Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekonomi ve Tarım Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, ekonomideki gelişmelere dair partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Turan, savaş ve rant odaklı politikaların ormanlık alanları ve doğal varlıkları ne derece riske ettiğinin açık olarak görüldüğünü söyledi.
"Hedeflerin hiçbiri tutturulamadı"
Türkiye'nin devasa bir kriz eşiğine geldiğini ve devasa bütçe açıklarının verildiğini belirten Turan, "AKP'nin iddiasına göre, 2023 yılında kişi başına milli gelirin 25 bin doların üzerine çıkacağı öngörülüyordu. İhracatın yıllık 500 milyar dolar aşacağı ve işsizliğin yüzde 5'in ve altına çekilerek işsizliğin kalıcı biçimde azaltacağı ve enflasyonun da giderek düşürüleceği iddia ediliyordu. Bugün geldiğimiz noktada bu hedeflerin hiçbirinin tutturulamadı" dedi.
Turan, Meclis'te geçen ek bütçede deprem için 500 milyarlık bir ödeneğin öngörüldüğünü, kalan 600 milyar paranın ise nereye harcandığının belli olmadığını ifade ederek söz konusu paranın bakanlıklar arasında bölüştürüldüğünü kaydetti.
"Yüksek enflasyon altında ezilmeye devam"
Merkez Bankası'nın enflasyon beklentisini arttırdığını ve enflasyondaki düşüş sürecinin ise 2025 sonrasına bıraktığını söyleyen Turan, "2025 yılına kadar iyi hiçbir şey beklemeyin. Yoksullar, emeği ile geçinenler, yüksek enflasyon altında ezilmeye devam edilecek. Buna rağmen bu ifadeleri sanki tünelden çıkıyormuşuz, kötü günler geride kalıyormuş gibi pazarlayan siyaset ve ekonomi erbabını buradan eleştiriyorum" dedi.
"Vergideki adaletsizlik ortadan kaldırılsın"
Bütçenin yüzde 55'i KDV ve ÖTV'den karşılandığını, en yüksek gelir grubuna sahip olan insanların ödediği kurumlar vergisinin yüzde 14 civarında olduğunu belirten Turan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kaldı ki 2023 bütçesinde 994 milyarın 800'lük milyarlık bir vergi olduğu düşünülürse; bu vergi sermayeden alınmayan vergiyi ifade ediyor. Sermayeden vergi almayan devlet, halktan onu da dolaylı biçimde ekmekten, sudan ilaçtan, vahşice talip etmeye devam ediyor. Bu sebeple orta vadede bir taraftan yerel seçimleri almaya dönük popülist politikalar yoğunlaşırken, öte yandan da halkın yoksulluğunun çok fazla boyutlanacağı ve seçimlerden sonra IMF'siz bir IMF reçetesi gündeme gelecek. Biz o sebeple bu vergideki adaletsizliğin ortadan kaldırılmasını savunuyoruz. Verginin yeni anlayışla toplanması ve en üst gelir diliminden daha fazla olmak üzere bir servet ve rant vergisinin mutlaka hayata geçirilmesinin temel öneme sahip olduğunu sürekli ifade ediyoruz."
Dayanışma ekonomisi ve kooperatifler
Gıda enflasyonunun hiç olmadığı kadar artacağını söyleyen Turan, "Önümüzdeki dönem özellikle bu yaz gıda fiyatlarının giderek arttığı dikkate alınırsa; çarşı ve pazarın el yakacağını görmek mümkün. Dayanışma ekonomilerinin örgütlendirilmesi, kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması, demokratik ekonomi anlayışımızın temeli olacaktır" dedi.
(NT)