Kod isimleriyle biliniyorlardı
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen davanın iddianamesinde, örgütün kuruluşu, yapısı, amaçları, yurtdışındaki ve Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgili ayrıntılı bilgilere yer verildi. Bazı kişilerin kod isimleri ile anılması nedeniyle kimliklerinin tespit edilemediği anlatıldı.
İddianamede; Ali Akbulut, Selahattin Eş, Ahmet Cansız ve Aydın Koral’ın gerçek kimliklerinin soruşturmada belirlendiği ifade edildi. Akbulut, Eş ve Cansız’ın Tahran’da yaşadıkları saptandı. Daha önce yakalanan Hasan Kılıç’ın ifadesinde, Eş ile Cansız’ın İran Devrim Muhafızları kapsamında faaliyet gösteren “Kudüs Ordusu” örgütü içerisinde bulunduklarını ve İran’a giden gruplarla irtibat kurduklarını anlattığı kaydedildi.
Yine yargılanan sanıklardan Yusuf Karakuş, Ferhan Özmen, Rüştü Aytufan da askeri eğitim almak için İran’a gittiklerinde bu kişilerle irtibat kurduklarını belirttikleri vurgulandı. Hakkında 23 yıla kadar hapis cezası talep edilen ve İsviçre’de yaşadığı belirlenen Koral hakkındaki iddialar şöyle sıralandı:
“1991- 1997- 1998 yıllarında İran’a gittiği, burada Eş ve Akbulut ile örgütsel görüşmeler yaptığı, İranlılarla irtibat sağlanarak Ayetullah denilen İranlı şahıslarla irtibat kurduğu, örgüt evlerinde silahlar, patlayıcılar konusunda asker kıyafetli kişiler tarafından askeri eğitim aldığı, şüphelinin daha sonra Türkiye’ye gönderildiği, Türkiye’de örgütsel faaliyetlerine devam ettiği, şüphelinin örgüte ait Kalaşnikof silahı bulundurduğu, örgüt üyesi konumunda bulunduğu anlaşılmıştır.”Cansız, Eş ve Akbulut ise şöyle suçlandı:
“Şüphelilerin Kudüs Ordusu örgütü içerisinde yer aldıkları, Türkiye’de Tevhid-Selam yapılanması içinde askeri ve siyasi eğitim için İran’a gidenlerin irtibatlarını sağladıkları, örgütsel eğitim için İran’a gelenlerin önce örgüt evlerine yerleştirildiği, sonra eğitim alanlarına götürüldüğü, 3’erli gruplardan oluşan elemanların C4, TNT, tahrip kalıbı hazırlanması, bomba yapımı, silah kullanımı konularında eğitim almalarını sağlayarak Türkiye’ye gönderildiği, bu yönüyle şüphelilerin örgütte özel görevli konumunda bulundukları anlaşılmıştır.” (EZÖ)