Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı’nda konuşan TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler, ekonomik gidişat, döviz kurlarındaki artış, yargı bağımsızlığı, Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) hakkında konuştu.
Yaşanan gelişmelerin ekonomiye etkilerinden bahseden Başaran Symes, OHAL'in bir an önce kaldırılmasını, Meclis’in yeniden görevini yapmaya odaklanmasını ve KHK’li yönetimin sonuna gelinmesini beklediklerini ifade etti.
“Normalden ne kadar uzaklaşırsak, normalleşme de o kadar uzun ve zorlu olacaktır” diyen Başaran Symes, konuşmasında şunları dile getirdi:
“AB üyelik müzakereleri fiilen durdu”
“11 yıl önce büyük heyecanlarla başlayan AB üyelik müzakereleri fiilen durmuş vaziyette. Bu durum 200 yıllık modernleşme tarihimizin sorgulanmasına hatta bu yoldan dönülmesine yol açıyor.
“Batının krizinin, insanlığın büyük mücadeleler sonucunda elde ettiği evrensel değerler krizi diye tanımlandığına tanık oluyoruz.
“Evrensel kabul görmüş, yani Batıda vücut bulan şekliyle hukukun üstünlüğü, mülkiyet ve birey hak ve özgürlüklerinin koruma altında olması gibi ilkelerin reddi ya da küçümsenmesi için bu kriz asla bir gerekçe olamaz.
“Parası en fazla değer kaybeden ülkelerden biriyiz”
“Son dört yıldır ekonomimiz potansiyelinin çok altında bir büyümeyle seyrediyor ve yatırımlar artmıyordu. Bu yıl veriler üçüncü çeyrekten itibaren ekonomide bir daralmayı işaret etmeye başladı.
“İşsizlik oranında son altı aylık hızlı yükseliş de sıkıntının büyüklüğünü gösteriyor.
“Sanayi üretimi gerilerken dünyada ABD'den esen rüzgarların etkisiyle yükselişe geçen faiz oranlarının baskısını daha fazla hissediyoruz.
“Kurdaki hızlı yükseliş elbette yalnızca Türkiye'deki koşullardan kaynaklanmıyor. Dünyadaki akışla uyum içindeyiz. Ancak dünyada parası en fazla değer kaybeden ülkelerden biri olmamızın üzerinde durmalıyız.
“Ekonomik aktörler arasında güven bunalımı”
“Yaşadığımız sıradışı günler ve darbe girişimi akabinde gerçekleştirilen temizlik operasyonları ülke genelinde ve ekonomik aktörler arasında ciddi ve derin bir güven bunalımı yaratıyor.
“Terörle mücadele ve darbeciliğe son verme bağlamında güvenlik kaygılarımız anlaşılır nedenlerle son derece arttı.
“OHAL kaldırılsın”
“Ancak bu güvenlik kaygılarından kaynaklanan bazı OHAL uygulamaları özellikle Anadolu'da ticari hayatı olumsuz etkiliyor, ekonomide güven kaybına neden oluyor.
“OHAL'in bir an önce kaldırılmasını, ülkenin Meclisi'nin yeniden görevini yapmaya odaklanmasını ve Kanun Hükmünde Kararnameli yönetimin sonuna gelinmesini bekliyoruz.
“Normalleşmeden ne kadar uzaklaşırsak…”
“Türkiye'nin bir an önce normalleşmeye ihtiyacı var. Bunun da ancak toplumsal mutabakat zemininin yeniden oluşturulması, gerginlikleri azaltacak adımların atılması ve birleştirici bir söylemin egemen olması ile mümkün olacağını düşünüyoruz.
“Unutmamalıyız ki normalden ne kadar uzaklaşırsak, normalleşme de o kadar uzun ve zorlu olacaktır.
“Yargı bağımsızlığının üzerine titrenmeli”
“Konsensüs ya da mutabakata dayalı bir düzene geçmenin en önemli adımlardan bir tanesi yargının bağımsızlığının üzerine titrenmesidir. “Yargıda ve tüm kamu kurumlarda liyakat bazında ayrımcılık gözetmeyen bir istihdam politikası uygulanması gerektiğini tekrarlamak isterim.
“Ülkemizde yargıya güvensizliğin son derece yüksek düzeyde seyretmesi de bu bağlamda ivedilikle ve çok köklü bir şekilde üzerine gidilmesi gerektiğine işaret ediyor.
“Güçlü ve adil bir hukuk sistemi olmadan hukukun sağladığı hak, özgürlük ve mülkiyet güvenceleri sağlanmadan, adil bir vergi düzeni kurulmadan, kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmeden, piyasa ekonomisini hakkıyla işletmek mümkün değildir.” (EKN)
* Fotoğraf: Murat Kula / AA