Greenpeace Akdeniz dünya ölçeğinde yaşanan ve böyle giderse gelecekte de yaşanacak olan su sorununa dair uyarıda bulundu.
Dünyanın temiz su varlığının iklim değişikliğinin de etkisiyle her geçen gün daha fazla tehlike altına girdiğini belirten örgüt, bu süreçte en çok susayacak ülkeler arasında Türkiye'nin olduğunu da vurguladı.
"Ülkemizin su kaynaklarının azalacağı, afet olaylarının artacağı, tarımsal üretimde ve gıda güvenliğinde azalma olacağı, ekosistemlerde bozulma olacağı öngörülüyor."
Türkiye'nin enerji geleceğini fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji üzerine kurmasının önemine de değinen Greenpeace "enerji ve su verimliliği konusunda arzı değil talebi yöneten politikalar oluşturmak" gerektiğini belirtti.
Su ve ekosistem üzerindeki en büyük baskıyı iklim değişikliği, endüstriyel atıklar, kentleşme, maden, gaz ve petrol arama faaliyetleri ve suyun boşa harcanmasının oluşturduğuna dikkat çekilen açıklamada, iklim değişikliğine neden olan kömürlü termik santrallerin bacasından yayılan cıvanın da suyu kirlettiği anlatıldı.
Çılgınca tüketmeyin
Açıklamada, doğadan suyu çalarak ve kirleterek çocukların geleceğinin çalındığını anlatan Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özemsi'nin sözlerine de yer verildi. Özemsi petrol ve kömür için yapılan çalışmaların ve bu maddelerin yakılmasının iklim değişikliğine ve sonucunda da kuraklığa ve afetlere neden olduğunu belirtti.
"Kuraklık olunca da başka havzaların suyunu kentler için borularla çekip çalıyoruz, verimli tarım arazilerini çöle çeviriyoruz. Oysa su, besinlerimiz ve hayat döngüsü için vazgeçilmez. Suyu çılgınca tüketmek yerine, suyu daha evde arıtarak tekrar ve tasarruf yaparak kullanmalı, endüstri ve tarımda da az ama verimli kullanmalı, arıtarak tekrar tekrar geri dönüştürmeli."
Teknolojinin daha fazla su tüketen biçimde değil, tersi yönde şekillenmesi gerektiğini anlatan Özemsi, suyu az kullanan teknolojilerin geliştirmesinin önemine vurgu yaptı.
Gıda üretimi etkilenecek
Greenpeace'in Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı'ndan aktardığı verilere göre, dünyadaki tatlı su varlığının yaklaşık yüzde 70'i buz veya kalıcı kar tabakası şeklinde dağlık alanlarda, Antarktika ve Kuzey Kutup Bölgesi'nde bulunuyor.
"Bu hassas su kütlelerinin korunmasının" insanların geleceği bakımından son derece önemli olduğunu hatırlatan örgüt, Kuzey Kutbu'nda petrol arama faaliyetlerinin bu nedenle durdurulması gerektiğini ifade etti.
Araştırmacıların iklim değişikliğinin 2030 yılına kadar Asya ve Afrika'nın güneyindeki gıda üretimini vuracağı yönündeki uyarılarını hatırlatan Greeapeace su sorunuyla ilgili olarak birkaç çarpıcı veriye de değindi.
* İklim değişikliğine bağlı olarak, Asya'da yapılan tarıma büyük miktarda su sağlayan Himalayalar'daki kar ve buz 2030'a kadar yüzde 20 azalacak. (Kaynak: Dünya Tarım Örgütü) * Gelişmekte olan ülkelerin, kentsel nüfusunun yüzde 27'sinin evinde şebeke suyu yok. (Kaynak: UNESCO)
* Gelişmiş ülkelerde, endüstriyel atıkların yüzde 70'i arıtılmadan kullanılabilir su kaynaklarına akıtılıyor. (Kaynak: Dünya Su Değerlendirme Programı)
* Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli 2020 yılına kadar, yağmura bağımlı tarım verimliliğinin yüzde 50 düşeceğini öngörüyor. (Kaynak: Dünya Su Değerlendirme Programı) (YY)