Ocak - Eylül 2004 dönemi insan hakları ihlallerini içeren özet raporda, emniyette işkence ve kötü muamele ayrı bir başlık altında inceleniyor; gösteriler sırasında polis şiddeti ve resmi olmayan kayıtsız gözaltılar, yargısız infazlar da bu bölümde ayrı ayrı örneklerle anlatılıyor.
İfade özgürlüğü ve insan hakları savunucularının taciz edilmesi de raporda bağımsız başlıklar altında incelenen insan hakları ihlalleri arasında. UAÖ kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla hükümetin yeterli önlemleri almadığı görüşünde.
Süregelen reformlar
UAÖ, "Avrupa ve Orta Asya'ya İlişkin Endişeler: Ocak - Eylül 2004 " adlı raporunun girişinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) döneminde, Avrupa Birliği'ne (AB) uyum paketleri çerçevesinde gerçekleştirilen Anayasa ve yasa değişiklikleri sıralanıyor.
7 Mayıs itibarıyla 1982 Anayasasındaki maddelerin üçte birinin değiştiğini belirten UAÖ, aralarında Devlet Güvenlik Mahkemelerinin (DGM) iptali ve Yüksek Öğrenim Kurulu'ndan (YÖK) askeri üyenin çekilmesini sağlayan yasal değişiklikler de olmak üzere 2004 yılının ilk altı aylık döneminde yapılan yasal ve anayasal değişiklikler sıralanıyor.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi' nin 22 Haziran'da Türkiye'yi izleme sürecinden çıkardığına işaret edilen raporda, UAÖ'nün 8 - 13 Şubat ve 8 - 10 Haziran tarihlerinde Türkiye'de resmi makamlar ve insan hakları örgütleri ile yaptığı temaslar belirtiliyor.
Kadınlara Yönelik Şiddet
UAÖ raporunda, Kadınlara Yönelik Şiddete ilişkin uluslararası Kampanyası'nın bir parçası olarak 2 Haziran'da "Türkiye, Aile İçi Şiddete Karşı Mücadelede Kadınlar" başlıklı raporun yayınlandığını belirterek "Türkiye'deki binlerce kadın toplumda ve aile içi fiziksel şiddete maruz kalıyor; dövülüyor, tecavüze uğruyor, öldürülüyor ve bazı durumlarda intihara zorlanıyorlar" diyor.
UAÖ, hükümetin kadına yönelik şiddetin yaygınlığını engelleyebilmek amacıyla mevcut yasaları gerektiği gibi uygulamadığını ve bu konudaki endişelerini ifade ediyor. UAÖ,"Türkiye, Aile İçi Şiddete Karşı Mücadelede Kadınlar" raporunda Türk hükümetine, alınacak önlemler ve yapılacak reformlar konusunda öneriler getirdiğini vurguluyor.
Türkçe dışındaki dillerde yayın
UAÖ, gecikmeli de olsa Ağustos ayında TRT'de Türkçe dışında Boşnakça, Çerkezce, Kırmançi, Zazaca ve Arapça yayınlara başlandığına işaret ederek, bu yayınların özel radyo ve televizyonlardaki yayınlarla tamamlanması gerektiğini belirtiyor.
DEP milletvekilleri
Demokrasi Partisi (DEP) eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak'ın 9 Haziran'da serbest kaldığını belirten UAÖ, gelişmeyi memnuniyetle karşıladıklarını, ancak DEP'lilerin koşulsuz serbest bırakılması ve yeniden yargılanmamaları gereğine işaret ediyor.
İşkence ve kötü muamele
UAÖ, geçtiğimiz iki yıl içinde tutuklama, gözaltı ve sorgulamaya ilişkin yönetmeliklerde yapılan çeşitli değişikliklere karşın, uygulamada, gözaltına alınanların hala işkence ve kötü muameleye maruz kaldığına ilişkin raporlar bulunduğunu ve bu durumun endişe yarattığını belirtiyor.
İzmir Barosu İşkenceyi Önleme Grubu' nun raporlarına değinen UAÖ, hırsızlık gibi adli suçlardan gözaltına alınanların da hala işkence ve kötü muamele riski altına olduğuna işaret ediyor.
* Gösterilerde polis şiddeti
"Polisin gösteriler sırasında göstericilere amacı aşan biçimde şiddet kullanması UAÖ'nün endişe duyduğu alanlardan biri olup resmi temaslarda bu durum yetkililere iletildi" denilen raporda, gösteriler sırasında özellikle DEHAP ve sol partilerin sempatizanları, sendikacılar, öğrenciler ve savaş karşıtlarının hedef alındığı vurgulanıyor.
UAÖ, gösteri sırasında kötü muameleye maruz kalanlar hakkında "görev başındaki emniyet görevlisine mukavemet ederek şiddet kullanmaktan" ve "Toplantı ve Gösteri Yapma Yasası"na aykırı davranmaktan dava açıldığını belirtiyor.
NATO'yu protesto gösterileri sırasında gözaltına alınan öğrencilerin durumu raporda ayrıntılı olarak yer alıyor.
İzmir Barosu ve Diyarbakır Barosu raporlarından alıntı yapan UAÖ, 6 Kasım 2003'de polis kameramanı Durmuş Yıldız'ın YÖK protestoları sırasında, bir yandan video çekimi yapıp, diğer yandan bir öğrenciyi sürekli tekmelemesi olayının Türk basını tarafından görüntülendiğini belirtiyor. Durmuş Yıldız'ın "biber gazından etkilendiği ve kendinde olmadığı" şeklinde savunma yapıp yalnızca altı ay için terfisinin ertelenmesi cezası aldığına dikkat çeken UAÖ, Haziran ayı sonunda NATO karşıtı gösteriler sırasında göstericilere karşı, yoğun biçimde biber gazı kullanılmasının da fotoğraflarla tespit edildiğini aktarıyor.
* Gayrı resmi gözaltılar
UAÖ raporunda, insanların sivil giyimli polisler tarafından kaçırılarak bir otomobil içinde veya resmi gözaltı merkezleri dışında sorgulanarak işkence ve kötü muamele gördüğü yolundaki çok sayıda iddianın devam ettiğini kaydediyor.
Kayıt dışı gözaltı olayları arasında özellikle kaygı uyandıran bir olay olarak 3 Mart tarihinde muayene olmaya gittiği Haydarpaşa Hastanesi'nden zorla gri bir minibüse bindirilip kaçırılan Derya Aksakal'a yapılan çeşitli işkenceleri sıralayan UAÖ Aksakal'dan Emekçi Kadınlar Birliği Ümraniye Şubesi hakkında bilgi vermeye zorlandığını ifade ediyor.
* Yargısız infazlar
28 Mayıs'da sokak ortasında öldürülen Şiyar Perinçek olayının özellikle altını çizen UAÖ, aynı olayda gözaltına alınan Nurettin Başçı ve Mehmet Gazi Aydın'ın Adana Emniyet Müdürlüğü Anti-Terör Şubesi tarafından "Filistin askısı" da dahil olmak üzere işkenceye maruz kaldığına ilişkin raporlar bulunduğunu vurguluyor.
UAÖ, Türk hükümeti ile yaptıkları Haziran toplantıları sırasında bu olaylara ilişkin endişelerini aktardığını kaydediyor.
İfade özgürlüğü
İfade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalara ilişkin raporların bu yılın ilk altı ayında devam ettiğini belirten UAÖ, Milli Gazete yazarı Hakan Albayrak' ın Kalecik Cezaevinde bulunduğunu, Vakit ve Muş haber Gazetelerine yönelik para cezaları verildiğinden söz ediyor.
Fikret Başkaya'nın "Akıntıya Karşı Yazılar" adlı kitabından dolayı Türk Ceza Kanunu'nun 159. maddesine göre yargılandığı, hüküm giydiği taktirde 3 yıl hapis cezası riski bulunduğu belirtilmekte.
İnsan hakları savunucularına yönelik taciz
UAÖ, insan hakları savunucuları, avukatlar, doktorlar, çevre aktivistleri ve sendikacıların da aralarında bulunduğu sivil toplum örgütü üyelerine yapılan baskılar konusunda Şubat ayında yayımladığı rapora gönderme yapıyor.
İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) çeşitli şube başkanlarının baskı altında olduğunu vurgulayan UAÖ, bunlar arasında Siirt Şubesi Başkanı Vetha Aydın ile Mardin Şubesi Başkanı Hüseyin Cangir'e uygulanan baskı ve para cezalarından söz ediyor.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) aleyhine Dernekler Kanunu'nu ihlal ederek uluslararası örgütlerle "işbirliği" yapmak ve bağış almaktan açılan davanın düşmesini olumlu bir gelişme olarak karşılayan UAÖ, "ancak davaya temel teşkil eden yasalar henüz yürürlüktedir" diyor.
UAÖ'nün raporunda değindiği bir başka dava ise TİHV İzmir şubesinden Dr. Alp Ayan ile Günseli Kaya aleyhine Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykırılık iddiasıyla açılan dava.
UAÖ, ayrıca GÖÇ-DER Başkanı Şefika Gürbüz' ün, 19 Ocak'ta TCK 312'den 3 yıl hapse mahkum edilip, cezasının 10 milyar lira para cezasına çevrildiğini belirtiyor. (YS/BB)
* Haberi Yıldız Samer Uluslararası Af Örgütü'nün (UAÖ) "Concerns in Europe and Central Asia, January - June 2004" başlıklı raporundan derledi.