"Cesetler gelmeye başlarsa, Türkiye daha bunalımlı bir dönem yaşayacaktır. Bu olay PKK gibi değil, o zaman vatan-millet deniyordu, şimdi ailelere ne denecek? Ailelerin çok itirazcı bir noktada olması beklenmeli."
Faik Bulut, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin tezkereyi iç dengeler nedeniyle değil, daha çok ABD'den aldığı güçle böyle bir cesareti gösterebildiğini düşünüyor: "Hükümet, tezkereyi devlete sahip çıkan odakları kendince tasfiye etme ve güçlerini budama açısından da elzem gördü. Bu hükümetin en kuvvetli görünen yanı aynı zamanda en zayıf noktası haline gelip aleyhine dönebilir..."
Kürtlerin hamisi!
Şimdi ne olacak? Bulut'a göre Arap ülkeleri ve Kürtler bu tezkereyi reddedecektir. Yani, Türkiye sürekli ret ve direnmeyle, tacizle karşılaşacak..
"ABD, bölgeye ilişkin Kürt politikaları çerçevesinde Türkiye'yi hala Kürtlerin hamisi rolüne hazırlıyor. Bunun içinde Musul ve Kerkük var; ayrıca Kuzey Irak'ın ilerde büyük Türkiye ile entegresi çerçevesince bir program bu, İran Kürdistanı da ilerde buna dahil.oluyor."
Bulut, Türkiye'nin "hedefi"ni şöyle özetliyor:
* Türkiye'nin PKK-KADEK ile özdeşleşegelmiş olduğu bölünme kompleksi daha bölgesel bir çapa büründü, bölge çapına bir Kürt devleti kurulma fobisine dönüştü...
* Türkiye Kürtlerin siyasi arenada devlet kurma dahil bu doğrultudaki umutlarını yok etmek istiyor, bu tür taleplere hiçbir şekilde izin vermemeyi hedefliyor...
ABD'nin saha sosyologu
Türkiye hedefine ulaşır mı? Burada başarı ne olur? BU sorulara, Bulut'un getirdiği açıklama şöyle:
* Bunu başarır başaramaz ayrı bir konu, kendine biçtiği hedefler açısından bunu öngörüyor.
* Türkiye ABD'nin saha sosyologluğuna soyunuyor, kahyalığını yapmaya çalışıyor...
* Türkiye aslında Ortadoğululuğundan utanıyor, bu konuda istihbari ve duyumlara dayananlar hariç bilgisi de bulunmuyor.
Cesetler!
"Türkiye başarılı bir taşeron değil. Bundan da öte, Türkiye bu işe bulaşmışken ABD'nin kuralları çerçevesinde Şiilerle, Araplarla ve daha çok da yarın İran'la kapışması olasılığı var, sanki bu gelişmeler bir nevi ön hazırlık gibi."
Bulut, "Bataklık orası" diyor, "Türkiye, Kürtler dahil Iraklı büyük güçlerin karşıtlığını, muhalefetini ve şimşeklerini üzerine çekecek".
"Bu karşıtlık, pasif muhalefetten şiddet kullanımına uzanacak.. Ve cesetler gelecek muhtemelen... "
Ortak yok, işbirlikçi var
Türkiye, her oranda bu "proje"ye ortak olduğunu iddia ediyorsa da neo-kon politikalarında ortak ya da müttefiklerden, değil işbirlikçilerden söz ediliyor. Yani, işbirlikçilik ve taşeronluk söz konusu.
Bulut, "bu noktada Türkiye'nin başarılı olacağını sanmıyorum," diyor; Türkiye'nin neyi "başarı" olarak gördüğünü ise, "KADEK'in bitirilmesi ve Kürt devleti tehlikesinin ortadan kalkması" şeklinde özetliyor: "Başarı olarak gördüğü de aleyhine."
"ABD, hiçbir gücün tek başına hareket etmesini güçlenmesini isteniyor. Kürtlerin, Şiilerin, herkesin zayıf ve muhtaç durumda olmasını istiyor.. Türkiye de bir nevi canlı kalkan olacak."
Tezkere durdurulabilir mi?
"Tezkerenin uygulamama olasılığı var mı" deyince, Bulut, Türkiye'de bazı direnç noktalarının varlığını hatırlatıyor: "Mesela, devlete sahip çıkan devlet adına hareket eden güçler arasında direnç noktaları var, bunlar da kendi aralarında bir bölünme yaşadı, yaşayacak... Kendi içlerinde bir netleşme olursa tezkereyi uygulatmazlar."
Bulut'a göre, savaş karşıtı güçler çok etkili değiller, savaş karşıtı güçler Avrupa Birliği politikalarıyla buluşursa bir şans olabilir. Bildik sokak hareketleriyle engellenemez..
"Tabii ki, Irak'taki direnişin alacağı boyutla da bağlantılı... Irak'taki direniş, eşyanın tabiatı gereği, Arap ülkelerindeki tepkiler, savaş karşıtı hareket, muhalif güçler, güç odakları ve Avrupa Birliği (AB) bir araya geldiğinde AKP'nin işi çok zorlanacak... Bu zorluğun nasıl yaşanacağı Bush'un popülaritesiyle de çok bağlantılı." (NM)