Türkiye Psikiyatri Derneği; Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Üniversite Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı ve bir öğretim üyesinin, translara sağlık hizmeti sundukları için hedef gösterilmesiyle ilgili açıklama yayımladı.
Türkiye Psikiyatri Derneği, translara yönelik nefret söylemlerinin yalnızca nefret suçu değil, aynı zamanda sağlık suçu olduğunu belirtti.
“Sağlık hakkı kısıtlanamaz”
Derneğin bu yaklaşımların kabul edilemez olduğunu ve toplumsal barışa zarar vereceğini vurguladığı açıklaması özetle şöyle:
“Trans bireyler ile ilgili olarak uluslararası tanı sınıflandırmalarında olan bir durumu yok saymak ve sağlık hakkını engelleyici tutum almayı da içeren bu tür yaklaşımlar sadece nefret suçu değil aynı zamanda bir sağlık suçudur. Türkiye’de Sağlık Bakanlığınca kullanılan hastalık ve sağlıkla ilişkili uluslararası tıbbi sınıflandırma sistemlerinde trans bireylerin durumu, ICD-11’de ‘Cinsiyet Uyuşmazlığı’, ruhsal bozuklukların sınıflandırma sistemi olan DSM-5’te ise ‘Cinsiyetinden Hoşnutsuzluk’ adlarıyla tanımlanmıştır. Bu rehberlerde de açıkça tanımlandığı şekilde kişinin cinsiyet kimliği ile doğumda belirlenen cinsiyetin örtüşmemesi durumu sağlık hizmeti sunucularının hizmet vermesi gereken durumlardan biridir.
“Hiçbir kişi ya da kuruluş bilimin ve tıbbın tanımladığı sağlık durumunu kendi düşünceleri ile yok sayamaz, bireylerin sağlık hakkını kısıtlayamaz, insan hak ve özgürlükleri aykırı ayrıştırıcı ifadeler ile hedef gösteremez. Sağlık hizmeti sunuyor diye sağlık kuruluşlarını ve hekimleri suçlayamaz.
PROF. DR. ŞAHİKA YÜKSEL İLE SÖYLEŞİ (II)
“Herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanmasını savunmaya devam edeceğiz”
“Meslektaşlarımız toplum sağlığının güvencesi”
“Bizler hekimler olarak, mesleğimizi uygularken iyi hekimlik değerleri ile herkesin sağlığa ulaşma ve sağlıklı yaşama hakkını savunmakla yükümlüyüz. Kökü bu topraklara dayanan, Galen’den, Hipokrat’tan, İbni Sina’dan aktarılan bu kadim değerler hekimleri, hastasına ayrım yapmadan, ızdırabı olanın yanında koşulsuz yer almakla, herkes için eşit ve ulaşılabilir sağlık hakkını savunmakla yükümlü kılmaktadır. Mesleğini bu etik değerler ile uygulayan meslektaşlarımız toplum sağlığının ve geleceğimizin güvencesidir.
“Tekrar ediyoruz: Bilimin ve tıbbın tanımladığı sağlık durumu hiçbir gerekçe ile yok sayılamaz, hizmet sunumu engellenemez. Mesleğini uygulayan meslektaşlarımızın ve sağlık kurumlarının hedef gösterilmesi, sağlık hakkının engellemesine neden olanlar ile ilgili sorumlu tüm kamu kurumlarını göreve çağırıyor, bu tür ayrımcı ve yıkıcı yaklaşımlara karşı her türlü tedbirin ivedilikle alınması gerektiğini hatırlatıyoruz.” (TY)