Fotoğraf: Muteber Öğreten
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Mayınların Yasaklanması İle İlgili Sözleşme gereği beş yılda bir yapılan, 4.Gözden Geçirme Konferansı Oslo’da başladı. 25 Kasım’da başlayan ve 30 Kasım’da sona erecek olan toplantıda mayınsız bir dünyanın nasıl mümkün kılınacağı tartışıldı.
100’e yakın ülkeden delegasyonlar, sivil toplum örgütleri ve uluslararası kuruluşların katıldığı toplantıda, taraf devletlerin Mayınların Yasaklanması İle İlgili Sözleşme’nin hükümlerini ne kadar yerine getirdiğine ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Ülkelerin geçtiğimiz beş yılda mayın temizliği konusunda ve sözleşmenin yükümlülüklerine dair yaptıkları göz önünde bulundurularak, önümüzdeki beş yıl için bir yol haritası belirlenecek.
Muteber Öğreten: Türkiye 2025'i de yakalamayacak
Toplantıya katılan Mayınsız Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, bianet'e yaptığı açıklamada Türkiye’nin mayın temizliği konusunda bir ek süre talebinde bulunduğunu hatırlattı ve ekledi:
“Türkiye 2014’te mayın temizliğini yapamadığı için önce 2022’ye kadar ek süre talep etti. Fakat gelişmeler Türkiye’nin 2022’yi de yakalayamayacağını gösteriyor.
“Uluslararası kampanyanın devletlere son çağrısı: ‘2025’e kadar bu işi bitirin!’ Kampanya bu slogan üzerinden yürüyor. Ama Türkiye bu tarihi de yakalamayacak, dolayısıyla yeniden ek süre talebinde bulunmak isteyecek. Fakat Oslo’da şu an ülkelerin yeniden ek süre talebinde bulunulmaması için çalışılıyor. Yani böylesi bir durum söz konusu değil. Türkiye’den toplantıya 12 delegasyon katıldı. Henüz söz almış ve herhangi bir konuşma yapmış değiller.
“Her yıl 20 bin insan hayatını kaybediyor ya da yaralanıyor. Bu sayı 6 binlere düştü. Stoklardaki mayınların sayısının azalması, toprağa gömülü mayınların temizlenmesi, sözleşmenin uygulanmasıyla elde edilen sonuçlar. Buradan çıkacak yol haritası bu sayının daha da azalmasını sağlayacağını düşünüyoruz.”
"Bazı ülkeler mayın temizleme raporu yayımlamıyor"
Öte yandan Uluslararası Mayın Yasaklama Kampanyası'nın (ICBL), konferans sonrası taraf ülkelerden beklentileri özetle şöyle sıralandı:
* Öncelikle; yüksek ölü ve yaralı sayısının ciddiyetine dikkat çekmeli ve hangi aktör tarafından olursa olsun, her türlü anti-personel kara mayını kullanımını – el yapımı anti-personel mayınlar dahil – kınamalıdır.
* İkinci olarak; Gözden Geçirme Konferansı ve belgeleri, işin bitirilmesine yönelik olarak güçlü bir üslup taşımalıdır. Oslo Planı tüm mayınlı bölgelerin “mümkün olan en kısa sürede” temizlenmesi şeklindeki somut yükümlülüğe tekrar vurgu yapmalıdır.
*Temizlik için verilen mühletle ilgili olarak çok fazla devletin çok fazla ek süre istediğini biliyoruz. Dahası, bazı taraf devletlerin yıllara göre mayın temizleme raporu yayımlamadığını ve ek süreyi de eylemsizliklerini sürdürmek için istediğini görüyoruz. Tüm bunlar sözleşmenin hem ruhuna hem lafzına aykırı olmanın ötesinde, kimi durumlarda anti-personel mayınların kullanılmaya devam etmesine de zemin hazırlamaktadır.
*Mayın temizliğinin ertelenmesi veya hiç yapılmaması bize göre sözleşme hükümlerine aykırılık oluşturur ve Gözden Geçirme’ye giden süreçte de taraflarca bu şekilde ele alınmalı, Oslo Planı’na bu konu dahil edilmelidir. Sözleşme çerçevesinde yapılması gerekli çalışmaların önemsiz bir mesele gibi geçiştirilmesine izin veremeyiz.
"Mayın yasağı yaygınlaştırılmalı"
* Üçüncüsü; sözleşmenin ve mayın yasağı normunun daha da yaygınlaştırılmasının önemi vurgulanmalıdır.
* Sözleşmenin tüm yönleriyle uygulanabilmesini teminen, işbirliğinin ve yardım faaliyetlerinin (mayın eyleminin ana ayaklarından biri olarak mağdurlara yapılan yardımın ciddiyetle artırılması dahil) üst düzeyde sürdürülmesi konusunda verilecek taahhütleri de kapsamalıdır.
* Tüm ana ayaklarıyla birlikte değerlendirildiğinde, mayın eyleminin kalkınmanın önünü açtığına ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmakta katkı sağladığına dikkat çekilmelidir.
*Son olarak, önceki Gözden Geçirme Konferanslarında benimsenen Eylem Planları dahilindeki taahhütlerin hala geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği belirtilmelidir. (RT)