Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Deprem Koordinasyonu, kentin üç ilçesindeki çocuklarda beslenme ve gıda güvencesi sorunlarına ilişkin değerlendirmelerini paylaştı.
Meslek örgütleri, Samandağ, Antakya, Defne ilçelerinde yürüttüğü malnütrisyon çalışmaları kapsamında inceledikleri 564 beş yaş altı çocukla ilgili tespitlerini dün düzenledikleri basın toplantısında açıkladı.
“Sağlıklı yaşam hakkını ihlal”
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Açlık sınırına dahi ulaşamayan hane gelirleri ile ciddi bir yoksunluğun yaşandığı deprem bölgesindeki sorunlara hızla çözüm üretilmesi gerekmektedir. Bu sorunları çözümlenmediği koşullarda kamu otoritesinin sağlıklı yaşam hakkını ihlalden sorumlu olacağı da unutulmamalıdır” diye konuştu.
SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey de “Neredeyse bir yıl olacak ama deprem bölgesinde hayatta kalma kriterlerini karşılayamayacak çok sayıda insan var. Halk, sağlıklı yaşama hakkına erişene kadar çalışmalarımız, çabalarımız sürecek” dedi.
TTB Halk Sağlığı Kolu üyesi Dr. Mehmet Zencir, beş yaş altı çocukların acil durumlarda akut yetersiz beslenmeye karşı savunmasızlığına dikkat çekti, bu yaş grubunda yüksek düzeydeki yetersiz beslenmenin genel nüfusta akut yetersiz beslenmenin göstergesi olduğunu belirtti.
“Çocukların yarısı her gün abur cubur tüketiyor”
Sunumdan öne çıkan bazı veriler şöyle:
· Ailelerin üçte biri uygun gıda saklama koşullarına sahip değildir. Saklama koşullarındaki yetersizliğin nedenleri arasında buzdolabının yokluğu, küçük olması ve elektrik kesintisidir.
· Ailelerin neredeyse yarısının suya erişimi yok ya da yetersizdir. Bunun nedeni olarak dağıtım eksikliği, yetersizliği ve su kesintisi saptanmıştır.
· Günlük öğüne sahip olmayan çocuklar yaşla birlikte artmaktadır ve dört yaşta yüzde 7,2’yi bulmaktadır.
· Çocuklar yaşamın ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenmesi gerekirken depremzede çocukların yaklaşık yarısı anne sütü almamaktadır.
· Beş yaş altı çocukların sebze ve meyve ile tahıl tüketiminin yeterliliği diğer besin gruplarına göre daha yüksek, yine de istenen düzeylerin çok altındadır. Et ve et ürünleri, yağ, baklagil ve süt ve sütü ürünleri yeterli tüketimleri oldukça düşük.
· Çocukların yüzde 42,9’u günde en az bir kez yüksek enerjili paketli (abur cubur) gıda tüketirken; bu sıklık 24-35 aylık çocuklarda yüzde 53,9’a, 36-47 aylık çocuklarda yüzde 54,6’ya ve 48-59 aylık çocuklarda yüzde 56,2’ye yükselmektedir.
· Beş yaş altı çocukların yüzde 6,2’sinde bodurluk, yüzde 8,9’unda zayıflık ve yüzde 4,4’ün aşırı kiloluluk belirlenmiştir. Bodurluk sıklığı iki yaşın altında daha yüksek.
· Yaşa göre zayıflık en fazla 0-11 aylık çocuklarda görülüyor. Aşırı kiloluluk belirgin şekilde en fazla 0-11 ay çocuklarda gözlenmiştir.
· Mülteci nüfusta toplamda bodurluk sıklığı yüzde 8,8 iken çok bodurluk yüzde 3,8, bodurluk yüzde 5’tir.
Öneriler
Sunumda öneriler de şöyle sıralandı:
· Acilen mutfak koşullarının iyileştirilmesi, mutfaksız hanenin kalmaması.
· Çocuklara uygun, kültüre ve yerele özgü, yeterli gıda desteğinin sağlanması.
· Tüm nüfusu hedefleyen ancak yüksek riskli grupları da gören gıda desteklerinin oluşturulması.
· Birinci basamak sağlık hizmetlerinde çocukların afet gerçekliğinde beslenme açısından takibinin yapılması.
· Kronik hastalığı olan, vitamin mineral yetersizliği olan çocuklar gibi yüksek riskli gruplarının sağlık takiplerinin yapılması.
· Beslenme durumunun tüm nüfusta takibinin yapılması.
· Beslenme kolileri oluşturulurken sadece kuru gıda konulmaması, çocuklara uygun protein kaynaklarının (yumurta, paketli süt, et ürünleri) kolilere eklenmesi.
· Beslenme politikaları oluşturulurken toplum katılımının sağlanması.
· Gıda ve su desteğinin adaletli dağıtımının sağlanması, dağıtımda toplum katılımının benimsenmesi, hane gereksinimlerine göre desteğin sağlanması.
· Geçici yaşam alanlarından kalıcı yaşam alanlarına geçişin hızlandırılması.
· Saklama koşullarının iyileştirilmesi, buzdolabı desteğinin artırılması.
· Elektrik kesintisi, su kesintisi gibi kesintilerin en aza indirilmesi.
· Emziren kadınların nitelikli gıda açısından desteklenmesi.
· Vitamin mineral desteklerinin sağlanması.
· Çocuklara beslenme eğitimlerinin verilmesi.
· Dağıtımlarda yüksek enerjili paketli gıdalardan (abur cubur) uzak durulması.
· Çevresel hijyenin sağlanması.
· Su, sanitasyon, hijyen koşullarının sağlanması.
· Hanelerin ekonomik anlamda güçlendirilmesi, iş olanaklarının artırılması.
· Tarım toplumu olan Hatay halkının tarım arazilerinin üzerinde kentlerin yeniden inşa edilmesinin önüne geçilmesi.
(AS)