Profesör Doktor Hayrettin Ökçesiz de, düşünce ve ifade özgürlüklerinin önemine değinerek, her bireyin kendi için özgür düşünmesi gerektiğini, aksi takdirde onursuzlaşacağını belirtti.
İletişim Hukukçusu Fikret İlkiz de, Yeni Radyo Televizyon Yasası'nın yayıncılık özgürlüğünü daralttığını ve bir çok konuda eşitsizlik yarattığını bildirdi.
İlgi büyüktü
Antalya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen "Basın Özgürlüğü ve Yeni Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)" konulu panele, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Hayrettin Ökçesiz ve İletişim Hukukçusu Avukat Fikret İlkiz konuşmacı olarak katıldı. Paneli yaklaşık 200 kişi ilgiyle izledi.
Gazeteci Sebahattin Atmaca'nın yönettiği panelde söz alan ÇGD Genel Başkan Yardımcısı Can Dündar, Türkiye'de gazetecilik mesleğini en iyi yapanların ya cezaevinde olduğunu ya da yaşamını yitirdiğini belirterek, "Bir şekilde yazdığını ödetiyor bu ülke. RTÜK Yasası biraz daha kolay mahkum olmamızı kolaylaştırdı" diye konuştu.
"Sansür devam ediyor"
Dündar, yakın zamanda çekimini yaptıkları ve geçtiğimiz günlerde yayımlanan "Sivas Belgeseli"ni örnek göstererek, şunları söyledi :
* Yeni RTÜK Yasası, halkı karamsarlığa itebilecek yayınlara ceza veriyor.
* Biz bu belgeselde mezhep farklılıkları, kin ve nefret sonucu yaşanan bir trajediyi ele aldık. Madımak Oteli'nde 37 aydının yanarak ölmesini izleyen birinin, karamsarlık duymayacağını söyleyemem.
* Yani daha baştan RTÜK yasasının yasaklı maddelerine girdik. Özgürce yayın yaptık, özgürce içeriye gireceğiz. Türkiye'de yazı yazmak cesaret isteyen, bedelini göze almayı gerektiren bir faaliyete dönüştü.
"Birçok sansür şekli var"
* Bu ülkede birçok sansür şekli var. Okur ve izleyicinin kafasında sansür var. Piyasanın yarattığı sansür var. Yazarın korkularından kaynaklanan sansür var.
"Halk aptallaştırılıyor"
* Son 10 yılda çok ciddi bir uyuşturma kampanyası yürütüldü. Halk temel meselelerle ilgilenmiyor.
* Psikolojik ve sosyolojik olarak aptallaştırılmış bir süreçten geçtik. Bu travmatik durumdan uzun süre kurtulabileceğimizi sanmıyorum.
* Bir araya gelerek, medya denen imparatorluğa karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz.
"Gazetecilerin hiç mi suçu yok?"
Panelin sonunda bir dinleyicinin, "Bu süreçte gazetecilerin hiç mi suçu yok?" şeklindeki sorusunu Can Dündar şu şekilde yanıtladı :
* Haksız olduğunuzu söyleyemem.
* Ancak bu ülkede iyi şeyler yapmaya çabalayan gazeteciler de var.
* Bu paneli düzenleyenler de onlardan bazıları.
* Türkiye'de basının yozlaşma süreci 1980'lerde hız kazandı. Eğer basının tarihi yazılacaksa -ki yazılacaktır- 1980'den sonraki dönem, kara sayfalarla geçecektir.
Gazeteci, kurtarılacak ilk kişi
Hayrettin Ökçesiz, gazetecilerin, bilgiye ve habere ilk ulaşan kişiler olduğunu hatırlattı ve "Basın emekçileri, düşünceyi açıklama özgürlüğü adına yangında ilk kurtarılacak şey olmalı" dedi. Ökçesiz, düşüncenin özgürlüğe kavuşabilmesi için elden gelenin yapılması gerektiğini kaydetti.
İlkiz : "Yayıncılık özgürlüğü daraltıldı"
İletişim Hukukçusu Fikret İlkiz ise yaptığı konuşmada "Yeni RTÜK Yasası" nı anlattı. Yasanın iptal edilen ve henüz işlevi belirlenemeyen bazı maddelerine dikkat çeken İlkiz, yasanın yayıncılık özgürlüğünü daralttığını ve bir çok konuda eşitsizlik yarattığını vurguladı.
"Basın Özgürlüğü" konulu Karikatür Sergisi
ÇGD Akdeniz Şubesi'nin düzenlediği 24 Temmuz Etkinlikleri çerçevesinde, Karikatürcüler Derneği'nin katkılarıyla hazırlanan ve 3 gün süreyle izlenebilecek olan "Basın Özgürlüğü" konulu karikatür sergisinin açılışı ve medya konulu filmlerin gösterileceği "Toplu Film Gösterimi"yapıldı.(NK)