şehirleri terk etmek zorunda kalan göçmenler ise Göç İdaresi ile AFAD’ın birbiriyle çelişen düzenlemeleri arasında sıkışmakta ve ulaştırma şirketlerinin ırkçı, ayrımcı uygulamaları nedeniyle depremden etkilenenlere sunulan tüm imkanlardan mahrum bırakılmaktadır.
Hukuk güvenliği ilkesi hiçbir koşulda askıya alınamaz. Afetler ve olağanüstü haller temel hakların ihlal edilmesine gerekçe teşkil etmez. Bilgilerin netleşmesinin mümkün olmadığı koşullarda yağma, hırsızlık ve sair suçların işlendiği sırada yakalandığı iddia edilen herkesin usule yasaya uygun biçimde yargılanmaları sağlanmalı ve koşullar ne olursa olsun işkencenin insanlık suçu olduğu herkesçe vurgulanmalıdır.
Suç duyurularına devam edecekler
Depremin yarattığı sosyal yıkımın ortasında göçmenleri ve onların hayatta kalma çabalarını kriminalize edenler açıkça halkı kin ve düşmanlığa teşvik suçunu işlemektedir.
İşkence ve kötü muamele suçunu işlediğini tespit ettiğimiz bütün failler hakkında suç duyurusunda bulunduk ve tespit ettikçe de suç duyurusu yapmaya devam edeceğiz.” (AS)