Türkiye 2024'ün ilk dokuz ayında (ocak-eylül) kömür yakmaya dayalı elektrik enerjisi üretimini yıllık yüzde 2 oranında artırarak 88 teravat saate (TWh) çıktı ve bu alanda Avrupa rekorunu ele geçirdi.
Enerji araştırma şirketi Ember'in derlediği ve Reuters'ın 16 Ekim'de yayımladığı verilere göre, Almanya 69 TWh ile sıralamada Avrupa ikinciliğini sürdürürken, Polonya 65 TWh ile üçüncü sırada yer alıyor.
Türkiye Avrupa'nın en büyük CO2 emisyon üreticisi
Türkiye ayrıca aynı dönemde kömür yakıtlı elektrikten kaynaklanan karbondioksit (CO2) emisyonlarını 1,5 milyon ton artırarak 88 milyon tona çıkardı. Türkiye'yi 72 milyon tonla Almanya izlerken Polonya da 67 milyon tonla onu izledi.
Türkiye'nin Avrupa'nın birleşik emisyonlarındaki payı da ocak-eylül arasında yüzde 19'la başka bir rekora ulaştı. Ember, ısınmaya talebin doruğa çıktığı kış aylarında bu oranın yüzde 20'yi aşmasını bekliyor.
Bir görece olumlu gösterge
Ancak olumlu bir gösterge olarak, aynı dönemde kömürün Türkiye'nin birleşik elektrik üretimindeki payı, hidroelektrik ve güneş santrallerinden gelen daha yüksek üretim sayesinde 2023 yılının tamamında yüzde 37'den yüzde 35'e geriledi.
Bununla birlikte Ember, kış aylarında ülkedeki hidroelektrik ve güneş santrallerinde üretiminin düşeceğini öngörüyor.
Bu arada Polonya, ocak-eylül 2024'te elektrik ihtiyacının yüzde 56'sını kömürden karşıladı; bu oran 2022'de yüzde 74'tü. Almanya'da bu oran yüzde 20 iken Avrupa ortalaması yüzde 13'tü.
Bu yılın ilk dokuz ayında, Türkiye'nin elektrik tüketimi yüzde 5 arttı. Bu oran Avrupa genelinde yüzde 2,4, Polonya'da yüzde 3 ve Almanya'da yüzde 0,4'tü.
2019'dan bu yana, Türkiye'nin elektrik tüketimi, Avrupa'nın birleşik talebinde görülen yüzde 2'lik daralmaya ve Almanya'da kaydedilen yüzde 8'lik düşüşe mukabil yüzde 13 arttı.
İthal kömüre dayalı enerji üretimi
Türkiye kömür tüketiminin yaklaşık yüzde 40'ını ithal ediyor. Ocak-eylül arasında ülkenin kömür ithalatı yüzde 5 düşüşle yıllık 17 milyon tona geriledi.
Rusya, Türkiye'nin kömür ithalatının yaklaşık yüzde 70'ini sağlıyor. Ülkenin Rusya'dan sonraki en büyük tedarikçileri Kolombiya, Avustralya ve ABD.
Türkiye, 2023'te Polonya'yı geçerek ilk kez Avrupa'nın kömürle çalışan ikinci büyük üreticisi olmuştu. 2024'te ülke Almanya'nın önüne geçti.
Paris İklim Anlaşması ve Türkiye
Yukarıdaki rakamlar, Türkiye'nin tarafı olduğu 2015 Paris İklim Anlaşması hedefleriyle tutarsız. Türkiye, Ulusal Katkı Beyanı (NDC) aracılığıyla 2030'a kadar sera gazı emisyonlarının artışını yüzde 21 oranında azaltma taahhüdünde bulunmuş ve bu taahhüdünü daha sonradan güncelleyerek yüzde 41'e çıkarmıştı.
Paris İklim Analşması kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) 2024 yasama yılında gündemine alacağı açıklanan iklim kanununun ayrıntıları kamuoyunun bilgisinde değil. ‘‘Gizli’’ olarak işaretlenmiş bir taslak metin, ilk olarak ağustos 2023’te Ankara Sanayi Odası’nın internet sitesinde yayınlanmıştı. Metne halen Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği sitesinden ulaşılabiliyor. Ancak konuyla ilgili resmi mercilerden yapılmış bir açıklama olmadığından, kamuoyunun kanun taslağının son haline ilişkin bilgisi sınırlı. Tüm bu belirsizliklere rağmen iklim kanunu, tartışma yaratıyor ve iklim dezenformasyonuna konu oluyor.
BM'nin fosil yakıt kullanımına ilişkin on yıl hedefleri
Birleşmiş Milletler (BM), fosil yakıt kullanımını azaltmayı iklim değişikliğiyle mücadele için kritik bir hedef olarak belirlemiştir. Bu hedefler, özellikle 2030 yılına kadar büyük emisyon azaltımları sağlamayı ve fosil yakıt kullanımını sınırlandırmayı içerir. BM iklim sözleşmeleri kapsamında, iklim krizinin aşılabilmesi için dünya ısısının yükselmesinin 1.5°C'yi aşmaması gerekiyor. Bu hedef, Paris Anlaşması çerçevesinde uluslararası toplumun küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1.5°C ile 2°C arasında sınırlama çabalarının bir parçası. Bilim insanları, küresel sıcaklık artışının 1.5°C'yi geçmesi durumunda iklim değişikliğinin etkilerinin çok daha yıkıcı olacağına dikkat çekiyor. Bu seviyenin aşılması, daha yoğun hava olayları, deniz seviyelerinin hızlı yükselmesi, biyoçeşitlilik kayıpları ve ekosistemlerin ciddi şekilde zarar görmesi gibi sonuçlara yol açabilir.
Öne çıkan bazı BM hedefleri şunlar
▶ Küresel karbon emisyonlarını azaltma: BM, 2030'a kadar karbon emisyonlarını 2010 seviyelerine kıyasla yüzde 45 oranında azaltmayı hedefliyor. Bu hedef, küresel ısınmayı 1.5°C ile sınırlamak için gerekli. Karbon emisyonlarını azaltmak, kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanımının büyük ölçüde sınırlandırılmasını gerektiriyor.
▶ Kömür kullanımının azaltılması: BM, özellikle kömür kullanımının hızlı bir şekilde sona erdirilmesini istiyor. Kömür, fosil yakıtlar arasında en fazla karbon salınımına neden olan yakıt. Birçok ülke, 2030'a kadar kömür kullanımını önemli ölçüde azaltmayı veya tamamen sona erdirmeyi taahhüt etti.
▶ Yenilenebilir enerjiye geçiş: BM’nin 2030 yılı hedefleri, fosil yakıt bağımlılığını azaltarak, güneş, rüzgar, hidroelektrik ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmayı içeriyor. Bu, enerji üretiminin daha temiz ve sürdürülebilir olmasını sağlamayı amaçlıyor.
▶ Fosil yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması: Birleşmiş Milletler, 2020’li yıllar boyunca fosil yakıtlara sağlanan sübvansiyonların kaldırılmasını teşvik ediyor. Fosil yakıtlara verilen desteklerin sona erdirilmesi, yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırabilir ve karbon emisyonlarını azaltabilir.
▶ Sıfır Karbon Hedefi: BM, ülkelerin 2050'ye kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmalarını istemektedir. Bu hedef, ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını dengeleyecek kadar karbonu atmosferden uzaklaştırmaları anlamına gelir. Fosil yakıt kullanımının bu hedefe ulaşılana kadar büyük oranda sona erdirilmesi gerekmektedir.
BM'nin bu hedefleri, küresel ısınmayı kontrol altına almak ve iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için fosil yakıtların azaltılması ve temiz enerjiye geçişin hızlandırılması gerektiğini vurguluyor.
(AEK)