Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim, “Düşünceye Özgürlük” başlığıyla yayınladığı raporda verilerle Türkiye’nin 2020 ifade özgürlüğü resmini çıkarttı.
‘Elveda hukuk’, ‘Salgını fırsata çevirmek’, ‘Basın özgürlüğü’, ‘Devletin orasına burasına hakaret’, ‘Terör bahanesi’, ‘Kullanılamayan toplantı ve gösteri hakkı’, ‘Örgütlen(eme)me özgürlüğü’, ‘Yasaklı internet’ ile ‘Ve daha fazlası’ bölümlerinden oluşan raporda Mustafa Kumral “2020 ardımızda kalırken...” başlığıyla bir yazı da kaleme aldı.
Türkiye’nin hak ve özgürlüklerin durumunun giderek ağırlaştığını ifade eden Kumral “yoğun bakım hastası” benzetmesi yaptı.
“Hukuksuzluk evrildi”
Raporun ‘Elveda hukuk’ bölümünde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2020 boyunca kuvvetler ayrılığını ve beğenmediği mahkeme kararlarını uygulamayı reddettiği ifade edilerek “Erdoğan yasaları ve anayasa hükümlerini tanımamayı ve onlara uymamayı sürdürdü. Bu hukuksuzluk artık ülkenin imza attığı uluslararası sözleşmeleri de tanımamaya, uymamaya evrilmiş durumda” denildi.
Erdoğan’ın yüksek yargıya yaptığı atamalarda ağırlığını daha da artırdığı kaydedildi. “Tıpkı Meclis gibi yargı da ‘cumhurbaşkanının güdümünde’ denilerek Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davaları örnek olarak verildi.
Üç buçuk ayda 384 kişiye gözaltı
‘Salgını fırsata çevirmek’ bölümünde “Türkiye’de resmi olarak ilk vakanın görüldüğü Mart ayıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla yürütülen yasaklar, pandemiyle ilgili olmaktan çok, hükümetin çıkarlarına göre şekillendi” ifadelerine yer verilerek pandemi sürecindeki hak ihlalleri özetlendi.
HDP’nin paylaştığı verilere atıf yapılarak “3,5 aylık sürede aralarında hak savunucuları, gazeteciler, siyasetçiler, sağlık emekçilerinin de bulunduğu 384 kişi gözaltına alındı, 93’ü tutuklandı. 84 kişi işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldı Bu dönemde Meclise gelen 93 fezlekeden 84’ü HDP’li vekiller hakkında hazırlandı. 3 ismin milletvekilliği düşürüldü. HDP’li 14 belediyeye kayyım atandı, 4 belediye meclis üyesi görevden alındı, belediye eş başkanları mesnetsiz iddialarla tutuklandı” denildi.
“Erdoğan hala ‘medyanın sesini yansıtmadığından’ şikayetçi”
Raporun en geniş bölümünü ‘Basın özgürlüğü’ oluşturdu. 14 sayfa ayrılan bölümde “Gazeteciler 2020’de de düşünceleri ve haberleri nedeniyle hedefteydi; işten atıldılar, gözaltına alındılar ve tutuklandılar. Soruşturmalar, davalar ve yayın yasakları hiç eksik olmadı” denildi.
RTÜK, Basın İlan Kurumu ve BTK’nin iktidarın yeni sansür araçları olarak işlev gördüğü ifade edilen raporda “İnternette binlerce habere erişim engeli getirildi. Medya sektörünün yüzde 95’inin iktidarın kontrolünde olduğu Türkiye’de, Erdoğan ise hala ‘medyanın sesini yansıtmadığından’ şikayetçi” diye yazıldı.
Tüm hak ihlallerinin listelendiği raporda Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) gibi meslek örgütlerinin Türkiye istatistikleri ile bianet’in Medya Gözlem raporlarına yer verildi.
13 bin kişiye dava, 8 bin kişiye ceza
‘Devletin orasına burasına hakaret’ bölümünde de Türk Ceza Kanunu’nun ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçunu düzenleyen 299. ve ‘Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama’ başlıklı 301. maddeleri çerçevesinde dava açılan ve cezalandırılan kişilerle ilgili veriler paylaşıldı.
Bu bölümde “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilen 2018’in sonunda dava açılanların sayısı 6 bin 326 olurken, 2019’un sonunda dava sayısı 13 bin 990’a çıktı. Davalar son on yılda 21 kat arttı. Adalet Bakanlığı tarafından açıklanan en son veriler olan 2019 yılı Adli İstatistikleri’ne göre, sadece ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla 36 bin 66 kişi hakkında soruşturma açıldı. ‘Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar’ başlığı altındaki bu iki madde kapsamında 13 bin 252 kamu davası açıldı. Ceza mahkemeleri, 4 bin 291 mahkumiyet, bin 970 beraat, 4 bin 394 hükmün açıklanmasının geri bırakılması olmak üzere 12 bin 474 davayı karara bağladı. Böylelikle hakkında kurulan hükmün açıklanması ertelenenlerle birlikte 8 bin 685 kişi cezalandırıldı” denildi.
Cezaevlerinin beşte biri ‘terör’
‘Terör bahanesi’ bölümünde ise cezaevleri nüfusunun beşte birinin (48 bin 924 kişi) ya terör suçlarından yargılandığı ya da bu suçlardan hüküm giymiş kişiler olduğu bilgisi verildi.
Raporun bu kısmında yine Adalet Bakanlığı’nın istatistiklerine yer verilerek “Bir yılda 39 bin 833 yurttaş ‘terör’ şüphelisi, 12 bin 417 yurttaş ‘terör’ sanığı oldu” denildi.
‘Kullanılamayan Toplantı ve Gösteri hakkı’ bölümünde de “Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri, salgının en ön safında mücadele eden sağlık çalışanları, haklarını arayan işçiler, kadın cinayetlerine dur diyen kadınlar başta olmak üzere toplumun her kesiminden yurttaşlar yasaklarla ve kolluk şiddetiyle karşılaştılar” denildi. Bir senede 35 ilde 1 gün ila 30 gün arasında değişen sürelerle 120’nin üzerinde eylem ve etkinlik yasağı ilan edildiği aktarıldı. Van’daki eylem yasağının süresiz 4. yıla ulaştığı ifade edildi.
Raporun diğer bölümlerine ve tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
(HA)