Strasbourg'daki mahkeme, Halkevleri etkinliğinde yaptığı bir konuşmadan "bölücülük" iddiasıyla bir yıl hapisle cezalandırılan Halkevleri yöneticisi Abdullah Aydın'ın başvurusunda, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü koruyan 10. maddesine aykırı davrandığını açıkladı.
Konuşmaya hapse 9 bin avro ceza
1993 yılında Ankara'da düzenlenen "Haklar ve Özgürlükler" başlıklı bir toplantıyı sunan Aydın, toplantıya katılanlara seslenirken 1980 darbesini eleştiren ifadeler kullandı ve Türkiye'de "Kürt kimliği ve mücadelesi" ile ilgili ulusal bir sorun bulunduğunu söyledi.
Hakkında "bölücülük" iddiasıyla dava açılan Aydın, Temmuz 1998'de hapis cezasına mahkum edildi. Kararın Yargıtay'dan dönmesi üzerine İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) cezayı ertelemişti.
AİHM, "mücadele" gibi kavramların Aydın'ın sözlerine belirli bir sertlik kazandırdığını, ancak bundan çelişki götürmez bir şekilde "haklar ve özgürlükler" yolunda bir mücadelenin kastedildiğini, sonuçta, "vatandaşlar arasında şiddet kullanımını, nefret veya düşmanlığa tahrik edecek bir unsur olarak değerlendirilemeyeceğini" bildirdi. Cezayı temelsiz bulan AİHM, oybirliğiyle 10. maddenin ihlaline karar verdi.
Mahkeme, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görüşünün iletilmemiş olması nedeniyle de adil yargılanma hakkının (6/1. madde) da çiğnendiğine karar verdi. Mahkeme, Aydın'a 5 bini maddi tazminat olmak üzere toplam 9 bin avro (14 bin 400 YTL) ödenmesine hükmetti.
Feridun Çelik ve Mehmet Salih Yıldız da AİHM'de kazandı
HADEP'li ve Diyarbakır Belediye Başkanı Feridun Çelik ve HADEP Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Salih Yıldız'in başvuruları da AİHM'de mahkumiyetle sonuçlandı.
İzinsiz eylem düzenledikleri gerekçesiyle Şubat 1999'da gözaltına alınan iki HADEP'li yönetici, yasalara aykırı şekilde gözaltına alındıkları ve gözaltında uzun tutuldukları gerekçesiyle AİHM'ye başvurmuşlardı. İki eski HADEP'li, "özgürlük ve güvenlik hakkı"ndan mahrum edildiklerini (5/1-3) savunuyorlardı.
Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının ardından eylem yapacakları şüphesiyle 16 Şubat 1999'da gözaltına alınarak Öcalan ve PKK ile ilişkisi olup olmadıkları sorulan iki kişiden Çelik 22 Şubat'ta, Yıldız ise 26 Şubat'ta serbest bırakılmıştı.
AİHM gözaltı sürelerini abartılı buldu
Öcalan'ın tutuklanmasının ardından Devletin güvenlik endişelerinin bir temele sahip olduğunu bildiren AİHM, gözaltı ile iki kişinin özgürlüklerin kısıtlanmasının haklarındaki şüphenin giderilmesini amaçladığını açıkladı ve özgürlük hakkına dair Sözleşmenin 5/1 maddesinin ihlal edilmediğine oybirliğiyle karar verdi.
Ancak Mahkeme, hakim karşısına çıkarılmadan Çelik'in 6 gün, Yıldız'ın 10 gün gözaltına tutulmasını abartılı buldu ve Sözleşmenin 5/3 maddesinin ihlal edildiğini bildirdi. Mahkeme, Çelik'e 1 500, Yıldız'a 3 bin 500 avro tazminat ile toplam 500 avro da mahkeme gideri ödenmesine karar verdi. (EÖ)