İlk kimlik yoklaması sırasında kahvehanede bulunan Mehmet ÜSTÜNDAĞ ve öldürülen Hasan GÜLTEKİN'in amcası olan Yusuf GÜLTEKİN'den alınan bilgilere dayanarak ve olay mahallinde yaklaşık 50 kadar kişiyle görüşülerek hazırlandığı belirtilen MAZLUMDER Raporu, olayın yaklaşık üç ay öncesine dayanan bir geçmişi olduğunu vurguluyor.
Olay öncesindeki birikim
* Olay tek başına bir olay olmayıp, geçmişte yaşananlarla bağlantılıdır . Alınan bilgilere göre yaklaşık 6 ay kadar önce Ahırlı İlçe Jandarma Bölük Komutanlığına atanan Astsubay Kıdemli Üstçavuş Ali Çalışkan, Akkise beldesi ahalisi üzerinde baskı kurmak istemiştir.
* Normalin ve gerekenin üzerinde bir sıklıkla beldeye gelip gitmiştir .
* Buna bağlı olarak; yaklaşık 3 ay kadar önce kaçak aramak bahanesiyle bir düğün evini izinsiz olarak aramış , sadece kadınların bulunduğu evde taciz ateşi açmış, düğün sahibi olan yaşlı kadın bayılmıştır. Aynı komutan düğün evinin oğullarını 8 gün gözaltında tutarak işkence yapmıştır. Olay adli makamlara intikal ettirilmiştir.
* Bu olaydan 2 ay sonra ise yine Astsubay Ali Çalışkan, kimlik kontrolü sırasında kimliğini ibraz etmediği için Şükrü Gültekin ve Ali Araç adlı şahısları gözaltına almış ve ikisinin de gözlerini bağlatarak yaklaşık birbuçuk saat işkence yapmıştır.
* Ali Araç'ın bir kulağından hala kan gelmektedir . Ayrıca Şükrü Gültekin son olayda sırtından aldığı dipçik darbeleriyle ağır şekilde yaralanmıştır.
* Şükrü Gültekin, son olayda öldürülen Hasan Gültekin'in de ağabeyidir.
Olay gününde neler oldu?
Olay gününde yaşananlarla ilgili olarak raporda şu saptamalar dikkati çekiyor:
* Askere çağrı pusulası alan yaklaşık 120 asker adayının veda eğlencelerinin yapıldığı kahvehanede kimlik kontrolü yapmıştır.
* İki asker adayı tarladan geldiklerini, sadece üzerlerinde askerliğe çağrı pusulalarının bulunduğunu söylemişlerdir.
* Bunları kimlik olarak kabul etmediğini galiz ve ağza alınmayacak küfürlerle ifade eden komutan, kimliği olmayan iki genci götürmek istemiştir.
* Kahvehanedekiler buna gerek olmadığını arkadaşlarını tanıdıklarını ve herhangi bir vukuatın olmadığını söyleyerek arkadaşlarını vermek istememişlerdir.
* İki genci götüremeyen jandarmalar, arabayı kalabalığın üzerine sürmüşler ve bir daha geleceğiz diyerek ve küfürler ederek beldeyi terk etmişlerdir
* Karakol komutanı 8 araba ve yaklaşık 80 askerle beldenin araba ile bile geçilemeyen bir yerinden beldeye yeniden dönmüştür .
* Bu sefer askerlerin başında sivil elbiseli olarak İlçe Jandarma Bölük Komutanı Astsubay Kıdemli Üstçavuş Ali ÇALIŞKAN yer almıştır.
* Halkı beldenin meydanına dipçik darbeleriyle ve hakaretlerle toplamışlardır. Bu arada da devamlı etrafa ateş açılmaktadır.
* Kendinden geçmiş bir şekilde bağırıp çağıran, halka küfürler eden ve bir elinde tabanca ve bir elinde otomatik tüfekle etrafa ateş eden Jandarma Astsubay Ali ÇALIŞKAN, gerek Belediye Başkanı Abdullah KAYAALP, gerek beldenin ileri gelenlerinin uyarılarına kulak asmamıştır.
* Resmi açıklamalarda yer verildiğinin aksine, hiçbir jandarma olay sırasında yaralanmamış ve karşılık görmemiştir .
-----------------------------------
Mazlumder'in tüm rapor metni ise şöyle:
Tarih: 10 Ağustos 2001 Saat : 21:30 ila 24:00 arası
Yer : Konya ili, Ahırlı ilçesi Akkise beldesi
Olay : Ahırlı, Yalıhüyük ve Bozkır ilçeleri jandarma karakollarına bağlı 80 kadar jandarmanın, jandarma astsubay Ali ÇALIŞKAN komutasında belde meydanında halkı toplayarak halkın üzerlerine açılan ateş sonucu, belde meydanında 1 kişinin ölümü ve yaklaşık 50 kişinin yaralanması olayıdır.
AYRINTILAR :
MAZLUMDER Konya Şube Başkanı Mustafa Akmeşe, Mazlumder GYK Üyesi Adem Seleş ve Avukat Mustafa Atılgan'dan oluşan inceleme heyeti, 12 Ağustos 2001 tarihi saat 13:00 de Akkise beldesine varmıştır. İlk olarak olay sırasında öldürülen Hasan GÜLTEKİN'in evine gidilmiş , ailesine taziyede bulunduktan sonra orada bulunan yaklaşık 30 köylüden olayla ilgili bilgi alınmıştır.
Olay tek başına bir olay olmayıp, geçmişte yaşananlarla bağlantılıdır. Alınan bilgilere göre yaklaşık 6 ay kadar önce Ahırlı İlçe Jandarma Bölük Komutanlığına atanan Astsubay Kıdemli Üstçavuş Ali Çalışkan, Akkise beldesi ahalisi üzerinde baskı kurmak istemiştir. Normalin ve gerekenin üzerinde bir sıklıkla beldeye gelip gitmiştir. Buna bağlı olarak; yaklaşık 3 ay kadar önce kaçak aramak bahanesiyle bir düğün evini izinsiz olarak aramış, sadece kadınların bulunduğu evde taciz ateşi açmış, düğün sahibi olan yaşlı kadın bayılmıştır. Aynı komutan düğün evinin oğullarını 8 gün gözaltında tutarak işkence yapmıştır. Olay adli makamlara intikal ettirilmiştir.
Bu olaydan 2 ay sonra ise yine Astsubay Ali Çalışkan, kimlik kontrolü sırasında kimliğini ibraz etmediği için Şükrü Gültekin ve Ali Araç adlı şahısları gözaltına almış ve ikisinin de gözlerini bağlatarak yaklaşık birbuçuk saat işkence yapmıştır. Daha sonra bu iki kişi, muhtar tarafından karakoldan alınmıştır. Ali Araç'ın bir kulağından hala kan gelmektedir . Ayrıca Şükrü Gültekin son olayda sırtından aldığı dipçik darbeleriyle ağır şekilde yaralanmıştır. Şükrü Gültekin, son olayda öldürülen Hasan Gültekin'in de ağabeyidir. Bu ve benzeri olaylar nedeniyle savcı tarafından Jandarma Astsubay Ali ÇALIŞKAN'ın uyarıldığı da halk tarafından nakledilmiştir.
Son olarak 10 Ağustus 2001 tarihinde saat 21:30 civarında beldeye Ahırlı İlçesi Jandarma Karakol Komutanı Astsubay Üstçavuş Recep KARABACAK ve bir uzman çavuş komutasında bir araba (20 kadar) asker gelmiştir. Belde meydanında bulunan 3 kahvehaneden ikisinde kimlik kontrolü yaptıktan sonra, askere çağrı pusulası alan yaklaşık 120 asker adayının veda eğlencelerinin yapıldığı kahvehanede kimlik kontrolü yapmıştır. İki asker adayı tarladan geldiklerini, sadece üzerlerinde askerliğe çağrı pusulalarının bulunduğunu söylemişlerdir.Bunları kimlik olarak kabul etmediğini galiz ve ağza alınmayacak küfürlerle ifade eden komutan, kimliği olmayan iki genci götürmek istemiştir. Kahvehanedekiler buna gerek olmadığını arkadaşlarını tanıdıklarını ve herhangi bir vukuatın olmadığını söyleyerek arkadaşlarını vermek istememişlerdir. Daha önce aynı şekilde gözaltına alınanlara yapılan işkencelerin, belde halkını böyle davranmaya sevk ettiği izlenimi edinilmiştir. İki genci götüremeyen jandarmalar arabayı kalabalığın üzerine sürmüşler ve bir daha geleceğiz diyerek ve küfürler ederek beldeyi terk etmişlerdir. Bu olaylar sırasında 4-5 kişi jandarmalar tarafından dipçiklenmiş ve dövülmüştür.
Halktan alınan bilgilere göre yaklaşık bir saat kadar sonra Konya İl Jandarma Alay Komutanlığından yardım isteyen Karakol Komutanı, Yalıhüyük ve Bozkır jandarma birliklerinden alınan destekle 8 araba ve yaklaşık 80 askerle beldenin araba ile bile geçilemeyen bir yerinden beldeye yeniden dönmüştür. Bu sefer askerlerin başında sivil elbiseli olarak İlçe Jandarma Bölük Komutanı Astsubay Kıdemli Üstçavuş Ali ÇALIŞKAN yer almıştır. Halkı beldenin meydanına dipçik darbeleriyle ve hakaretlerle toplamışlardır. Bu arada da devamlı etrafa ateş açılmaktadır. Kendinden geçmiş bir şekilde bağırıp çağıran, halka küfürler eden ve bir elinde tabanca ve bir elinde otomatik tüfekle etrafa ateş eden Jandarma Astsubay Ali ÇALIŞKAN, gerek Belediye Başkanı Abdullah KAYAALP, gerek beldenin ileri gelenlerinin uyarılarına kulak asmamıştır. Yaklaşık olarak 20 dakika süresince bir kısım askerler havaya ateş ederken, bir kısım askerler ise suç delili olan mermi kovanlarını toplamışlardır. Çevredeki cami, evler ve belediye binasında kurşun izleri müşahede edilmiştir. Resmi rakamlarda 920 olan mermi sayısının aslında binlerle ifade edileceği belirtilmiştir. Çünkü olay 24:00 civarlarında bitmesine rağmen, tahkikat sabahleyin 07:00 civarında başlamıştır. Bu geçen süre içerisinde halktan bazı kimselerin de mermi kovanlarını topladıkları ifade edilmiştir.
20 dakika süren yaylım ateşi sonucunda askere "araç bin" emri veren İlçe Jandarma Bölük Komutanı Ali ÇALIŞKAN, asker bindikten sonra halkın arasından etrafa ateş ederek araçlara doğru yürümüştür. Bu ateş sırasında Yusuf GÜLTEKİN (öldürülenin amcası) sivil elbiseli Jandarma Astsubay Ali Çalışkan'ın bir kişiyi öldürüp 4 kişiyi yaraladığını görmüştür . Hasan GÜLTEKİN olay yerinde vefat etmiştir. Hasan Gültekin karnından aldığı tek kurşun yarası sonucu ölmüştür.Daha sonra jandarmalar olay mahallini terk etmişlerdir. Sonra mülki amir olan Ahırlı Kaymakamı Fatih YILMAZ'a haber verilmiştir. Saat 02:00 civarlarında resmi yetkililer beldeye gelmişlerdir. Resmi açıklamalarda yer verildiğinin aksine, hiçbir jandarma olay sırasında yaralanmamış ve karşılık görmemiştir. Askeri araçlara da hiçbir şekilde zarar verilmemiştir. Olaylar sırasında ses bombası olduğu zannedilen bir bomba atılmış , bombanın patladığı yerdeki barut izi görülmüştür. Olay tamamen tek taraflı olarak gelişmiştir.
Olayla ilgili bilgiler, öncelikle ilk kimlik yoklaması sırasında kahvehanede bulunan Mehmet ÜSTÜNDAĞ ve öldürülen Hasan GÜLTEKİN'in amcası olan Yusuf GÜLTEKİN'den alınmıştır. Ayrıca olay mahalli gezilmiş yaklaşık50 kadar kişiyle görüşülmüştür . Görüşmeler birbirini doğrulamaktadır. Olay mahallinde bulunduğumuz sırada İçişleri Bakanlığı müfettişlerini uğurlayan Ahırlı Kaymakamı ile görüşülmek istenmiş, yoğun olduğunu söyleyen kaymakamla görüşülememiştir. Ayrıca belde Belediye Başkanı Abdullah KAYAALP ile görüşülmüş yukarıdaki bilgiler belediye başkanı tarafından da teyid edilmiştir.
Resmi yetkililer, soruşturmalar sırasında halkın çok azıyla görüşmüşler , olay ve şahitler tam anlamıyla kaydedilmemiştir. Yapılan inceleme ve görüşmelerde delillerin karatılmak istendiği, tamamen tek taraflı bir saldırı olayı olmasına rağmen sanki bir çatışma ve arbede gibi gösterilmek istendiği, bu konuda belde ahalisine ve resmi yetkililere baskı yapıldığı gözlemlenmiştir.
Soruşturmalar sırasında belde halkından Ali DÜZGÜN'ün de şahit olduğu bir olay da İl Jandarma Alay Komutanı olayı incelemeye gelen Hakim Seher Hanım'a " Bu Akkiseliler çok şımarık, kimlik yoklamasında kimlik göstermemişler; Jandarma Astsubay Ali ÇALIŞKAN beni aradı, kimlik yoklaması sırasında kendisine karşı gelmişler, ben de destek al ve kimlik göstermeyen o iki kişiyi al gel dedim" şeklinde konuşmuştur.
İncelemelerimiz sonucunda cevaplandırılması gereken sorular şunlardır:
1.Son zamanlarda hiçbir vukuatın olmadığı belde ahalisi , sık sık yapılan kontrollerle planlı olarak tahrik edilmek mi istenmiştir?
2.Herkesin isim isim bilindiği bir beldede kimlik yoklaması niçin bu kadar önem kazanmaktadır?
3. İlçe Jandarma Bölük Komutanı Astsubay Üstçavuş Ali ÇALIŞKAN'ın yapmış olduğu hareket ferdi bir hareket midir? Ya da bu olaydan Ahırlı Kaymakamı ile İl Jandarma Alay Komutanı'nın haberi var mıdır?
4.Olay 24:00 civarlarında bitmesine ve 02:00 civarlarında resmi yetkililerin gelmesine rağmen soruşturma ve delil toplama faaliyetleri neden sabah 07:00'de başlayabilmiştir? Gizlenmek istenen başka şeyler de var mıdır?
5.Olaya karışan asker ve rütbelilerin isimleri nelerdir? Bu askerlerin hemen başka illere gönderildiği doğru mudur?
6.Olaya karışan sorumlular ne durumdadırlar?
7. Yaralandığı iddia edilen askerlerin kimlik bilgileri neden verilmemiştir? Gerçekten olay sırasında mı yaralanmışlardır.?
8.Yaralandığı iddia edilen askerleri kimler yaralamıştır? Bu olayla ilgili gözaltına alınanlar var mıdır?
9.Tahrip edildiği iddia edilen araçlar nerededir? Eğer tahrip edildiyse neden basına ve resmi yetkililere gösterilmemiştir?
10.Yaralanan askerler ve tahrip edilen araçlar neden iki gün sonra açıklanmıştır? Deliller mi karatılmak istenmektedir? Yaralanan askerler ve tahrip edilen araçlar var ise niçin olaydan hemen sonra açıklanmamıştır?
MAZLUMDER İnceleme Heyeti, olayın karartılmamasını, sorumluların bir an önce cezalandırılmasını talep etmektedir. Ayrıca MAZLUMDER Konya Şubesi olayın takipçisi olacaktır.
(NU)