Haberin İngilizcesi için tıklayın
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi ile MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi işbirliği ile gerçekleştirilen İnsan Hakları Algısı Araştırması’nın katılımcılarından yüzde 65,2’si “insan hakları” denince ilk akla gelenin “yaşam hakkı” olduğunu söyledi. İkinci sırada en çok tercih edilen seçenek yüzde 33,5 ile ifade özgürlüğü ve üçüncü sırada da yüzde 22,1 ile adil yargılanma hakkı yer aldı.
Türkiye genelinde 28 ilde 2 bin 651 kişi ile yüz yüze görüşme yöntemiyle gerçekleştirilen anketin sonuçlarına göre, toplumun yüzde 82,1’i temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğini düşünüyor.
Bu yönde görüş bildirenlerin yüzde 58’i temel hakların bazen, yüzde 42’si temel hakların sık sık ihlal edildiğini düşünüyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 62,6’sı ise temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı yönünde görüş bildirdi. Hak ve özgürlüklerin kısıtlandığını düşünenlerin oranı gençlerde yüzde 72’ye çıkarken, yaş ilerledikçe bu oran düşüyor.
Katılımcıların yüzde 82,6’lık bir kesimi uzun süre sonuçlanmayan davaların insan hakkı ihlali olduğu görüşüne katıldı.
“İnsanlar haklarını eşit olarak kullanamıyor”
Ankete göre, her beş kişiden dördü Türkiye’de yaşayan herkesin kanunlar karşısında eşit olduğunu düşünüyor.
Ancak katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 54,4) kişilerin haklarını eşit olarak kullanamadığını söylüyor. Hakların eşit olarak kullanıldığını düşünenlerin oranı ise yüzde 37,3 oldu.
“Sorunların nedeni yasaların yetersiz olması”
Rapora göre, Türkiye’de temel insan haklarının yasalar tarafından güvence altına alındığını söyleyenlerin oranı yüzde 53,3. Yüzde 37,9’luk kesim ise yasaların temel hak ve özgürlükleri güvence altına almadığını ifade ediyor.
Katılımcılar, insan hakları alanında yaşanan sorunların ilk nedeni olarak “yasaların yetersiz olmasını” (yüzde 37,5) gösterdi.
“Yurttaşların duyarsızlığı” ve “adalet/yargı sorunsalı” da insan hakları ihlallerinin diğer kaynakları olarak sıralanıyor.
“İnsan hakları evrensel”
Katılımcıların yüzde 76’sı “İnsanların doğuştan sahip olduğu, dokunulmaz, devredilmez haklara sahip olduğuna” inandığını söyledi.
Aksi yönde görüş bildiren katılımcıların oranı ise yüzde 16,9 olarak belirlendi. Katılımcılar, insan haklarının evrensel olup olmadığı yönündeki soruya ise yüzde 82,1 oranında ‘evet’ derken, yüzde 11,4 oranında ‘hayır’ yanıtı verdi.
“İnsanlar düşüncelerini özgürce ifade edemiyor”
Kişilerin yüzde 43,8’i diğer insanların arasında, yüzde 43,4’ü ise sosyal medyada düşüncelerini rahatça ifade edemediğini dile getirdi.
Ancak diğer insanların arasındayken düşüncelerini rahatça ifade edebildiğini söyleyenlerin oranı, sosyal medyada düşünce açıklamak söz konusu olduğunda yüzde 46,6’dan yüzde 38,4’e geriledi.
Söz konusu soru “Sizce Türkiye’de insanlar düşüncelerini özgürce ifade edebiliyorlar mı” şeklinde genellendiğinde ise ‘hayır’ yanıtı verenlerin oranı yüzde 52,4’e yükseldi. “İnsanların düşüncelerini özgürce ifade edebildiğini” söyleyen kişilerin oranı da yüzde 37,7’ye geriledi.
“Polisin vatandaşa vurma hakkı yoktur”
Her dört katılımcıdan üçü “polisin vatandaşa vurma hakkı vardır” ifadesine katılmadığını söylerken, söz konusu ifade “polisin gözaltına aldığı suçlulara şiddet uygulama hakkı vardır” diye değiştirildiğinde de kişilerin cevapları değişmedi.
Anket sonuçlarına göre, polisin şiddet uygulama hakkı olmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 75.
Sorunun soruluş biçimi itibariyle “suçlular” kavramını kullanması, dikkat çekici bir başlık olarak öne çıktı. “Suçlu” vurgusu yapıldığında bile, katılımcılar, güvenlik güçlerinin şiddet hakkının olmadığını ifade etti.
“Kadınlar kimseye sormadan çalışma hakkına sahiptir”
Araştırmaya katılanların büyük bir kısmı kadınların kimseye sormadan çalışma hakkı olduğu yönünde fikir bildirdi.
Katılımcıların yüzde 43’ü “Kadınlar da erkekler gibi çalışma hakkına sahiptir” cümlesi için ‘kesinlikle katılıyorum’ şeklinde yanıt verirken, yüzde 39,5’i ‘katılıyorum’ dedi. Bu ifadeye kesinlikle katılmadığını belirtenlerin oranı ise yüzde 4,4’te kaldı.
Gelecek konusunda iyimser misiniz?
Türkiye’de insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda geleceğe iyimser baktığını söyleyenler yüzde 45,2; kötümser bakanlar ise yüzde 41,7 olarak belirlendi. (AS)