Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Tabip Odaları ve TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, çocuk istismarcılarına af getirecek tasarının Meclis gündemine geleceğine ilişkin yasa tartışmalarıyla ilgili olarak bir açıklama yayınladı.
Kız çocuklarının kendilerine tecavüz eden kişilerle evlendirilmesine ilişkin düzenlemenin, tepkiler üzerine geri çekilmesine karşın AKP iktidarı tarafından çeşitli vesilelerle yeniden gündeme getirildiği belirterek tepki gösteren TTB, 2. Yargı Paketi içinde TBMM gündemine bir kez daha getirilmesi planlanan ve çocuk istismarcılarının evlilik yoluyla affını içeren tasarının hem tecavüzü cezasız bıraktığına hem de çocuk yaşta evliliği yasayla meşru hale getirdiğine dikkat çekti.
TTB, "Devletin görevi, kız çocuklarını erken yaşta zorla evliliklere yönlendirmek ve cinsel istismar suçlularını geleneksel, göreneksel, dinsel doğmaların ardına sığınarak cezasız bırakmak değil, suçları önlemektir" dedi.
Yapılan yazılı açıklama özetle şu ifadeler yer aldı:
"Çocukların özel yaşantısı, onur ve saygınlığına saldırı yapılamaz"
"Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde çocukların sağlık, eğitim, barınma, güvenlik hakları ayrıntılı olarak vurgulanmakta, doğumdan 18 yaşına kadar gelişimlerinin çeşitli evrelerinde gereksinimlerinin karşılanması, bakımı, zarardan korunması, çıkarlarının savunulması ve birer erişkin olarak yetiştirilmeleri konusunda devletin ve toplumun sorumluluğu dile getirilmektedir. Bu bağlamda çocuğun özel yaşantısına, onur ve saygınlığına herhangi bir müdahale ve saldırı yapılamayacağı, bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunma hakkı olduğu; devletin çocuğun yetiştirilmesi ve gelişiminin sağlanmasında sorumluluk taşıdığı, bu sorumluluğun yerine getirilmesinde çocuğun haklarının ve üstün yararının göz önünde tutulmasının zorunlu olduğu; çocuğun sağlığına, bedensel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişimine zarar verecek geleneksel uygulamalardan korunması gerektiği belirtilmektedir.
"Sözleşme'nin 19. Maddesi şunları söylemektedir; 'Taraf devletler, çocuğun ana-babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimale, ihmal ya da ihmalkar muameleye, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar.'
"Toplumun çocuklara karşı ahlaki sorumlulukları"
34. Maddede ise; Taraf devletlerin çocuğu her türlü cinsel sömürüye ve cinsel suistimale karşı koruma güvencesi verdiği dile getirilmektedir. Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi'nde devletin çocukların cinsel sömürü ve istismara karşı korunması konusundaki sorumlulukları ayrıntılı olarak tanımlanmakta; ek olarak mağdurların kısa ve uzun vadede fiziksel ve psikososyal iyileşmelerine yardımcı olmak üzere gerekli yasal ve diğer önlemleri alması gerektiği belirtilmektedir.
"Benzer biçimde İstanbul Sözleşmesi'nde de erken yaşta zorla evliliklerin suç olarak düzenlenmesi zorunlu kılınmaktadır. Sonuç olarak, kız çocuklarının erken yaşta zorla evlendirilmelerine ve kendisine tecavüz eden yaşça büyük cinsel saldırı failleriyle evlendirilerek failin affedilmesine yönelik her tür söylem ve girişim, toplumun çocuklara karşı ahlaki sorumlulukları açısından asla onaylanamayacak bir tutumdur.
"Çocukların hayatını karartan girişimlere son verin"
"Bu tür girişimler, yaratılan fiili durumlar ve fiili duruma yasal kılıf oluşturma çabaları taraf olunan çocuk ve kadın haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelere aykırıdır ve suçtur. Cinsel istismar da içinde olmak üzere çocuklara yönelik her tür istismarın suç olduğu, cinsel istismar suçunun ise hangi gerekçeyle olursa olsun affedilemeyeceği asla akıldan çıkarılmamalıdır. Devletin görevi, kız çocuklarını erken yaşta zorla evliliklere yönlendirmek ve cinsel istismar suçlularını geleneksel, göreneksel, dinsel doğmaların ardına sığınarak cezasız bırakmak değil, suçları önlemektir.
Devletin kurumlarını ve erişkin toplumunu, çocuk haklarını ve çocukların üstün yararlarını koruma konusunda duyarlı davranmaya ve çaba göstermeye; başta kız çocukları olmak üzere çocuklara karşı görev ve sorumluluklarını acilen yerine getirmeye; onların bedensel, ruhsal, cinsel ve sosyal açıdan korunmasız durumlarını istismar eden, hayatlarını karartan girişimlere son vermeye çağırıyoruz." (AÖ)
Açıklamanın tam metni için burayı tıklayın.