Araştırmacı Serdar Şen, ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretiyle gölgede kalan 29 Mart Seçimlerini ziyaretle birlikte değerlendiriyor.
"Her strateji gibi BOP da -Türkiye’yi ilgilendiren coğrafya dikkate alındığında Avrasya stratejisi- çeşitli aşamalardan oluşuyor" diyen Şen sıralıyor:
- Soğuk savaş sonrası stratejinin şekillenmesi
- Çatışmacı aşama: 11 Eylül bu aşamanın miladı
- İdeolojik, kültürel, siyasal hegemonya aşaması. Bu aşamaya geçişin sembolü Obama’nın Başkan seçilmesi.
- Stabilizasyon aşaması
Türkiye’nin bu stratejideki rolünün vasal/derebeylik ülke pozisyonunda olduğunu söyleyen Şen'e göre "Her aşamada Türkiye var olmakla birlikte asıl rolü 3. aşamada yani ideolojik, kültürel, siyasal hegemonya aşamasında başlıyor" diyor.
"Son dönemde yaşanan gelişmeler bu stratejinin çöktüğünü değil yeni bir aşamaya geçilmekte olduğunu gösterir."
Şen, BOP’un seyrini etkileyen bazı gelişmeleri "Dünya krizinin bölge ve BOP üzerinde istikrarsızlaştırıcı etkileri görülmekte. Değer akışındaki sorunlar ilişkileri kırılganlaştırabilir. Rusya, Çin gibi bölge dışı aktörlerin etkinliği artıyor" diyerek aktarıyor.
Araştırmacı Şen'in riskleri azaltmak için değerlendirmesi şöyle:
"BOP coğrafyasındaki İslâm’ın gücünden ötürü, İran başta olmak üzere İslam dünyası ile ABD arasındaki çatışma görüntüsünün yarattığı olumsuzlukları gidermek için daha barışçı bir söyleme her zamankinden fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Obama ile emperyalist ilişkilerin özü değişmemekle birlikte insanların beklentileriyle uyumlu şekilsel değişiklikler yapılabilir. Bu zamana kadar ABD tarafından öteki ilan edilen İslâmi unsurlara karşı tavrın görece de olsa yumuşatılmasının Türkiye üzerinde de sonuçlar doğurması muhtemeldir."
Şen devam ediyor:
"Çünkü; Türkiye’ye yüklenen ıIlımlı İslâm misyonu İslam dünyası ile çatışmanın geri itilmesi ile değişime uğramak zorundadır. Meşrulaşan İslami öznelerin bölge üzerindeki etkilerini dengelemek için Türkiye’nin daha fazla merkeze yaklaşması ve bölge içi ideolojik dengeleyici olması gerekir."
Şen'e göre Türkiye’de yapılan son seçimler AKP tarafından hegemonya kurulabilecek kitleye dair sınırlara gelindiğini gösteriyor. Daha çok ekonomik tepki ile AKP seçmeni olan kitle yine pratik gerekçelerle AKP dışı partilere yöneliyor. Bu türden dalgalanmalar Türkiye’nin ılımlı İslam projesindeki rolünün istikrarlı olamayacağını ortaya koyuyor.
"Türkiye’de hem egemen sınıf içi hem de toplumsal hiyerarşinin yeniden kurulması zorunluluk haline gelmiştir. AKP’nin olağan yollarla bu yeni dizilişin hegemonik gücü olması son derece zordur.
"Egemen sınıf içi hiyerarşinin ve toplumsal dizilişin sert müdahaleler yerine yumuşak bir yolla gerçekleştirilmesi tercih edilecektir. Aksi taktirde sürecin nereye doğru evrileceğini kestirmek zorlaşacaktır."
Bu değerlendirmeler ışığında Şen, 29 Mart’taki seçim ve Obama’nın ziyaretinin birlikte ele alınarak Türkiye’nin geleceğine ilişkin değerlendirmeler yapılabileceğini, politik mücadele sürdürülebileceğini dile getiriyor. (EZÖ)