Altuntaş açlıkla başa çıkmak için tarıma yatırımın önemine dikkat çekerken Filazi, artış gösteren verem hastalığını gıda güvencesizliğinin işareti olarak yorumluyor.
Hem Filazi hem de Altuntaş Tarım ve Köyişleri Bakanlığını gıda denetimini başaramamakla eleştiriyor.
Altuntaş: Gıda güvencesi için tarıma yatırım
Dünya üzerinde yaklaşık 800 milyon insanın kronik olarak açlıkla mücadele ettiğine dikkat çeken Altuntaş, yaptığı yazılı açıklamada "Açlık, her şeyden önce gıda hakkının ihlal edilmesidir" diyor.
Gıda gününde bu yıl işlenen konunun "gıda güvencesi için tarıma yatırım" olarak belirlendiğini belirten Altuntaş temanın isabetli olduğunu söylüyor:
"Ülkede tarıma yatırım kadar tarım ve hayvancılıkta azalan üretim, tarımla uğraşan nüfusun kente göçü, artan ihtiyacı üretim karşılayamaz hale geldi. Bu nedenle son çeyrek asırda uygulanan politikalar Türkiyelileri gıdada dışa bağımlı hale getirdi."
Altuntaş daha vahim bir duruma düşmeden tarım ve hayvancılığa gereken desteğin sağlanıp üretim için pazar güvencesi ve fiyat istikrarını düzenleyecek bir yapının kısa sürede kurulması gerektiğini savunuyor.
Herkes için yeterince ve sağlıklı gıda
"Gıda güvencesi insanların temel haklarından biri olduğu kadar gıda güvenliğinin temini de devletin temel görevlerinden birisi" diyen Altuntaş ancak gereken yetkilerin tek noktada toplanmasının, Tarım ve Köyişleri Bakanlığında olması bekleneni karşılamaktan uzak olduğunu düşünüyor.
"5179 Sayılı Gıda Yasası ile adeta gıda denetimsizliği yasal hale getirildi, Bakanlığın çarpık yapısı, denetimde veteriner hekim sayısının yetersizliği ile gıda güvenliği rafa kaldırıldı."
Altuntaş en basit şekliyle satışı yasak olan hazır kıymanın tüm marketlerin ve şarküteri mağazalarının vitrinini doldurduğunu, gıda kökenli sağlık riskinin yüzde 90'ını oluşturan hayvansal gıdaların üretim ve satışında veteriner hekim kontrolünün olmadığını söylüyor.
Altuntaş'a göre denetimsizliğin yasal hale geldiği bir durumda gıda güvenliğinin varlığından söz etme imkanıysa kalmıyor.
Filazi: Türkiye'de Gıda Denetimi Yok
Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Filazi'nin verdiği bilgiye göre Türkiye'de resmi verilere göre yaklaşık 30 bin gıda işletmesi ve 450 bin satış noktası var.
Önceden gıda üretim yerlerini Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, satış noktalarını ise Sağlık Bakanlığı ve Belediyeler işbirliği halinde denetlemekteyken, 2004 yılında çıkartılan 5179 sayılı Gıda Yasasıyla denetim işi tek otorite olan Tarım ve Köy işlerine bırakıldı.
Altuntaş gibi Filazi de bu uygulamadan memnun değil: "Bu kadar çok işletmeye rağmen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yaklaşık beş bin gıda denetim personeliyle bu işin üstesinden gelemedi."
Filazi ardından çıkarılan Belediyeler Yasası'nınsa buna aykırı bir şekilde denetimde belediyeleri de yetkili kıldığını, ancak bu gibi yerleri denetleme bilgi ve yeterliliğine sahip veteriner işleri müdürlüklerini kapattığını belirterek "Tam bir kaos yaratıldı. Gıda güvenliği tüccarın insafına bırakıldı" diyor.
"Gıda güvencesinin olmadığı verem artışından anlaşılıyor"
Türkiye'de halkın önemli bir kısmının gıda güvencesinden yoksun yaşadığını, dengeli beslenmenin sağlanamadığını dile getiren Filazi, "Bir ulusun yeterli gıda alıp almadığı basit olarak tuberkuloz (verem) hastalığının artışına bakarak rahatlıkla anlaşılabilir. Geri kalmış ülkelerin bir sorunu olarak bilinen verem hastalığı ülkemizde hızla yayılıyor. Artık bu hastalığı tedavi etmek için kullanılan ilaçlar bile bir fayda getirmiyor" diyor.
"Gıda, stratejik bir üründür. Açlık, insanları her türlü kötülüğe sevk eder. Yeterli beslenmeyen bir insan her türlü hastalığa duyarlı hale gelir" diyen Filazi sorumluluğu gereği hükümetin bir an önce ulusal gıda planını oluşturması ve gıda güvenliğini sağlamasını talep ediyor.
Dünya Gıda Günü:
Dünya Gıda Günü Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) 1945 yılında aldığı bir karar üzerine her yıl 16 Ekim tarihinde kutlanıyor. Dünya Gıda Gününün amacı küresel bir sorun olan açlığa neden olan faktörlerin ortadan kaldırılmasına yönelik acil önlemlerin alınmasına çağrıda bulunmak. (EZÖ/KÖ)