Türkiye Düşünce Özgürlüğü Ağı için ilk adım atıldı.
Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim’in çağrısıyla 12 Şubat 2016’da Ankara ve 17 Şubat 2016’da İzmir’de yapılan iki toplantı sonucunda, Türkiye Düşünce Özgürlüğü Ağı üç büyük il başta olmak üzere tüm il, ilçe, belde, köy ve mahallelerde örülmek üzere yola çıktı.
Herkesin katılıma açık
Türkiye Düşünce Özgürlüğü Ağı herkesin katılıma açık. Bu konulara duyarlı insanların oluşturduğu girişimlerin eşgüdümü olarak işlemeyi amaçlayan ağ içindeki her girişim kendi içinde özerk.
Girişimler ne yapacağına –veya yapmayacağına- kendisi karar vermeye devam edecek. Üstelik, yapılacak çalışmalara katılmak–katılmamak veya kısmen katılmak konusunda, sadece girişimler değil bunları oluşturan bireyler de özerk.
Türkiye Düşünce Özgürlüğü Ağı’nın yapacağı faaliyetler arasında, birlikte ya da tek tek sivil itaatsizlik (Düşünce suçlularının suçlarına iştirak ve savcılara kendini ihbar etmek), dava takibi (Düşünce suçlularını mahkemelerde yalnız bırakmamak), seminer, konferans, paneller düzenlemek, ya da düzenlenmesini sağlamak, kamuoyu çalışmaları (Elinde kalem olan yazsın, TV’de görünebilen anlatsın) var. Bunlar haricindeki tüm öneri, eylem ve etkinliklere açıklar.
İlkeler
Türkiye Düşünce Özgürlüğü Ağı’nın ana ilkeleri şu şekilde:
* Bu çalışmalara katılmak için Ya Hep Ya Hiç yok. Herkes benimsediği ölçüde katılır, beğenmediğine katılmaz, bir sonrakini beğenir ve katılır. O kadar basit.
* Kayıt Dışı. Herhangi bir şekilde devletin sistemine kaydolmak gibi bir derdimiz yok. Tam tersine, Sivil Toplum çalışmaları kimseye hesap vermek zorunda değil.
* Evet, gücümüz birlikte olmakta. Ancak bu birliktelik, her anlamda farklılıklarımıza saygılı ve gönüllü bir birliktelik olmalı, olacak da.
“Hayır, yalnız değiliz” diyen Türkiye Düşünce Özgürlüğü Ağı, herkesi, kendi çevresinde kendileri gibi düşünenlerle birlikte kendi il/ilçe/belde/köy/mahalle girişimlerini oluşturup bu ağa katılmaya çağırıyor.
Ayrıntılı bilgi ve iletişim için tıklayın. (EA)