* Fotoğraf: Erçin Ertürk / AA - Hatay
Türk Tabipleri Birliği (TTB), TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri (ODSH) Kolu ve sağlık emek-meslek örgütlerinin oluşturduğu Deprem Kriz Masası, 6 Şubat depremlerinin ardından yayınlamaya başladığı Deprem Bültenleri'nin yedincisini dün (13 Şubat) gerçekleştirdi.
Yüz yüze ve çevrimiçi olarak hibrit düzenlenen toplantıda konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Maraş merkezli depremlerinin ardından TTB ve tabip odalarının çalışmaları hakkında kısaca bilgi verdikten sonra uzaktan eğitim kararına da değindi.
Korur Fincancı, deprem sonrası eğitime ara verilmesinin, "her kriz döneminde ilk vazgeçilenin eğitim olduğu gerçeğini bir kez daha gösterdiğini" söyledi. Ardından TTB Tıp Öğrencileri Kolu'nun (TÖK) hazırladığı basın açıklamasını TÖK Merkez Yürütme Kurulu üyesi Helin Çakır okudu.
"Şimdiye kadar alınan önlemler yetersiz"
Toplantıda bulaşıcı hastalıklarla ilgili bilgi paylaşan TTB Halk Sağlığı Kolu Başkanı Dr. Gamze Varol, deprem bölgelerinde bulaşıcı hastalıklar açısından en riskli döneme girildiğini kaydederken bugüne dek bu konuda alınan önlemlerin yetersiz olduğuna işaret etti.
Konuşmasında bölgenin özgül durumuna da değinen Varol, "barınma ve beslenme koşullarıyla birlikte düşünüldüğünde bağışıklama hizmetlerinin aksamasının özellikle beş yaş altı çocuklarda kızamık salgının ve çocuk zatürrelerinin ortaya çıkmasına neden olabileceğini" kaydetti.
Ortak yaşam alanlarının güvensiz olmasının solunum yolu enfeksiyonlarının görülme sıklığını artıracağını belirten Varol, konuşmasında tıp eğitimine de değinerek tıp ve sağlık eğitimi öğrencilerinin sosyal anlamda iyileşmesi için eğitimin yüz yüze sürdürülmesinin önemini vurguladı.
"Yurttaşlar tuvalet ve banyo ihtiyacını gideremiyor"
Dr. Gamze Varol'dan sonra söz alan TTB Halk Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu üyesi Dr. Ahmet Soysal da deprem bölgesinde "herhangi bir temel çevre sağlığı hizmeti verilmediğini ve güvenli içme suyu dağıtımının şimdiye dek sağlanmış olması gerektiğini" söyledi.
İçme ve kullanma suyu dağıtımının bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğininin altını çizen Soysal, "yurttaşların tuvalet ve banyo ihtiyaçlarını karşılayamadığını, bunun salgın hastalık tehdidini artırdığını" ifade etti.
Bölgeye iletilen yardımların dağıtımındaki organizasyon eksikliklerine de değinen Soysal, bu yardımların "çöpe dönüştüğünü" söyledi.
Nitelikli gıdanın bölgeye sevkindeki en önemli engelin bölgedeki elektrik kesintileri olduğunu hatırlatan Dr. Ahmet Soysal, bölgedeki elektrik sorununun da bir an önce çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Emekçiler de depremzede"
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Sıddık Akın da bültende söz aldı.
Akın, bölgede çalışma yürüten belediye ve sağlık emekçilerinin depremzede olduğuna değinerek bulaşıcı hastalıkları önlemek için sağlık emekçilerinin koruyucu sağlık hizmetlerinin sunumu için yürüttükleri çalışmaları sıraladı.
Bültene depremzede hekimlerden Dr. Şefik Zan ve Dr. İsmail Bulca da katılarak deprem anı ve sonrasına ilişkin deneyimlerini paylaştı.
Zan, Hatay'da deprem sonrası kamu erkinin sorumluluklarını yerine getirmediğini belirterek, Hatay'da binlerce yurttaşın hâlâ enkaz altında olduğunu söyledi. Bulca ise yaşananların büyük acılar doğurduğunu, sadece fiziki değil psikolojik bir yıkım da olduğunun altını çizdi. (SD)