Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı, tutuklu bulunan Azadiya Welat gazetesi İmtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü Vedat Kurşun'un, "PKK örgütü propagandası" iddiasıyla hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün (25 Mart) görülmeye devam edilen yargılamada esas hakkındaki mütalaasını sunan Savcı Tuncer Çetin, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği" gerekçesiyle gazeteciye ceza verilmesini istedi.
"Lider", "Sayın" ve "Önder" sözlerine hapis talebi
Duruşmaya, 5 Şubat'tan beri Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde bulunan Vedat Kurşun ve avukatları Tahir Elçi, Muharrem Erbey, Meral Danış Beştaş, Fethi Gümüş ve Servet Özen katıldılar.
Savcı, Ceza Yasası'nın (TCK) 220/6 göndermesiyle TCK'nın 314/2 maddesi ve Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2 maddelerinden ceza istedi.
Savcı Çetin, gazetenin 12 Eylül 2007-12 Ağustos 2007 döneminde yayımlanan 13 sayısında, örgüt görüşleri doğrultusunda yayın yaptığı, gazetecinin "örgüt propagandası yapma kastını aşarak örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği" gerekçesiyle, her bir propaganda suçundan ayrı ayrı cezalandırılması gerektiğini savundu.
Suçlamaya gerekçe olarak, gazete sayılarında hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan için "Kürt halk önderi", "KCK önderi", "Sayın Öcalan", "Önder Apo" sıfatlar kullanılması, PKK'ye bağlı HPG'liler için "HPG gerillaları" olarak söz edilmesi gösterildi.
Mahkemeden tahliye talebine ikinci ret
Mütalaada, gazetenin 2 Ekim 2007 tarihli sayısında, KCK lideri Abdullah Öcalan'ın sağlık durumunun güç geçtikçe kötüye gittiği, bu durumun inkar ve imha politikasının bir parçası olduğu, bunun için "Artık yeter! Önderliği yaşa ve yaşat" kampanyasının başlatıldığına ilişkin KCK'nın yaptığı açıklamaya "Önder Apo'yu Yaşa ve Yaşat" başlığıyla yer verilmesi örnek verildi.
Savcılık mütalaasıyla ilgili düşünceleri sorulan sanık avukatları, mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için süre talebinde bulundular. Mahkeme de, esas hakkında savunmaların hazırlanması için gelecek duruşma tarihi olarak belirlenen 15 Nisan'a kadar süre verdi.
Mahkeme, 4 Mart'taki duruşmadan sonra dün de Kurşun ile ilgili tahliye talebini reddetti. Sanık avukatlarıysa, bir kez daha "Kendisi savunmasını yapmak için kendiliğinden mahkeme geldi. Nasıl tutuklu kalır?" itirazında bulundular.
Bir mahkeme üyesi tutuklamaya muhalif
Vedat Kurşun'un tutuklanmasına 5 Şubat'ta karar verdiğinde mahkemenin bir hakimi Selahaddin Menteş, karara muhalif kalmıştı.
Menteş, gerekçesini şöyle açıklamıştı: "Sanığın savunmasının alınmış olması, sanığın etki edebileceği delillerin toplanmış olması göz önüne alındığında, tutuklanmadan beklenen hukuki yarar sağlandığı göz önüne alındığında, sanığın tutuksuz yargılanması gerektiği görüşü ile sanığın tutuklanmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim." (EÖ/GG)