Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlarından Prof. Dr. Rıza Türmen, yaptığı yazılı açıklamada hükümetin Ayanayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği Twitter kararıyla ilgili olumsuz tutumunu eleştirdi.
Türmen, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “iç hukuk yolları tükenmeden AYM böyle bir karar veremez” yönündeki açıklamalarına hükümetin mahkeme kararlarını uygulamayarak iç hukuk yollarını etkisizleştirdiğini belirterek karşı çıkıyor:
“İç hukuk yolunu etkisiz hale getiren Hükümet’in iç hukuk yolu tüketilmedi diye özgürlükler lehine verilen kararı eleştirmesi başlı başına çelişkidir.”
“Bozdağ mevzuatı eksik yorumluyor”
“Adalet Bakanı Bozdağ AYM’nin Twitter konusunda verdiği karar ile ilgili olarak,’Twitter ile ilgili karara baktığınız zaman, bireysel başvuru hakkını kullananların yargı yoluna başvurmadıkları, doğrudan AYM’ye başvurdukları gözüküyor. AYM’ye yargı yollarını tüketmeden doğrudan başvurma hakkı yoktur. Maalesef AYM Twitter’la ilgili verdiği kararda kanunun tanıdığı usule uymamış ve çizilen sınırları aşmıştır’ ifadelerini kullanmıştır.
“Bozdağ’ın bu açıklaması anayasa mahkemesi bireysel başvuru sistemini ve ilgili mevzuatı eksik ve yanlı yorumlamayı temel almaktadır. Sayın Bakan’ın açıklaması, böylesine önemli ve teknik bir konu ile ilgili olarak halkın doğru ve tarafsız bilgi alma hakkı ile çelişmektedir.
“Herkes AYM’ye başvurabilir”
“Bireysel başvuru 2010 Anayasa değişikliğiyle hukuk sistemimize AİHM’deki ihlalleri iç hukuk sisteminde çözebilmek için getirilmiştir. Yaşanan hak ihlallerinin Türkiye’nin kendi hukuk sistemi içinde çözebilmesi, mağduriyetleri gidermesi hem hak sahipleri bakımından hem de devletimiz bakımından daha işlevseldir.
“Anayasamızın 90. Maddesinin 5. Fıkrası uyarınca usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalardan olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) düzenlenen haklar, 6216 sayılı AYM’nin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un bireysel başvuruyu düzenleyen 4. bölümü uyarınca da güvenceye alınmıştır.
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, AİHS ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla AYM’ye başvurabilmektedir. Bir başka deyişle bireysel başvuru için belirlenen hak katalogu AİHS ile paraleldir.
“İç hukuk yollarının etkisiz olması hali”
“Hak katalogunun, başvuru yönteminin ve bireysel başvuru kurumunun genel düzenleniş felsefesine bakıldığında AİHM ile uyumlu olması gerektiği açıktır. AİHM’e başvuru için nasıl ki iç hukuk yollarının tüketilmiş olması gerekiyorsa, 6216 sayılı kanun da kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olmasından bahsetmektedir.
“Ancak AİHM’in yerleşik kararlarına göre ‘iç hukuk yolunun etkisiz olması halinde’ iç hukuk yollarının tüketilmesi şartı aranmaz. AYM, AİHM ile uyumlu olarak iç hukuk yollarının etkisiz olması sebebiyle kararını açıklamıştır.
“Mahkeme kararını neden uygulamıyorsunuz?”
“Kaldı ki, Haşim Kılıç 15 İdare Mahkemesi kararının idare tarafından uygulanmaması üzerine mahkemenin kararını açıkladığını belirtmiştir.
“Burada Bozdağ, AYM’nin AİHM içtihatları ile uyumlu olan kararını eleştirmek yerine idarenin neden mahkeme kararlarını uygulamadığını açıklaması daha sağlıklı olacaktır. Sayın Bakan’ın Anayasal olarak sorumluluğu, yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymasını sağlamak ve bunların yerine getirilmesini geciktirmemektir.
Kılıç’ın açıklaması
Mahkeme’nin kararının kabul edilebilirlik kısmında Mahkeme Sayın Bozdağ’ın yersiz çıkışını öngörmüş ve açıklamıştır.
“Hukuk devletinde yargı kararının uygulanması, yalnızca şeklen bir yerine getirmeyi değil, objektif koşullar altında, olabilecek en kısa süre içinde, tespit edilen hukuka aykırılığın giderilmesini gerektirir. Bu konuda verilen yürütmeyi durdurma kararının, işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleştiği tespitine dayandığı ve yürütmesinin durdurulmasına karar verilen işlemin doğurduğu olumsuz etkinin idarece giderilmesi zorunluluğu da dikkate alındığında, TİB tarafından anılan sitenin derhal erişime açılmaması nedeniyle bu yükümlülüğün yerine getirilmediği anlaşılmaktadır[...]Ülkemizde milyonlarca kullanıcısı olan bir sosyal paylaşım sitesine erişimin engellenmesinin bu kişilerin demokratik toplumun temellerinden olan ifade özgürlüğünü sınırlayıcı etkisi dikkate alındığında, bu tür sınırlamaların hukuka uygunluğunun acilen denetlenmesi ve hukuka aykırılık tespiti halinde sınırlamanın hemen kaldırılması demokratik hukuk devleti ilkesinden kaynaklanan bir zorunluluktur.”
“AYM iç hukuk yoludur”
“Twitter’ın kapatılmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karar, AİHM’nin içtihatları ile uyumlu ve yüz ağartıcı bir karardır.
“İç hukuk yolunu etkisiz hale getiren Hükümet’in iç hukuk yolu tüketilmedi diye özgürlükler lehine verilen kararı eleştirmesi başlı başına çelişkidir. AYM bu kararı ile uzun tutukluluk konusunda verdiği karar gibi etkili bir iç hukuk yolu haline geldiğini göstermektedir.
“Umudumuz Mahkeme’nin bu kararlığının hiçbir baskı, yasal değişiklik, yapılandırma stratejilerine kurban edilmemesi, yaşanan hak ihlallerini iç hukukumuzda çözerek mağduriyetleri gidermeye devam edebilmemizdir.” (EKN)