Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), toplum temelli sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi ve uygulanmasında önemli görevler üstlenen ve sahada bir arada çalıştığı kurumları ve sahada görev yapmış tüm gönüllülerin deneyimlerini bir araya getirmeye çalıştığı ve bu yıl 59'uncusunu düzenlediği Ulusal Psikiyatrı Kongresi’ne başladı.
6 Şubat depremlerinin ardından saha uygulama pratiğinin aktardığı Kongre'de bianet.org yazarı Ayla Türksoy, "Kadınca travma metafor menüsü" başlıklı yazısıyla En İyi Haber Ödülü'ne layık görüldü.
Kadınca travma metafor menüsü
Ayrıca, Artı Gerçek yazarı gazeteci İrfan Aktan'ın, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Candansayar'la "Selçuk Candansayar: Orta sınıfın hayal kırıklığını antidepresan değil, mücadele çözer" başlıklı söyleşisi Ruh Sağlığı Basın Ödülleri 2023'ün En İyi Röportaj Ödülü'nü aldı.
"Yersiz yurtsuzluk"
Türksoy konuşmasında şunları söyledi:
“Ben bağımsız bir gazeteciyim. Bağımsızlık biraz yersiz yurtsuzlukla, bununla birlikte travmalarla ve yaslarla da ilgili. Şiddetle gelen göçleri, depremleri, savaşları ve bunlara bağlı olarak yaşanılan kimlik kayıplarını da “yersiz yurtsuzluk” la birlikte düşünebiliriz sanıyorum.”
“Yersiz yurtsuzluk, en çok evin kaybını anlatıyor. Kaydı tutulamayacak kadar çok evin, insanın kaybını, travmayı, yası yaşadığımız günler, aylar, yıllar içindeyiz... Bunların faillerini anmadan salt kurbanların acılarına odaklanmak bizi hiçbir yere götürmedi, götürmeyecek..”
“Evin, yuvanın kaybı, aynı zamanda yazar Novalis’in “Bütün dönüşler yuvayadır, metaforlar yuvamızdır” sözüne götürüyor beni… Evinden, yuvasından, yurdundan edilme bir travma ve travma da dilsizliğin acısı ise, metaforların “acıyı ve yitimi” duyuracak bir başka anlatma çabası olduğunu düşünüyorum. Tıpkı kadınların ağıtları gibi…”
“Çok uzatmadan, buradan ödüle değer görülen Kadınca Travma Metafor Menüsü haberime gelmek istiyorum. 2017 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz ve benim de sağlık muhabiri, gazeteci ve öykü yazarı olarak yürütücülüğünü üstlendiğim “Travmayı Kadınca Yeniden Yazmak” atölyesinin ürünlerinden esinlenerek ortaya çıkan bir haber. Derdimiz hep, Babil Kulesi gibi yıkılmamak ve yazması kimi zaman yasaklanan, kimi zaman yok sayılan, kimi zaman da hor görülen kadınlarla “dayanışarak, ortak bir dil bulabilmek...
“Haberdeki metaforlardan birinin yaratıcısı Sevgi Örüç’ün, “Travma bir yengeçtir” yazısından, dönüşümü de anlatan bir bölümü, izninizle okumak istiyorum:
“Bütün bu sahnelerin yer yüzünde ilk yaşandığı günün sonunda yaratılmış olmalı “travma” ve günün yorgunluğundan olsa gerek, çok düşünmeden, onu yengece benzetmiş Tanrı...
"Karanlık oyuklarda kıskaçları ile yeni dalgalar bekleyen, her dalgadan sonra ruhun oyuklarından dışarı fırlayan, bir yandan tüketirken, diğer taraftan dönüştüren. Hatta bazen Tanrı ve yengece özenip muhteşem eserlerin ortaya çıkmasını sağlayan...”
“Atölyeyi birlikte gerçekleştirdiğimiz tüm eğitici arkadaşlarıma, bu habere esin kaynağı olan kırılgan, direngen ve her şeye rağmen, tüm yıkımlara rağmen şen kahkahalı kadınlara ve beni bu ödüle layık gören Türkiye Psikiyatri Derneğine çok teşekkür ederim…”
(EMK)