Irak'taki İran yanlısı Halk Seferberlik Güçleri (PMF), Bağdat ve Ankara arasında varılan PKK'yi "tasfiye"ye yönelik çok önemli bir anlaşmaya -İran'ın onayıyla- ortak oldu.
Londra'dan yayın yapan internet haber sayfası Şarkul Avsat'ın İngilizce yayınına göre Iraklı ve Türkiyeli kaynaklar, son anlaşmanın, PKK'ye yönelik askerî operasyonların da ötesinde Gazze'deki savaşın sona ermesinin ardından Orta Doğu'nun yeniden şekillenmesine yönelik kapsamlı düzenlemeleri içerdiğini açıkladılar.
Bu kapsamda Tayyip Erdoğan'ın Nisan'da Bağdat'a gideceği ve operasyonların Haziran'da başlayacağı haber veriliyor.
Irak Savunma Bakanı dün Arap TV kanallarına verdiği demeçte Türkiye ile bir güvenlik anlaşması yapmadıklarını, TSK'nin Irak toprağına girmesine rıza göstermediklerini söylemişti.
BAĞDAT ORTAK HAREKÂTI YALANLADI
Irak Savunma Bakanı: "Ankara ile ortak operasyon konusunda bir anlaşmamız yok"
Türkiyeli bir yetkili Şarkul Avsat'a, "Ankara'nın planının" bir kısmının savaş sonrasında gerçekleşecek değişikliklere hazırlanmak ve "bölgede, özellikle Irak'ta güvenlik sorununu sfırlamak" olduğunu söyledi.
Bununla birlikte Sincar'da PKK ve Şii gruplar arasındaki “kan kardeşliği” Türkiye'nin yeni planı önünde engel oluşturabilir.
Londra'dan Ali Saray'ın bildirdiğine göre, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan geçtiğimiz hafta ülkesi ve “Irak devleti tarafından finanse edilen resmi bir kurum” arasında Sincar konusunda mutabakata varıldığını söylemişti.
Iraklı kaynaklar, "kapsamlı Türk faaliyetinin" bölgeye yönelik savaş sonrası düzenlemelerin bir parçası olduğu ve bunun "gerginlik kaynaklarını ortadan kaldırması" gerektiği konusunda hemfikir.
Arka plan
Dışişleri Bakanı Fidan, 13 Mart'ta Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin, PMF lideri Faleh el-Fayyad ve aralarında Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci'nin de yer aldığı güvenlik yetkilileriyle Bağdat'ta bir araya geldi.
IRAK'LA İKİNCİ GÜVENLİK ZİRVESİ
Fidan, Güler ve Kalın Bağdat'ta
Hükümetten yapılan açıklamada, Irak'ın PKK'nin kendi topraklarındaki varlığını "anayasanın ihlali" olarak değerlendirdiği belirtildi. Türkiye, terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nin ortadan kaldırılması için 40 km derinliğinde bir tampon bölge oluşturulmasından söz ederek açıklamaya övgüde bulundu. Bölge Süleymaniye'den başlayıp Sincar'dan geçerek Suriye sınırına ulaşacak.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Fidan'la birlikte Ankara'ya dönmedi ve geceyi Irak sınırında, Hakkari'de konuşlu TSK karargâhında geçirdi.
Türkiye'nin sıfır saati
Şarkul Avsat'ın haberine göre, Bağdat ve Erbil'den iki kaynak Ankara'nın, yıllardır Irak'tan, PKK'ye karşı mücadelede "fazla sabırlı" olduğu ve sonuçta başarılı olamadığı yönünde şikayette buunduğunu aktardı. Ankara Bağdat'ı "herkesi bu baş ağrısından kurtarmak için son bir askerî operasyon başlatmaktan neyin alıkoyduğu" sorusunu sık sık gündeme getirdi ve sonunda Bağdat'ın kararlı bir adım atmaya ikna olduğu haber verildi.
Bir Iraklı kaynak, resmî görüşmeler başladığında "Sıfır saat dahil her şeyin hazır olduğunu" söyledi. Planı ülkeler arasında "benzeri görülmemiş" olarak niteleyen kaynak PMF'nin bazı bölgelerde destek sağlamak için harekâta katılacağını da ekledi.
PKK'nin 2016'dan bu yana Tahran'ın Şam ve Beyrut'a uzanan stratejik rotası üzerindeki gruplarla bağlantısı nedeniyle İran'ın PKK'nin Irak'taki varlğına son vermeyi kabul etme gerekçesi henüz belirsizliğini koruyor.
Iraklı kaynaklar, anlaşmanın, Irak'ta Tahran'la gerilimin hafifletilmesi ve İran'ın bölgesel ticarette Türk garantileriyle daha büyük bir rol oynaması konusunda Türkiye'nin Amerikalılarla arabuluculuğunu içerdiğini söyledi. Bu aynı zamanda petrol ihracatı ve Kürdistan Bölgesi ile Kerkük'teki krizlerin aşılmasında İran'ın Bağdat'a yardım sağlamasını da içeriyor.
Kapsamlı değişiklikler
Iraklı bir diplomat, anlaşmanın siyasi cephesinin "Gazze'deki savaş bittikten sonra gerçekleşmesi beklenen kapsamlı değişikliklere" hazırlandığını söyledi.
Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan bir Türkiyeli yetkili, "Dışişleri Bakanlığı ve güvenlik kurumlarının yaklaşık beş ay önce Ankara'nın savaş sonrası döneme ilişkin seçeneklerini ve beklenen değişikliklerle nasıl başa çıkılacağını kapsayan bir plan taslağı hazırladığını" söyledi ve "Irak ve Suriye bu resmin bir parçası" dedi.
Eski Ninova Valisi Sünni siyasetçi Athel el-Nucayfi, Şarkul Avsat'a "Bölgedeki tüm ülkelerin, Gazze'deki savaş sonrası yeni bir evreye geçileceğinin farkında olduğunu ve büyük güçlerin stratejilerinde değişiklikler olacağını” söyledi. Türkiye'nin de çıkarlarını geliştirmek için stratejik hesaplamalar konusunda oldukça aktif olduğunu ekledi.
Ancak bir Türk diplomatik kaynak, Irak'taki Türk askerî operasyonlarının Gazze'deki durumla doğrudan bağlantılı olduğu iddiasını yalanladı.
Kaynak, operasyonların Haziran'da başlayacağını öngörüyor. Erdoğan'ın da Nisan'da Bağdat'a gitmesi bekleniyor.
Ankara "tampon bölge" arıyor
Türkiye'den kaynaklar, "Ankara'nın ortak operasyonlar komuta merkezi ve tampon bölge kurulmasına yönelik bir anlaşma imzalamaya hazırlandığını", "bunun [sağlanmasının] etkin olarak sıfır saate ulaştığımız anlamına geleceğini" söyledi.
İran yanlısı Koordinasyon Çerçevesi'nden Iraklı bir yetkili, Ankara'nın PKK'nin etki bölgelerini Irak ve İran ile "güvenli ortaklık bölgesine" dönüştürmek istediğini söyledi ve ekledi: "Türkler bu dosyadaki ilgili bölgesel aktörlerin savaş sonrası aşamaya sıfır gerilimle ulaşması konusunda arzulu."
Şarkul Avsat bunun, Türkiye'nin Irak'a neden bu kadar ağırlık verdiğini açıklayabileceğini söylüyor. El Nuceyfi, "Bölgedeki bu istikrarsızlık ortamında Türkiye'nin ateş topunun kendisine doğru yuvarlanmasını engellemesi gerekiyor." dedi. Bu nedenle Irak ve Suriye'yi "PKK'nin daha büyük bir krize dönüşmemesi için kendisiyle birlikte doğrudan ve güçlü tedbirler almaya" çağırıyor.
Tahran Irak toprağında Türkiye etkinliğini onaylıyor
Bu arada Iraklı kaynaklar, Tahran'ın Türklere Irak'ta faaliyet göstermeleri için onay verdiğini söyledi. Iraklı bir politikacı, bunun iki ülke arasında gerçekleştirilen resmî görüşmelerde PMF'nin dikkate değer varlığıyla yansıtıldığını söyledi. Kaynaklar, Sincar'da PKK'ye karşı silahlı çatışma çıkma ihtimalinin henüz çözülmediğini ileri sürdü.
Türkiye'nin askeri planı, Kürdistan Bölgesi'ndeki dağlık bölgelere geniş bir askerî operasyon çağrısı yaparken, Bağdat da istihbarat desteği, harita ve bilgi sağlıyor ve sınırı izliyor.
Ancak Süleymaniye ve Sincar, Türkiye'nin tampon bölgesinin dışında yer alıyor ve İran'ın çıkarlarıyla kesişiyor; [İran] Ankara'nın bunlar üzerinde farklı siyasi ve güvenlik düzenlemeleri yapmasını talep ediyor.
Bir Kürt kaynak Şarkul Avsat'a, Türklerin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) başkanı Bafıl Talabani ile ortaklık fırsatlarını araştırmak ve Erbil'deki Kürdistan Demokrat Partisi'yle görüş ayrılıklarını çözmek de dahil yeni bir ilişki kurarak Süleymaniye'deki PKK'yi etkisiz hale getirmeye çalıştıklarını söyledi.
İran yol verdi
El-Nuceyfi , aralarında Talabani'nin de bulunduğu KYB liderlerinin bölgedeki büyük ülkeler arasında varılan anlaşmalara karşı koymalarının zor olacağını söyledi. Dolayısıyla anlaşmalara İran tarafından yol verildiği ve Irak, Türkiye ve Kürdistan'daki resmi otorite tarafından onaylandığı konusunda kuşku yok.
Sincar engeli
Ancak Sincar'daki durum bölgesel planların önünde engel olmaya devam ediyor. Türkiye'nin anlaşmasına göre buradaki durum PMF'nin denetiminde olacak.
El Nuceyfi, Şarkul Avsat'a Şii grupların etkisinin Sincar'la sınırlı olduğunu ve diğer Kürt bölgelerine yayılmadığını söyledi.
Ancak Türkiye-Suriye sınırında yer alan, nüfusunun çoğunluğu Ezidilerden oluşan ve çok sayıda silahlı grup barındıran Sincar'da durum farklı. Kasabadaki yerel bir yetkili, Irak ordusunun bile oradaki gruplardan biri gibi davrandığını söyledi.
Yetkili, Sincar'ı, cephe hatlarının birbirine yakın mesafede olduğu, bölgesel ve yerel çıkarları temsil eden silahlı grupların her zaman tetikte olduğu Lübnan iç savaşı sırasındaki Beyrut'a benzetti.
Bir Şii grubun üyesi, PMF ile PKK arasında yıllar içinde bir ittifakın büyüdüğünü ve IŞİD'e karşı yürütülen savaşlar sırasında bir "kan kardeşliği" oluşturduklarını söyledi.
Son yıllarda sahadaki ortaklığın ardından PMF'nin PKK savaşçılarını nasıl etkisiz hale getireceği henüz belli değil.
Bu ittifakın niteliğine ilişkin farklı bilgiler var. Şii grupların önde gelen iki üyesi Şarkul Avsat'a, Haşdi Şabi'nin lojistik ve askerî hizmetler karşılığında Sincar, Ninova ve diğer bölgelerdeki PKK liderlerine güvenli yerler sağladığını söyledi.
Bağdat'taki güçlü bir grubun liderinin de aralarında bulunduğu sahadaki üç kaynak, durumun "bunun çok daha ötesine gittiğini, çünkü PMF ile PKK arasında ittifak kararının İran tarafından alındığını" söyledi.
“PKK çok güçlü. Irak güvenlik teşkilatlarının hiçbirinin partinin gücü ve silahları hakkında doğru bir tahayyülü yok” diyen yetkililer, Irak ordusunun eski Başbakan Mustafa el Kazimi döneminde Sincar'da PKK ile iki kez karşı karşıya geldiğini ve her ikisinde de yenildiğini ekledi.
Kaynaklar, üstelik PKK'nın Sincar'da özellikle dağlık bölgelerde tünel ağı kurduğunu iddia ediyor. Yerel gazeteciler Şarkul Avsat'a daha önce Sincar'dan tünellerin bulunduğu bölgelere giden kazıcı taşıyan kamyonlar gördüklerini söyledi.
Sincar halkı ve Şii grupların üyeleri Şarkul Avsat'ın tünellerle ilgili sorusunu yanısız bıraktı.
Uzman gücü
Ninova'da önde gelen bir siyasetçi, PKK'yi "dağıtım, seferberlik ve kontrolü sağlamlaştırma konusunda uzman bir güç," olarak niteledi ve "dolayısıyla Haşdi Şabi'nin partiyi nasıl ortadan kaldırabileceğini veya Türkiye'nin onu etkisiz hale getirmesine nasıl yardımcı olabileceğini tahmin etmenin zor olduğunu" söyledi.
El-Nuceyfi, PKK'nin Irak için yerel meseleleri ağırlaştıracak bir sorun haline geleceğini, dolayısıyla bu "iç krizle" mücadelede [Bağdat'ın] Türkiye'nin yardımına ihtiyaç duyacağını söyledi. "PKK eninde sonunda bir piyondan ve pazarlık [unsurundan] başka bir şey olmadığını anlayacaktır. Artık bir rolü kalmadığında herkes onu ortadan kaldırmak için işbirliği yapacaktır" diye ekledi.
Soru şu: PMF, PKK savaşçılarını
nasıl etkisiz hale getirecek?
Eski Irak Başbakanı Nuri El Maliki, geçtiğimiz günlerde bir televizyon röportajında, "Sincar halkına zarar verdikleri sürece PKK'nin silahlı savaşçılarıyla yüzleşmek gerektiğini" söyledi. Ancak savaşçıların sınır dışı edilip edilmeyeceği sorusuna değinerek, Türkiye ile bu partiye karşı işbirliğinin nasıl gerçekleşeceğini bilmediğini sözlerine ekledi.
Adını vermeyen bir Şii siyasetçi "İran'ın yeşil ışığı belirleyici değil." dedi. Tahran'ın “Türkiye ile iyi bir anlaşmanın eşiğinde olduğunu, ancak boş bir çek imzalamayacağını ve Irak'taki silahlı etkisini tehlikeye atmayacağını" da ekledi.
"İran izliyor ve gelişmelere göre her şey değişebilir. Şu anda bildiğimiz tek şey Sincar'da sınırlı bir çözümün mevcut olduğudur." dedi.
Diğer kaynaklarsa, Şarkul Avsat'a, PMF'nin yerel PKK üyelerini Şii gruplar arasında konuşlandırarak partinin görünür varlığını sona erdireceğini ancak böyle bir hamlenin, Kürdistan Demokrat Partisi'ne sadık Kürt güçleri aleyhine Sincar'ın tam kontrolünü sağlayacağını ileri sürdü.
Bu takdirde PMF için Türkiye'yle anlaşma Irak, İran ve Türkiye üzerinde stratejik bölgedeki nüfuzunu güçlendirmenin bir yolu anlamına gelecek. Askeri operasyon, teorik olarak PKK savaşçılarının Kürdistan'ın dağlık bölgelerine sürülmesiyle sonuçlanacak. Ayrıca Türkiye'nin tampon bölgesini, İranlı grupların Suriye yakınlarında konuşlandığı İran bölgesiyle birleştirecek.
Bağdat'taki siyasi ve diplomatik yorumcular, "Tahran belirleyici bir anda beklenmedik bir kartla çıkagelmediği sürece" her şeyin planlandığı gibi gitmesi gerektiğini söyledi.
(AEK)