Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), dört yıl önce dokuz Türkiye vatandaşının öldürüldüğü Mavi Marmara yardım gemisiyle ilgili soruşturma yapmama kararı aldı.
Jerusalem Post’un sayfalarına taşıdığı Reuters haberine göre, UCM savcıları İsrailli askerlerin gemiye baskın yaparak insanları öldürmesiyle savaş suçu işlediğine dair makul kanıt yarattığını, ancak bu suçlamaların mahkemenin yetki alanında olmadığına karar verdi.
Delil toplanmadı, araştırma yapılmadı
Savcılar bu karar için delil toplamadıklarını, basında çıkan haberleri temel alarak bu karara vardıklarını da belirttiler.
Türkiye ya da İsrail UCM üyesi değil, mahkemenin bu iki ülkede de yetkisi yok ancak Mavi Marmara Comoros adalarına kayıtlı.
İHH: Sivillere saldırı tespit edildi
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, UCM kararıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Yıldırım, “UCM Savcılığı, İsrail'in Mavi Marmara ve diğer gemilerdeki eylemleri ile 'kasten öldürme ve yaralama', 'insan onuruna aykırı davranış' suçlarıyla savaş suçunu işlediğini, İsrail'in Gazze'de işgalci statüsünde bulunduğunu ve gemidekilerin sivil olmasına rağmen saldırının yapıldığını tespit etti” dedi.
“Gazze Özgürlük Filosunda yer alan tüm katılımcılar, uluslararası hukukta korunan siviller statüsünde olup İsrail askerleri, yolcuların sivil olduğunu bildiği halde, saldırıyı gerçekleştirmiştir.”
“UCM Savcılığı bu tespitleri sıralarken İsrail'in meşru müdafaa tezlerini tartışmaya değer bulmadığına değinmiş ve 'hayatını kaybedenlerin otopsi raporları değerlendirildiğinde; baştan, ayaklardan, boyundan defalarca vurulduklarını ve en az 5 kişinin bitişik atış mesafesinden vurularak öldürüldüğünü' belirtmiştir.”
“Ancak bu suçlarda mağdur olan ve ölen sayısının UCM'nin yargı yetkisine girecek oranda yoğun olmadığı gerekçesiyle soruşturma yetkisinin bulunmadığına karar verilmiştir.”
“UCM, kendisinin hem suçları tespit edip hem de yargılamama kararı ile mağdurların kendi ülkelerinde yürütülen, yürütülmesi gereken yargılamaları da adres göstermiştir.”
Yıldırım, UCM’nin soruşturmama kararına itiraz edeceklerini söyledi.
Yola çıkmaya hazır
Yıldırım, bir gazetecinin '”Mavi Marmara gemisi bu yıl sonunda yeniden gönderilecek mi?'' sorusunu, “Bizim Mavi Marmara gemimizde her türlü hazırlık yapılmış durumda, bize verilmeyen bir belge var onu da alacağız. Ancak diğer koalisyon ülkeleri bekliyoruz. Kendi başımıza çıkmayacağız” diye yanıtladı.
Ne olmuştu?
İçinde Mavi Marmara’nın da bulunduğu Gazze’ye yardım götürmek üzere yola çıkan Gazze Filosu 31 Mayıs 2010’da İsrail askerleri tarafından, ülkenin karasuları dışında durduruldu. Ordu, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı ile Özgür Gazze Hareketi’nin organize ettiği filodaki altı gemiden beşini hemen ele geçirdi. 800 yolcusu bulunan Mavi Marmara gemisine ise silahlı baskın yapıldı, dokuz kişi öldürüldü, 60 aktivist yaralandı. Gemiler yolcularıyla birlikte bir süreliğine rehin alındı ve Aşdod limanında tutuldu.
Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Haziran 2010’da İsrail'le ilişkilerin değişmeden sürebilmesi için şu dört şartı açıkladı: “İsrail'in 31 Mayıs'ta Gazze'ye yardım götüren filodaki Mavi Marmara gemisine saldırısı için özür dilemesi; Ölen sekizi Türkiye biri ABD yurttaşı dokuz kişinin ailelerine tazminat ödemesi; Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un önerdiği uluslararası soruşturma komisyonunun kurulmasına rıza göstermesi; Gazze Şeridi'ne uyguladığı ambargoyu kaldırması.”
İsrail BM soruşturmasını kabul etmedi. Haaretz'in haberine göre İsrail uluslararası bir komisyonu kabul etmedi, soruşturmayı kendisinin yürüteceğini açıkladı.
Mart 2013’te İsrail resmi özür diledi ve saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat vermeyi kabul etti. Başbakan Erdoğan özrü kabul etti. (AS)