* Fotoğraf: Dursun Aydemir / Anadolu Ajansı (AA)
Avrupa Birliği (AB) ve Batı Balkan ülkelerinin liderleri 23 Haziran'da Belçika'nın başkenti Brüksel'de bir araya gelecek.
Avrupa Komisyonu'nun Rusya işgali altındaki Ukrayna ile Moldova'ya AB üyeliğine "aday ülke" statüsü verilmesi yönünde görüş bildirmesinin ardından konu 23 Haziran'daki zirvede karara bağlanacak.
Söz konusu zirveden iki gün önce, Avrupa basını da AB'nin nasıl ve hangi hızla genişlemesi gerektiği sorusuna yanıt arıyor.
Konuyla ilgili Avrupa basınından öne çıkan yorumların bazılarını euro|topics internet sitesinin aktarımıyla paylaşıyoruz:
"Semboller önemlidir"
The Economist (İngiltere), şu anda meselenin üyelikle değil, adaylık statüsü ile ilgili olduğunu hatırlatarak özetle şöyle diyor:
"Ödlekler, AB'nin zenginler kulübüne katılmak için Ukrayna'nın fazla fakir, fazla yozlaşmış ve şimdi de fazla savaş yorgunu olduğu itirazını getirecektir.
"Doğru olsa da mesele bu değil. Ukrayna'nın yakın bir gelecekte üyeliğe hazır hale gelebileceğine kimse inanmıyor. Bunun için hâlâ aşılması gereken pek çok engel var. Ukrayna yeterli bir ilerleme kaydedemezse, birliğe alınmamalı.
"Adayların üyeliğe geçişi katiyen önceden belirlenen bir süreç değil: Türkiye 1987'den beri bekliyor. ... Ancak bu yönde atılacak adım, muazzam bir sembolik güce sahip olacaktır."
"Büyük denge değişimlerine hazır olunmalı"
Rzeczpospolita (Polonya), AB'nin her şeyden önce böylesine devasa bir değişime hazırlanması gerektiğini hatırlatıyor:
"2004'teki büyük genişlemeye rağmen, AB'de jeopolitik olarak açıkça Batı Avrupa ağır basıyor: Avrupa'nın bu kısmındaki ülkeler daha etkili ve AB kurumlarındaki üst düzey yetkililerin çoğu buralardan geliyor.
"Ukrayna'nın üyeliği dengeleri değiştirecektir. Burası Polonya'dan daha büyük ve doğrudan Rusya'nın gölgesi altında bulunan bir ülke. Aynı zamanda çok da fakir bir ülke ve bu durum, AB'yi cömert tarım ve uyum politikalarını değiştirmeye zorlayacaktır. Dolayısıyla, Ukrayna AB'ye katılmadan önce bizzat topluluğun kendisinin değişmesi gerektiği ortada."
"Gürcistan'ın geri çevrilmesi tehlikeli"
Onet (Polonya) haber sitesi, Avrupa Komisyonu'nun Gürcistan'a aday ülke statüsü verilmesi tavsiyesinde bulunmamasını eleştiriyor:
"Gürcistan'ın AB'ye aday ülke statüsü almaması tarihi bir hata. Putin'in yalnızca siyasi gerçeklerin gücünden anladığı konusunda Rusların Ukrayna'ya açtığı savaş da yeterli bir argüman olmayacaksa, başka ne olacak?
"Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi'nin Gürcistan'a aday statüsü vermemesi durumunda, Kremlin kararı şöyle yorumlayacaktır: 'Kafkasya'da ne istersek yaparız, kapılar bize açık'. Bu da bu sefer Kafkasya'daki çatışmanın tırmanmasına yol açabilir.
"Karadeniz havzasında kontrolü adım adım Putin'e bırakmak Batı'nın çıkarına mı olur? Avrupalı liderler bu mesele üzerine bir kez daha ciddiyetle düşünüp taşınmalı."
"Hızlandırılmış üyelik" ve şüpheler
La Stampa (İtalya), AB'nin yeni bir kritik dönemeç ile karşı karşıya kalacağını öngörüyor. Gazete, özetle şöyle diyor:
"Bir tarafta hızlı üyeliği savunanlar -başta Polonya ve Baltık Cumhuriyetleri- karşı tarafta ise üyelik aşamalarının istisnasız herkes için aynı olması gerektiğini düşünenler var.
"Fransa bunu açık ve net bir şekilde söyledi ve yeni atanan Avrupa Bakanı Clément Beaune da dün bunu yineledi. Sorulduğunda, Hollanda ve Danimarka gibi başka ülkeler de bundan yana olduklarını teyit etti. Dün Almanya da resmen Fransa'nın yanında yer aldı.
"Macron bir yandan Batılı müttefiklerini yatıştırmaya çalışırken, diğer yandan da Putin'le pamuk ipliğine bağlı diyaloğunu koparmamak istiyor."
"Birlik korkunç derecede zayıflar"
Siyaset bilimci Mario Telo, Fransa merkezli The Conversation France sitesiden, Ukrayna'nın diğer sekiz devletle birlikte AB'nin bekleme odasına alınmasının ağır sonuçlar doğuracağını yazıyor:
"Pek çok gözlemciye ve muhtemelen de pek çok yurttaşa göre, dokuz devletin daha üye alınması özellikle dış politikada AB kurumlarının felce uğramasına yol açacak. Bu konuda bir görüş birliği var.
"Her biri yeri geldiğinde birlik kararlarına karşı çıkabilecek dokuz ülkenin (Rusya'ya özel bir yakınlık duyan Sırbistan dahil) alınması, daha verimli ve daha güçlü bir dış politikaya duyulan mutlak ihtiyaçla çelişiyor gibi duruyor. Bu, savunma politikası açısından da geçerli."
"En iyisi adım adım gitmek"
Siyasetçi Ramón Jáuregui eldiario.es'de (İspanya), Macron'un da daha önce önerdiği türde bir bekleme odası tesis edilmesinden yana olduğunu belirtiyor:
"Ukrayna ya Avrupalı olacak, ya da artık var olmayacak. Üyelik süreci çok ama çok uzun zaman alacak. ... Moldova ve Gürcistan da aynı süreçteler.
"Avrupa, bu ülkelerin geleceğini göz önünde bulundurmalı, zira komşuluk ilişkileri ve jeopolitik etkisi söz konusu. Ancak bu, beklentilerimizi azaltmamız pahasına yapılmamalı. ... Doğu Avrupa ülkelerinin toplu entegrasyonunun sebep olduğu zorlukları hatırlayalım.
"Dolayısıyla makul olan, ülkeleri daha katılım süreçleri devam ederken entegre eden bir AB yaratmaya çalışmaktır." (SD)