Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutanakla ilgili bu sabah yaptığı açıklamada, notları kendileri tarafından sızdırılmadığını, araştırma yaptıklarını söyledi.
Demirtaş, "Baldıran zehiri içeceğini söyleyen Başbakan'a karşı komplo içinde olmayız” dedi.
Türk: Gerçekle ilgisi yok
Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk de bugün yaptığı açıklamada, “Tutanakların sızdırılmasını buradan öğrendik, bu tartışmaları spekülasyon olarak değerlendiriyoruz, araştıracağız inceleyeceğiz. Tutanakların gerçekle bir ilgisi yok gibi görünüyor” dedi.
Başbakan Erdoğan: Konuştukça hata yapıldı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dün akşam Viyana’dan dönüşte gazetecilerin sorularını yanıtladı ve “En ufak bir rehavet bize ağır bedeller ödetebilir. Silahlar bırakılır, Türkiye terk edilirse benim de güvenlik birimlerim operasyonlara nihayet verir” dedi.
“Dikkat ederseniz ben bu alanda çok konuşmak istemiyorum. Ama BDP’liler maalesef ellerine verilen o notlarla ilgili hemen açıklamalar yaptılar, yapıyorlar. Fazla konuştukça da hata yapıldı. Ne derece doğru, ne derece sağlıklı bilemiyorum. Bir şeyler olacaksa bu benim tek başına elimi taşın altına uzatmamla olmayacaktır. Bu süreç içerisinde taviz veremeyiz. En ufak bir rehavet bize ağır bedeller ödetebilir.”
Çelik: Sosyal barış için süreç
İmralı Cezaevi’nde BDP heyetiyle PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın görüşme notlarılarının yayınlanmasının ardından konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de “Bu ifadelerin çoğu aktaranların spekülasyonudur” dedi.
Bakan Çelik, “Devletin niteliği, milletin vasfı üzerine bir pazarlık yürütülüyor değil” dedi. Görüşmelerin silahların bırakılması ve sosyal barışın temin edilmesi için bir çözüm süreci olduğunu belirten Çelik, bilgileri bu şekilde sızdıranların bu sürecin hassasiyetleri konusunda yeterli duyarlılığı olmadığını söyledi.
Çelik ayrıca, metindeki bazı ifadeler doğru olsa bile bunların devlet tarafından geçerli olduğunun söylenemeyeceğini ve devletin herhangi bir kurumunun bunları tasvip ettiği değerlendirmesinde bulunulamayacağını bildirdi.
“Bu bir çözüm sürecidir. Türkiye'deki silahlı unsurların yurt dışına çıkarılması için yürütülen bir süreçtir, hassasiyetle yürütülmektedir. Şeffaf bir biçimde, hukuka ve demokratik prensiplere uygun olarak yürütülmektedir. Devletin niteliği ya da milletin vasfı üzerine bir pazarlık yapılmamaktadır.”
Ensarioğlu: Süreçten umutluyuz
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, görüşme tutanaklarını Vatan gazetesine değerlendirdi. Ensarioğlu, “BDP ve PKK'lılar dikkate alındığında Öcalan çok daha makul şeyler söylüyor. Öcalan Türkiye için bir şanstır” dedi.
“Bu uzlaşmada devletin, hükümetin tavizi yoktur. Üniter yapı üzerinde bir operasyon yoktur. Öcalan’ın geleceği üzerinden bir pazarlık yoktur. Başkanlık sistemine dair bir pazarlık yoktur.”
“Süreçten umutluyuz. Umutlu olmasak bu süreci yürütemeyiz zaten. Çözümden başka şansımız yok.”
Kılıçdaroğlu: Muhatabımız Başbakan
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bir görüşme var. Görüşmenin bir ucunda Recep Tayyip Erdoğan var. Masanın öbür ucunda da diğer ortağı Abdullah Öcalan var. Bir tarafta olan görüşünü beyan etti, bir gazetemizde bütün ayrıntıları ile yer alıyor. Bizim muhatabımız olacak kişi, diğer ortak. Yani Recep Tayyip Erdoğan, ne düşünüyor acaba?”
“Bunu bekliyoruz, meşru bir düzende, hukukun egemen olduğu bir düzende bizim muhatap olarak alacağımız kişi, bu ülkenin Başbakanıdır, yani Recep Tayyip Erdoğan'dır.”
“Beraber görüşüyorlar, mektuplar gidip geliyor. Karşılıklı görüşmeler devam ediyor. Bunlardan sadece bir bölümü medyaya yansıdı, bizim bilgimiz de o medyayla sınırlı.”
Akdoğan: Önemli olan taslak
Başbakan Erdoğan'ın Siyasi Danışmanı Yalçın Akdoğan da bugün Star gazetesindeki yazısında “Yalan-yanlış şekilde tutulan bazı notların veya değerlendirmelerin basınla paylaşılması ve çözüm sürecinin muhtevası olarak takdim edilmesi çok büyük bir aymazlıktır” diye yazdı.
“Öcalan, BDP’lilerle saatlerce bir sürü konuyu konuşmuş, bir sürü laf etmiş olabilir. Bunların ne kadarının doğru yansıtıldığı ayrı bir konu, ama önemli olan bunlar değil, Öcalan’ın hazırlayarak verdiği ‘taslak metin.’ Eğer asıl olan bu taslak metin olmasa, Öcalan söyleyeceklerini söyler heyete ‘Gidin bunları aktarın’ derdi.”
Akdoğan, görüşmelerin sızdırılmasını da “açık bir sabotaj” olarak niteledi. (AS)