Fotoğraf: Cumartesi Anneleri sosyal medyası
Koronavirüs salgını nedeniyle eylemlerine sosyal medya üzerinden devam eden Cumartesi Anneleri/İnsanları, 784’ücü hafta eyleminde 22 yıl önce gözaltında kaybedilen dönemin İşçi Partisi Başkanı Talat Türkoğlu'nu hatırlattı, “Kayıplarımızı istiyoruz!” diye seslendi.
#CumartesiAnneleri784Hafta mızda gözaltında kaybedilişinin 24. yılında Talat Türkoğlu'nu istiyoruz, kayıplarımızı istiyoruz diyerek seslendik.
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) April 4, 2020
sizi de yayınımızda ki taleplerimizi yaygınlaştırarak sesimize ses katmaya çağırıyoruz. https://t.co/gfoH3oEGQS
"Evrensel kurallara uygun yargılamanın önünü açın"
Haftanın açıklamasını yapan gözaltında kaybedilen Talat Türkoğlu’nun kardeşi Münibe Türkoğlu - Yeprem devletin COVID-19 süresince ayrımsız herkesin en az zararla bu süreci atlatmasını sağlama görevini yerine getirme görevi olduğunu hatırlattı.
Daha sonra “784. haftamızda 24 yıldır süren bir inkar ve cezasızlık dosyası ile kamuoyuna sesleniyoruz” diyen Türkoğlu-Yeprem şunları söyledi:
“Artık yeter! Bu ülkenin bir anayasası, yükümlü olduğu uluslararası sözleşmeler var. Artık yeter! Herkesin temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı etkin bir yargı yoluna başvurmaya hakkı var.
“Kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlallerine karşı anayasal yargı denetimi yapmakla görevli olan Anayasa Mahkemesi’ni, Talat Türkoğlu davasında cezasızlığa ve inkâra son verecek, evrensel ölçütlere uygun bir yargılamanın önünü açacak şekilde karar vermeye çağırıyoruz.
"Biz gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz için hakikat ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz. 85 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
Talat Türkoğlu nasıl kaybedildi?Sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu İstanbul Avcılar'da yaşıyordu. Daha önce 4 kez gözaltına alınan Talat; yoğun işkence gördü ve yıllarca hapishanede kaldı. Tahliye sonrasında polis takibinde olan Talat Türkoğlu, 29 Mart 1996 tarihinde annesini ziyaret etmek için Edirne'ye gitti. İstanbul'dan Edirne'deki evin kapısına kadar sivil polisler tarafından takip edildiğini kardeşlerine söyledi. 1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul'daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Türkoğlu Ailesi, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü, devletin ilgili kurumlarına başvurularda bulundu. Soru önergeleriyle konu Meclis'e taşındı. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Resmi makamlar Talat Türkoğlu'nun gözaltına alınmadığını ve nerede olduğunun bilinmediğini söyledi. 1997 yılında Talat Türkoğlu'nun eşkâl, kullandığı saat, giysi, ayakkabı, cüzdan bilgilerini ayrıntıları ile veren JİTEM mensubu Kasım Açık; Talat Türkoğlu'nun Edirne yakınlarında bulunan Çadırkent'te polisler, askerler ve itirafçılardan oluşan bir ekip tarafından sorgulandığını itiraf etti. Talat Türkoğlu'nun işkence ile öldürülerek cesedinin Meriç Nehri'ne atıldığını söyledi. Olay yerinin krokisini çizdi. Olaya katılanların isimlerini verdi. Tüm bunları detaylı bir biçimde yazılı ve imzalı olarak beyan etti. Kasım Açık'ın ifadesi üzerine Türkoğlu Ailesinin ek bir soruşturma yapılması için savcılığa yaptığı başvuruda etkin bir soruşturma yürütülmeden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. AİHM'e taşınan davada ise Türkiye, etkili bir soruşturma yapmadığı ve Talat Türkoğlu'nun yaşama hakkını korumaya yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle mahkûm oldu. AİHM'in Türkiye'yi mahkûm etmesinin ardından İHD avukatı Gülizar Tuncer, Edirne Savcılığı'na dilekçe ile başvurarak AİHM'in verdiği mahkûmiyet kararı gereği, soruşturmanın derinleştirilerek sürdürülmesi talebinde bulundu. Edirne Savcılığı, evrensel hukuka aykırı bir biçimde zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi. Bu karar üzerine yapılan itiraz başvurusu da reddedildi. Aile 18 Ağustos 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. *Bu bilgiler İHD Gözaltında Kayıplar Komisyonu'nun açıklamasından alındı. |
(EMK)