* Fotoğraf: Dilek Şen / bianet
Sivil Alan Araştırmaları Derneği, Marmara, İstanbul, Boğaziçi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden öğrenciler ile görüşerek “Türkiye'de Öğrenci Mücadelesi: Dayanışma Güçlendirir!” belgeselini hazırladı.
Belgeselde, özgür ve eşit eğitim hakkını savunan öğrenciler; aynı zamanda, barınma, ulaşım, beslenme ve güvende olmak gibi en temel hakları için de verdikleri mücadeleleri anlatıyor.
Belgeseli, Sivil Alan Araştırmalı Derneği direktörü Berna Akkızal ile konuştuk.
“Bazılarımızın sesi hepimize ulaşamıyor”
2018 senesinden beri ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü ile birlikte, hak savunucularının desteklenmesi ve buna bağlı çeşitli destek mekanizmalarının yaratılması için çalıştıklarını söyleyen Berna Akkızal dernek çalışmalarını şöyle anlatıyor:
“Sayısı 70 binlere ulaşan tutuklu öğrenciler bir yana, her geçen gün engellenen, iptal edilen, kısıtlanan kampüs etkinliklerinin ya da kampüs içi eylemlerinin haberini alıyoruz. Fakat bu ihlallerin önemli bir kısmı haberleşemiyor, kamuoyuna ulaşamıyor ve bu yüzden de yaygınlaşamıyor. Bazılarımızın sesi hepimize ulaşamıyor.
Biz de bu bağlamda, ilk çalışmamız olarak, üniversite kampüslerindeki ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü ihlalleri üzerine çalışmaya karar verdik. Kampüsleri ve öğrenci aktivizmini sivil alanın bir parçası olarak görüyor, bu alandaki hak ihlallerini görünür kılma ve bu ihlallere maruz kalmış öğrencilerle dayanışma amacı taşıyoruz.
Türkiye çapındaki üniversitelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin haberleri güncel olarak yaygınlaştırmak ve kamuoyu yaratmak için bir öğrenci ağı oluşturulmasına öncülük etmek istiyoruz. Bunu yaparken de, hak ihlaline maruz kalmış öğrencilerle hukuki destek mekanizmaları oluşturmaya çalışıyoruz.
Bu çalışmamız kapsamında dava ve medya izleme faaliyeti yürütüp verileri raporlaştırıyoruz, aktivist öğrencilere ve öğrenci topluluklarına hukuki destek sağlıyoruz, ifade özgürlüğü hakkı ve örgütlenme hakkı konularında atölyeler düzenliyoruz, kampüs içindeki hak ihlallerini düzenli olarak haberleştiriyoruz, sosyal medya kampanyaları düzenleyip öğrenci hareketinin önemli mücadelelerini kayıt altına alıp belgesellere dönüştürüyoruz.”
“Mücadelenin birçok olumlu sonucu var”
Farklı üniversitelerden hak mücadelesi vermiş gençler ile gerçekleştirilen görüşmeler ile oluşturulan Türkiye'de Öğrenci Mücadelesi: Dayanışma Güçlendirir! belgeseli fikri de öğrenci mücadelesinin kazanımlarını nasıl öne çıkarılabilir düşüncesi ile ortaya çıkmış.
Medyada genellikle öğrencileri ya gözaltına alındıklarında ya da toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanırken polis şiddetiyle karşılaştıklarında gördüğümüzü söyleyen Berna Akkızal: “Pozitif hikayelerin vurgulanması, hepimize umut olması gerektiğini düşündük. Dayanışmanın ve mücadelenin birçok olumlu sonucu var. Bunlar doğal olarak sosyal medyada, haber portallarında karşımıza sıklıkla çıkmıyor. Biz dayanışmanın eninde sonunda kazandıracağını, birlikte mücadele etmenin haklarımızı geri almakla sonuçlanacağını, korkunun çoğu zaman birlikte aşılabileceğini öğrencilerin kendi ağızlarından aktarmak istedik.”
“Çekimler sürerken Bulu görevden alındı”
Çekim süreci ile ilgili zorlukları sorduğumuz ise katkıda bulunan öğrencilere tekrar tekrar teşekkür eden Berna Akkızal şöyle devam ediyor: “Çekim süreci hepimiz için oldukça keyifliydi fakat zaman zaman yaşanan mücadeleyi, zorlukları, dayanışmayı hatırlayıp çok da duygulandığımız bir süreç oldu. Öğrenci mücadelesinin tüm kazanımlarına değinmek tabii ki mümkün olmadı ama çekimleri yaptığımız sırada Melih Bulu’nun görevden alınması belgesele sevinçle bir bölüm daha eklememizi sağladı. Pandemi ve çekimlere yaz aylarında başlamış olmamız üretim sürecini biraz uzatmış olsa da çok büyük bir engelle karşılaşmadık.”
Belgeselde süre kısıtlaması olması sebebiyle kaydedilen görüşmelerden kısaltma yapmanın kendilerini epeyce zorladığını söylüyor ve belirtiyor: “Heyecanla, umutla aktarılan deneyimlerin her cümlesi kıymetli. Başta belgeselde hangi kazanımlara yer vereceğimiz konusunda seçim yaparken de oldukça zorlandık. Sonuçta dört öğrenci mücadelesi kazanımında karar kıldık.”
Görüşme yaptıkları her öğrencinin gelecekten oldukça umutlu olması, ne yaptıkları ve neden yaptıkları, hakları konusunda bilinçli olmaları ve dayanışmanın onları nasıl güçlendirdiğini görmenin çok farklı bir deneyim olduğunu ifade ediyor Berna Akkızal.
Türkiye’deki gençlerin yaşadığı en önemli sorunu sorduğumuzda ise “yoksulluk” cevabını aldık. Bu yoksulluğu gidermek ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için devletin sunduğu imkanların ise sınırlı olduğunu söyleyen Akkızal:
“Kaldı ki ilk fırsatta geri alabildiği imkanlar oluyor bunlar, okulda bir protestoya katıldığı için bursu kesilen, yurttan atılan birçok öğrenci var. Bu öğrenciler dava açıp haklarını geri alabiliyorlar fakat ekonomik bir tehdit haline geliyor bu durum. Bir diğer çok önemli mesele de öğrencilerin protesto hakkının elinden alınması, polis ve güvenlik şiddetiyle, gözaltına alma gibi yöntemlerle karşı karşıya bırakılmaları.
Biz dernek olarak tüm kampanyalarımızda ve açıklamalarımızda barınma hakkının, eğitimde fırsat eşitliğinin aslında diğer haklardan ayrılamayan bir bütün olduğunu ifade ediyoruz. İfade özgürlüğü, toplantı gösteri yürüyüşü hakkını kullanan bir öğrenci, okulunda ihtiyaç duyduğu bir konu etrafında kulüp kurmak isteyen öğrencilerin herhangi bir zorlukla karşılaşmadan bu isteklerini yerine getirebilmeleri gerekir. Bu yüzden kampüsler sivil alanın bir parçasıdır diyoruz.”
Yeniden yüz yüze eğitime geçilmesi ile ortaya çıkan Barınamıyoruz Hareketi’ne sivil alandan hala net bir desteğin gelmediğini belirttiğimizde ise Akkızal: “Barınamıyoruz Hareketi çok yakıcı ve acil bir ihtiyaca, ihlal edilen bir hakka işaret ediyor. Çok çarpıcı bir eylemle yola çıktılar, biz de yakından takip ediyor, seslerini daha geniş kitlelere ulaştırmaya çalışıyoruz. Çok haklı ve aslında önlemler zamanında ve yerinde alınırsa kolayca giderilebilecek talepleri var. Biz Barınamıyoruz Hareketi’nin aslında azımsanmayacak bir desteğe ulaştığını görüyoruz. Bunun gibi mücadelelerin karşısında hemen bir ağızdan söz söylemeye başlayan devlet yanlısı kocaman bir medya var. Orada bu öğrenciler, terörist, örgüt üyesi olmakla, öğrenci olmayıp provakasyon yapmakla yaftalanıyorlar. Son dönem üzerinde çalıştığımız Haberlerdeki Üniversite raporları bu karalama kampanyasının korkunç bir boyutta olduğunu gözler önüne seriyor.”
7 Ekim’de yayınlanan belgesel YouTube üzerinden izlenebiliyor.
Belgeselle ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Sivil Alan Araştırmaları Derneği
(AİA/AS)