*Erdoğan ve Putin dün Soçi'de görüştü. Fotoğraf: Rusya Devlet Başkanlığı ofisi.
New York Times gazetesi, geçen hafta Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler ziyaretindeki soruları da içeren bir analiz yayınladı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin ayrıntılarına da yer veren Andrew E. Kramer ve Carlotta Gall imzalı analizi Türkiye'nin S-400 sürecini de ekleyerek aktarıyoruz.
"Türkiye ve Rusya, enerji ve silah anlaşmalarında hem dost hem de birçok Ortadoğu savaşında düşman oldu" diyen analiz şöyle devam ediyor:
"Sayın Erdoğan'ın Rusya ile diplomasisinin çoğu, bir pazarlık pozisyonu olarak yorumlanıyor, ABD'yi Sayın Putin'e yakınlaşarak tehdit ediyor, ancak Washington ile mesafe yaratıyor."
- Geçen hafta Birleşmiş Milletler'in yıllık toplantısının oturum aralarında The New York Times editörleriyle yaptığı röportajda Erdoğan, sofistike bir Rus füze sistemi satın alarak Batı'nın başlıca askeri ittifakı olan NATO'nun altını oyduğu yönündeki önerileri reddetti. Silah uzmanları, bu S-400 füzelerinin NATO uçaklarını vurmak için tasarlandığını söylüyor.
- Erdoğan, hem NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg hem de Başkan Donald J. Trump'ın Türkiye'nin silah tedarikçilerini seçme hakkını yeniden teyit ettiğini belirterek, "Kendi silahlarımızı alıyoruz" dedi. Erdoğan, Amerikalılar Türkiye'ye Patriot füze savunma sistemi satmış olsaydı, "S-400 almak zorunda kalmayacaktı" dedi.
- Türkiye'nin eylemlerinin ABD ile yol açtığı sürtüşmelere değip değmediği sorulduğunda, Erdoğan özür dilemedi. "Bence buna değerdi," dedi ve ekledi: "Savunmamızı istediğimiz gibi güçlendirebiliriz."
"Görüşmeyi platform yaptı"
NY Times analizi, Erdoğan'ın Putin ile yaptığı görüşmeyi Rusya ile yapılan askeri anlaşmaları övmek için bir platform olarak kullandığını yazdı.
Analiz şunlarla sürdü:
- Jeopolitik açmazlar değil, ABD ile olan serpintiyi vurgulamak, Çarşamba günü her iki lider için de öncelikli gibi görünüyordu. Genel dış politika hedefi NATO ve Avrupa Birliği'ni baltalamak olan Putin, toplantılarının halka açık bölümünde, Türkiye ve Rusya'nın karşıt taraflarda olduğu üç çatışmada "işbirliği"nden sadece kısaca bahsetti.
- Erdoğan sık sık Rusya ile ilişkilerin Türkiye gibi bölgesel bir güç için gerekli olduğunu açıklıyor ve ABD'nin Türkiye'nin ikili ilişkilerini neden dikte etmesi gerektiğini sorguluyor. Rusya, Türkiye'nin ilk nükleer santralini inşa ediyor ve Karadeniz'in altından Türkiye'ye doğalgaz boru hattı açtı.
- Çarşamba günkü toplantıda Putin, her iki enerji anlaşmasını da övdü ve Rusya ile uyumun Türkiye'yi Avrupa'daki yüksek gaz fiyatlarından yalıttığını söyledi. Putin, "Şimdi, Avrupa gaz piyasasında biraz zor, çalkantılı süreçler gördüğümüzde, Türkiye kesinlikle kendinden emin ve istikrarlı hissediyor" dedi.
- Sayın Putin'in açıklamalarına rağmen, doğalgaz fiyatları sadece Avrupa'da değil, küresel piyasalarda yükseldi ve Rusya ile yapılacak herhangi bir düzenlemenin Sayın Erdoğan'a aradığı ve fena halde ihtiyaç duyduğu rahatlamayı sağlayıp sağlayamayacağı açık değil.
"Halk rüzgarı aleyhine"
Analiz'de Çarşamba günkü toplantı öncesinde Erdoğan'ın Suriye'de barışın aralarındaki meseleler arasında en büyük öneme sahip olduğunu vurguladığı belirtilirken şunlar eklendi:
- İdlib'in isyancıların elinde kalan kısmında yaklaşık dört milyon insan yaşıyor ve Sayın Erdoğan, yerinden edilmiş Suriyeli dalgasını sınıra doğru gönderecek bir saldırıyı önlemekle özellikle ilgileniyor.
- Türkiye hali hazırda çoğunluğu Suriyeli olan dört milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor ve yüksek işsizlik ve enflasyonla birlikte ekonomik gerilemenin ortasında halk rüzgarı aleyhine döndü.
- Ancak Sayın Putin, en azından kamuoyuna yaptığı açıklamalarda, bu konuları alelacele geçti. "Uluslararası arenada oldukça başarılı bir şekilde işbirliği yapıyoruz, yani Suriye'de ve Libya'daki koordineli pozisyonumuzdan bahsediyorum" dedi.
"Daha fazla S-400..."
- 2015'te Türkiye'nin Suriye ile güney sınırında bir Rus uçağını düşürdüğü tehlikeli bir çatışmadan bu yana, Erdoğan, uzun süredir devam eden ittifakının masraflarına rağmen, Putin ile yılda birkaç kez yüz yüze görüşerek, dikkatlice bir ilişki geliştirdi. NATO ve ABD ile de...
- Washington'daki Demokrasileri Savunma Vakfı'nın Türkiye Programı Direktörü ve Türkiye Parlamentosu'nun eski bir muhalefet üyesi olan Aykan Erdemir, Erdoğan'ın daha fazla S-400 füzesi satın alma planlarının Biden için bir "uyandırma çağrısı" olması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin S-400 macerası nasıl başladı?
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ekonomik bağlarını güçlendirmeyi hedefleyen Rusya ve Türkiye, görüşmelere başlamış, Nisan 2017'de bir açıklama yapan dönemin Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Türkiye'nin "acilen" hava savunma sistemine ihtiyacı olduğunu söyledi.
Suriye'deki gelişmeler de hava savunma sisteminin gündeme gelmesinde etkili olmuştu.
Ardından, Rusya-Türkiye anlaşması açıklandı. Mayıs 2017'de Putin ve Erdoğan ilgili anlaşmayı Rusya'nın Soçi kentinde imzalamıştı.
Rusya savunma sanayi şirketi Rostec anlaşmanının bedelinin 2,5 milyar dolar olduğunu belirtti.
Dönemin Savunma Bakanı Nurettin Canikli Rusya'dan iki sistem ve dört batarya alınacağını açıkladı.
ABD ve NATO tepkileriyle 2019 yazına kadar gelinen sürecin ardından ilk teslimat 12 Temmuz'da Ankara'daki Mürted Hava Üssü'nden başladı.
NATO neden karşı çıkıyor?
NATO ülkesi Yunanistan'ın S-400'ün bir alt modeli S-300'ü 1997'de Girit adasına konuşlandırması o dönüm büyük sorun yaratmadı, zaten S-300'ler de Girit adasındaki bir depodan çıkarılmadı.
Bunun temel nedeni uzmanlara göre 1990'lı yılların üretimi olan S-300'ün yazılımsal olarak güncel verileri toplayıp, başka savunma/silah sistemlerinde 'sorun teşkil edebilecek' teknolojiye sahip değil.
S-400'ün teknolojik anlamda "tehdit olabilecek" özelliklerine gelirsek, NATO açısından en büyük itiraz 'stratejik veri bağlantısı'ndan doğabilecek sorunlar.
NATO ülkeleri tarafından kullanılan gemiler, askeri uçaklar ve sahadaki ordular, gerektiğinde ortak görüntü ve istihbarat paylaşımı için Link 16 sistemi kullanıyor.
Link 16, kolektif bir veri bağlantısı olarak tanımlanabilir. Yanı sıra yine NATO ülkelerine bağlı hava kuvvetleri Integrated Air Defense System (IADS/Entegre Hava Savunma Sistemi) kullanıyor.
Sisteme farklı bir savunma sistemi girmesi, yazılımsal anlamda 'casusluk' yapabileceği için istenmiyor. Bunun yanı sıra silah ihracatı ve sistem uyumluluğu da problem olarak görülüyor.
ABD tepkilerinin kaynağı ne?
Dünyada Rusya'dan sonra silah ihracatının başını çeken ABD'nin Rusya-Türkiye anlaşması ile ilgili tepki gösterecek çok kalemi var.
İlk sebeplerden biri yukarıda saydığımız silah ihracatında tekel olma konusu.
Yanı sıra, Defence.com'a konuşan savunma uzmanları S-400 hava savunma sistemleri ve F-35 uçaklarının bir arada kullanılmasının Rusya'nın sistemler üzerinden elde edeceği verilerle F-35'lerin zayıf yönlerini öğrenmesine neden olacağını söylüyor.
(PT)
*Kaynak: NewYork Times, Defence.com, Sputnik, EDAM, Foreign Policy.