Durmuş haddini aşıyor
TTB, " Sağlık Bakanı Osman Durmuş, Türk Tabipleri Birliği'ne yönelik gerçekle ilgisi olmayan ve haddini aşan değerlendirmelerde bulunmuştur " sözleriyle başlayan açıklamasında da, Durmuş'un "TTB'nin ölüm oruçlarını desteklediği" ve "kendilerini tehdit ettiği" yönündeki iddiaları yanıtlandı ve gerekli yasal girişimlerde bulunulacağı belirtildi.
Açlık grevi tıp dışı sorundur
Açıklamada, tabip odalarının birilerinin yanında olması gereken kurumlar olmadığı vurgulandı ve 1989 yılındaki açlık grevleri sürecinde yaşananlar hatırlatıldı:
"Sağlık Bakanı, 1989 yılındaki açlık grevleri sürecinde de dönemin Adalet Bakanı'nın açlık grevlerindekilere baskı yapmak için genelge çıkararak 'açlık grevinde olanlara tuz ve şeker verilmez' yaklaşımının sonucunu unutmuştur. Bir süre sonra yönetenlerce, açlık grevindekilere tuz ve şeker verilmesinin gerekliliği kavranmıştır. Daha sonraki açlık grevlerinde vitamin alınmasının gerekliliği bir uygulama olarak yaşama geçirilmiştir."
"Açlık grevi tıbbi bir sorun olmayıp Sağlık Bakanı'nın da dahil olduğu hükümetin çözmesi gereken, hemen bütünüyle tıp dışı bir sorundur" denilen açıklamada şu noktalar vurgulanıyor:
Hasta Hakları Yönetmeliği
"Hekimler, evrensel hekimlik ilkeleri ışığında (Sağlık Bakanlığı'nın yayınlamış olduğu Hasta Hakları Yönetmeliğine de uygun olarak) açlık grevindekileri yaşatmak için çaba harcarlar. Bu çaba asla zor kavramını içermez. İnsanların yaşaması için (eğer kabul ediyorlarsa) tuz, şeker, vb. vermekten vitamin vermeye kadar hepsi geçerlidir. Bunları sağlamak ve önermek açlık grevlerini desteklemek değildir. Engellemek ise, 'bu kişileri öldürün' demektir. Verilmesini önerenleri 'destekliyorlar' diye ifade etmek ise tehdittir."
Yaşamı savunmak
"Türk Tabipleri Birliği'nin çabasının ana fikrini hekimliğin temel değeri olan yaşamı savunmak oluşturur. Türk Tabipleri Birliği tüm bu süreçte ölümlerin ve kalıcı sakatlıkların olmaması için çaba harcamıştır. Soru Sağlık Bakanının ne yaptığıdır." (BB/NA/NU)