Akman, komisyonun, kitle iletişim araçlarındaki şiddet içerikli yayınlar konusunu ele aldığı toplantısında, "Sorun, yasal düzenlemelerin yanı sıra, her kesimin, kurumun ve sektörün, konu hakkında duyarlılık göstermesini ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirmesini gerektirmektedir" diye konuştu.
RTÜK Başkanı Zahid Akman " Şiddetle mücadele konusunda duyarlılığı artırıcı, bilinçlenmeyi sağlayıcı önlemlere ihtiyaç vardır" dedi ve şöyle konuştu:
"Töre/namus cinayetleri gerek ülkemizde gerekse dünyada kadına karşı uygulanan şiddetin en uç noktasıdır. Temel nedeni eğitimsizlik olan töre/namus cinayetleri çağdaş yaşamla bağdaştırılamaz. Bu konuda atılacak en etkili adımlar eğitim düzeyini yükseltmek ve toplumda şiddetle mücadele etme bilincini yaygınlaştırmaktır."
Akman, RTÜK'ün, şiddet içerikli yayınlar karşısında dezavantajlı konumda olan çocuklara ve gençlere gerekli bilgilerin verilmesi, program seçiciliklerinin artırılması ve zararlı yayın içeriğinden en üst düzeyde korunmalarının sağlanması hedeflendiğini belirterek, "akıllı işaretler" çalışmasından söz etti:
"Akıllı işaretler koruyucu sembol sistemidir. Çocukların ve gençlerin zararlı yayınlardan korunmalarına, televizyon programları arasında bilinçli seçimler yapmalarına, ana-babaların kitle iletişim araçlarının zararlı içeriklerinden küçükleri koruma çabalarında desteklenmelerine yönelik olarak geliştirilen 'Akıllı İşaretler' koruyucu sembol sistemiyle ilgili çalışmalar son aşamaya getirilmiştir.
"Ancak, bundan önce yapılan çalışmalarda yayıncıların görüşlerinin yeterince yer almaması, Avrupa ülkelerindeki uygulamaların Türkiye koşulları göz önünde bulundurulmaksızın olduğu gibi alınması nedeniyle sistemin uygulanması kısa bir süre ertelenmiştir. 2006 yılının ilk aylarından itibaren bu uygulamaya geçilmesi planlanmaktadır."
Akman, toplumun şiddete duyarlılığının artırılması ve şiddetle mücadele bilincinin yaygınlaştırılması bağlamında en önemli kitle iletişim aracının televizyon olduğunun yadsınamayacağını söyledi:
"Kitle kültürünün yaygınlaşmasında önemli bir rolü olan televizyon bu yönüyle aynı zamanda etkili bir eğitim aracıdır. Bu nedenle televizyon programlarında, haberlerde, film, dizi film gibi dramatik yapımlarda konuların ele alınış biçimi önem arz etmektedir. Programlarda şiddetin bir davranış biçimi olarak genel kabul görmesini sağlayacak motiflerden kaçınılması yayın kuruluşlarının en önemli sorumluluklarından biridir."
Akman, pek çok ülkede benzer kaygı ve çabalarla televizyonda yer alan şiddetten bireyi ve özellikle çocuk ve gençleri korumak için bir takım yasal düzenlemelerin ve yaptırımların uygulamaya konulduğunu söyledi.
RTÜK'ün, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde kurulan Şiddeti Önleme Platformu'nun da üyesi olduğunu belirten Akman, şiddetin yaygın bir problem olarak yaşamın her alanında karşımıza çıktığını, dolayısıyla televizyonun da konusu olduğunu vurguladı:
"Gerçek hayattan medyaya yansıyan ve her gün dozajı artan şiddet öyküleri, şiddeti meşrulaştırdığı gibi izleyicileri duyarsızlaştırıyor. Her türlü şiddeti ve özellikle aile içi şiddeti konu alan haber ve görüntülerin hak ettiği duyarlılıkta verilmesi, sağlıklı analizlerin yapılmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Bu tür haberleri onaylayıcı, meşrulaştırıcı, hoşgörülü her türlü tanım ve yaklaşımdan kaçınılarak, şiddetin bireysel ve toplumsal hayatımızda yaratacağı tahribatın her fırsatta gözler önüne serilmesinin önemlidir."(AD)