İşçi-köylü gazetesi çalışanı Suzan Zengin, 26 Ağustos'ta ilk kez mahkemeye çıkarıldığında bir yıldır Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi'nde kalıyor olacak.
İstanbul polisinin 28 Ağustos 2009'da gözaltına alınan Zengin, Kartal'ın Gülsuyu Mahallesi'ndeki evlerinden aynı saatlerde gözaltına alınan üç kişiyle birlikte Terörle Mücadele Şubesi'ne getirilmişti.
Dava 31 Ağustos'ta başlıyor
Zengin ve diğer kişiler, 31 Ağustos'ta Beşiktaş'taki adliye getirilerek mahkemeye çıkarıldı ve "yasadışı örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla aynı akşam tutuklandı. Adliye çıkışında "Devrimci basın susturulamaz" sloganı atan Zengin Bakırköy'deki cezaevine gönderilirken diğer üç kişi de Metris Cezaevi'ne götürüldü.
Yaşananları "komplo" olarak değerlendiren İşçi-Köylü gazetesi, Zengin'in Kartal bölgesinde uzun yıllardır devrimci-sosyalist basın kimliğiyle gazetecilik yaptığını bildirmişti.
Zengin, cezaevinden gönderdiği mektubuna, "Mektubum sizlere ulaştığında bir komplo sonucu tutuklanmamın üzerinden yaklaşık dokuz ay geçmiş olacak" sözleriyle başlıyor.
"Sorgusuz-sualsiz, peşin cezalandırma mantığı"
Bu süre zarfından hala bir mahkemeye çıkarılmadığını ifade eden Zengin, "İddianame ve ilk duruşma tarihi açıklanalı da henüz birkaç hafta oldu" diyor. Zengin, ilk olarak 26 Ağustos'ta mahkemeye çıkarılacak olmasına da, "sorgusuz-sualsiz, peşin cezalandırma mantığının ürünü" olarak bakıyor.
Zengin, iddianamede, Umut Yayımcılık Şirketi'nin ve bünyesinde çıkan İşçi-köylü gazetesi, Partizan dergisi ve Yeni Demokrat Gençlik (YDG) gibi yayınların "yasadışı faaliyet yürütmek" ile suçlanmalarını eleştiriyor; "Bana yönelik iddianamede gazete çalışmasının dışına çıkan, demokratik alan faaliyetlerini kapsamayan hiçbir delil yok" dedi.
Kanıt olmadan ve hukuka aykırı şekilde suçlandığının ve cezaevinde tutulduğunu savunan Zengin, yayıncılık faaliyetlerinin hukuki kurallar içerisinde gerçekleştirildiğini kaydederek, "Bu durumda ortada bir "yasa dışılık" varsa, bu da devletin kendi hukuk kuralları içerisinde, bilgisi-izni dahilinde gerçekleşiyor demektir" diye yazdı.
Türkiye'de 11 basın meslek örgütünün oluşturduğu G 9 Platformu, yetkililerden ivedi olarak Ceza Yasası (TCK), Terörle Mücadele Yasası (TMY), Basın Yasası ve Anayasada gerekli değişikikleri yapmasını ve düşünceyi ifade özgürlüğünü her boyutta güvence altına almalarını istemişti. Platform, hapisteki gazetecilerin tahliyesini de istemişti. (EÖ)