Hayvan Hakları Derneği Turgutreis Şubesi'nde birkaç "iyi" insan köpekler, kediler çoğalıp durmasın, hastalanmasın, eziyete uğramasın, kendi hallerinde yaşayıp, zamanı gelince ecelleriyle ölebilsin diye didinip duruyor.
"Kısırlaştır, Aşılat, Yaşat"...
Sloganları "Kısırlaştır, Aşılat, Yaşat"...
Onlar erişebildikleri köpekleri, kedileri, kısırlaştırıp, aşılayıp sonra yine buldukları yere geri götürüyorlar, ancak çok hasta durumda ve bakıma muhtaç hayvanlar Turgutreis Belediyesi'nin kurduğu hayvan barınağında kalıyor.
Bu halde bile yaklaşık 150 köpek var barınakta, kiminin sürekli bakıma ihtiyacı var, kimi çok hasta, aralarında sahipleri tarafından terkedilmiş "cins" köpekler de var, hayatı sokakta başlamış olanlar da...
Etkileyici olan bu kadar çok köpeğin olduğu bir barınakta ancak şehirdeki bir veteriner kliniğinde olacak kadar "hayvan kokusu" var... Çünkü derneğin gönüllüleri Hikmet Yıldız, Yıldız Kürkçü, Efza Verdön, Jane Kenney hayvanlar sağlıklı yaşasın, barınak temiz olsun diye "çılgınca" çalışıyorlar... Tabii bir de Ocak ayından beri barınakta tam gün çalışan veteriner hekimleri Alpertunga Balıkçı var...
Alpertunga Balıkçı Turgutreis'teki sokak hayvanlarının başka şehirlere ya da büyük şehirlere göre şanslı olduğunu söylüyor.
"Burada apartman yaşamı yok, evler daha çok müstakil, o yüzden insanlar köpekleri bahçelerinde besleyebiliyor."
Balıkçı Turgutreis halkının genelde hayvanlara sevgiyle yaklaştığını, karınlarını doyurduklarını anlatıyor.
Yeşil küpe: Aşılıyım, sağlıklıyım
Gerçekten de öyle, Turgutreis'te kulağı yeşil küpeli köpeklerden çok görüyorsunuz.. Bu "ben aşılıyım, sağlıklıyım" demek oluyor....
Dernek gönüllülerinden Yıldız Kürkçü sokakta yürürken, onları tek tek isimleriyle anımsıyor, hal hatırlarını soruyor... Onlar da kuyruklarını sallayarak en içten teşekkürlerini sunuyorlar.
Balıkçı barınak hekimliğinin klinik veteriner hekimliğinden farkını şöyle anlatıyor:
"Cerrahlığınız çok gelişir, travmalar, operasyon gerektiren vakalar gelir genelde, iç hastalıkları ise dikkatli bir takip gerektirir, onu buralarda pek yapamayız ancak hastalık belirti vermeye başladığında anlaşılır."
Barınak hekimliğinin biraz da "misyon" işi olduğuna lafı zorla getirmek zorunda kalıyorum, Balıkçı bu konuda çok tevazu gösteriyor, sonunda söylüyor ama: "Sokaklardaki hayvanlara yardım etmek başka bir şey tabii.."
İstanbul'daki hemen hemen bütün barınaklarda çalışmış, Turgutreis'in çok iyi işlediğini söylüyor: "Çok fazla sayıda köpek var ve hepsi de çok iyi bakılıyorlar..."
Bir ziyaretle bile destek olabilirsiniz...
Barınak 2000'de Turgutreis Belediyesi tarafından kuruldu, gönüllüler de çekip çeviriyor.
Yıldız Kürkçü Ocak ayından beri tam gün veteriner çalışmaya başladığını, barınakta veteriner dışında dört kişinin çalıştığını, ikisinin lojmanlarda kaldığını anlattı.
Barınağa destek vermek her şekilde mümkün. Mama götürebilirsiniz, ilaç götürebilirsiniz, hatta yalnızca gidip onları orada ziyaret edebilir, belki birkaçının başını okşayabilirsiniz...
Bu yavru köpeği annesi reddediyordu, yaşaması için çok uğraştılar, ilaçlar, vitaminler, fakat o yaşam mücadelesini kaybetti... Ama iyileştirilip yaşamına devam eden onlarcası var...
Turgutreis'e yolunuz düşerse, barınağı bir ziyaret etmeniz bile yeter.... (NZ/EZÖ)