UAÖ'den yapılan açıklamada "ABD'ye yapılan 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana Çin Hükümeti bölgedeki tüm politik ve dini farklılıklara karşı oluşturduğu baskıyı artırmak için 'terörizmle mücadele'yi bahane olarak kullanmaktadır" denildi.
UAÖ, son üç yıl içinde Çin'in kuzey batısında bulunan Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde (XUAR), "anti terörizm" gerekçesi altında on binlerce kişinin gözaltına alındığını; bu olayların bölgesel hükümet başkanının "son yıllar içinde bir patlama veya suikast olayının hiç yaşanmamış olduğu" iddiasına rağmen yaşandığını açıkladı.
Kültürel ve dini baskı
UAÖ raporunda Çin hükümetinin şiddeti hiçbir zaman kullanmamış ya da savunmamış olan düşünce mahkumlarını gözaltında tutmaya devam ettiğine işaret edilerek, "Bu durum, Çin'in bölgedeki baskı politikalarının şiddet içeren davranışlar ya da "terörizmle" savaşmanın çok ötesinde olduğunu göstermektedir" denildi.
"Uygur kültürel ve dini kimliğinin bağımsız ifade alanı, var olan baskı düzeyinde tehlikeli bir şekilde daralmaktadır" tespitini yapan Uluslararası Af Örgütü, hükümetin baskılarını şöyle sıraladı:
* Hükümet çoğu Müslüman olan Uygurların dini hakları üzerindeki kısıtlamalarını artırarak bazı camileri kapatmış, bazı dini okulları ve uygulamaları da yasaklamıştır.
* Kısıtlamalarını dini, kültürel ve sosyal haklara da uzatarak "ayırımcı, terörist veya dini fanatik" oldukları şüphesi ile kişileri yıllarca adil olmayan yargılamalar ertesinde mahkumiyet veya idam cezaları ile karşı karşıya bırakmıştır.
* Ayrıca bu kişiler avukatlar veya aileleri ile görüştürülmeden, işkence görmüş ve uzun süreli gözaltında tutulmuştur.
Çin'e geri gönderiliyorlar
Birçok Uygur'un Kırgızistan, Kazakistan, Nepal ve Pakistan gibi komşu ülkelere kaçmayı seçtiğini kaydeden UAÖ, "Ancak Çin hükümeti bu ülkelere sığınmacıları geri göndermeleri yönünde baskı yaptığı için buralarda da güvenlikte değiller. Geri gönderildikleri zaman ise; işkence, adil olmayan yargılama ve hatta ölüm cezasını içeren ciddi insan hakları ihlalleri ile karşı karşıya kalmaktalar" dedi.
UAÖ'nün raporunda sözedilen ve yakın zamanda gerçekleşen bir olayda, Shaheer Ali adlı Uygur'un, Nepal'de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından mülteci olarak kabul edildikten sonra bile Çin'e zorla geri gönderildiği ve infaz edildiği belirtildi.
"Yakın zamanda bir ABD yetkilisi Guantanamo Körfezi'nde tutulan 22 Uygurun, görünürde işkence ve hatta infaz edilmeleri korkusu nedeniyle geri gönderilemeyeceklerini beyan etti" diye bir başka olaya değinen UAÖ şu açıklamayı yapıyor:
"Uluslararası Af Örgütü bir Çin heyetinin Guantanamo'yu ziyareti süresince; Uygurların gözlerinin korkutulduğu, tehdit edildikleri ve uykusuz bırakma, saatlerce oturmaya zorlanma gibi 'gerilim ve baskı' tekniklerine maruz bırakıldıkları şeklinde güvenilir iddialar almıştır. İddia edilen bu ihlallerin bazıları Çinli temsilcilerin direktifleri doğrultusunda yapılmıştır." (YS/EÜ)