Haberin İngilizcesi için tıklayın
Uluslararası Af Örgütü Avrupa Direktörü John Dalhuisen, Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Brüksel’de AB Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Federica Mogherini ile görüşmesi sonrasında düzenlenen bir basın toplantısında yaptığı açıklamalara cevap verdi.
Dalhuisen şöyle konuştu:
“Dışişleri Bakanı’nın Uluslararası Af Örgütü’nü ‘güvenilir küresel bir kuruluş’ olarak kabul etmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak ‘faaliyetlerimizi özgürce yürüttüğümüz’ yönündeki beyanı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü ve Yönetim Kurulu Başkanı’nın diğer yedi insan hakları aktivisti ile birlikte parmaklıklar ardında olduğu şu durumda, cüretkâr bir iddiadır.
“İdil Eser’e yönelik absürt soruşturma herhangi bir menfur eylemi temel almamakta, tamamıyla Uluslararası Af Örgütü’nün meşru çalışmalarına dayanmaktadır. Eğer bu çalışma kriminalize edilirse, kuruluşun – ve tabii Türkiye’de daha genel olarak insan hakları hareketinin – çalışmalarını nasıl olup da sürdürebileceğini öngörmek zordur.
“Benzer şekilde, Taner Kılıç’ın cezaevine konmasına yol açan, cep telefonuna Bylock indirdiğine ve uygulamayı kullandığına dair temelsiz iddia doğru değildir ve bunun asılsız olduğunu göstereceğiz.
“Uluslararası Af Örgütü tarafından yürütülen hayati çalışmalar ve bu çalışmaları üstlenen kişiler birbirinden ayırt edilemez. Onlar bir bütündür ve serbest bırakılmalarını sağlamak için mücadele edeceğiz.”
Ne olmuştu?
6 Haziran 2017’de, polis 2002 yılından beri çeşitli dönemlerde Uluslararası Af Örgütü Yönetim Kurulu’nda yer alan Taner Kılıç’ın önce İzmir'deki evine gelerek arama yaptı, ardından da ofisini aradı. Kılıç ve 22 avukat hakkında, “Fethullah Gülen Terör Örgütü”ne üye olduğundan şüphelenilen kişilere karşı başlatılan bir soruşturmayla ilişkili olarak bir gözaltı kararı çıkarıldı. Kılıç 9 Haziran’da tutuklandı.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ise Büyükada’da hak savunucularının korunması ve güvenliği konulu bir toplantıda, toplantıya katılan diğer 9 hak savunucusuyla birlikte gözaltına alındı. Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" (TCK 220/6), "silahlı terör örgütüne üyelik" (314/2 ve 314/3) suçlamalarıyla 18 Temmuz’da tutuklandı.
Çavuşoğlu: Af Örgütü Türkiye'de özgürce faaliyetlerini yürütüyor
Çavuşoğlu "Uluslararası Af Örgütünün bugüne kadar Türkiye'de özgürce faaliyetlerini yürüttüğünü" söylerken, "Türkiye'nin ne Uluslararası Af Örgütü ne de başka sivil toplum kuruluşlarıyla bir sorunu ykotu" dedi.
Çavuşoğlu şöyle konuştu:
"Görüşmek başka bir şey, o örgütün mensubu olmak başka bir şey. Bu örgütün (Uluslararası Af Örgütü) başındaki Taner Kılıç, FETÖ'nün, yani darbe girişiminde bulunan FETÖ'nün, FETÖ üyelerinin kullandığı Bylock programını kullanmış telefonunda ve buradan da FETÖ'nün yurt dışındaki üyeleriyle, üst düzey yöneticileriyle görüşme yapmış. Şimdi bu şahsın işlediği suç, Uluslararası Af Örgütünü bağlamaz ki. Bunun tutuklanması, Türkiye'nin Uluslararası Af Örgütüne karşı olduğu anlamına gelmez, şahısla ilgilidir bu.
"Diğer konu da tercümanın ihbarı üzerine bir soruşturmadır. Bizim siyasetçi olarak yapacağımız iş ancak soruşturma sürecinin hızlandırılmasını istemektir. FETÖ, tıpkı kurumlara, bakanlıklara yaptıkları gibi Uluslararası Af Örgütü Türkiye'yi de ele geçirmiş, şimdi burada tedbir almayacağız da ne yapacağız?" (ÇT)