İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin çağrısıyla bu akşam Şişhane Meydanı'nda bir araya gelen 34 emek, meslek ve demokratik kitle örgütü temsilcileri, Kayseri’deki Suriyeli mültecilere yönelik ırkçı saldırıları protesto etti. Eylemde, “Irkçılığa ve göçmenleri hedef gösteren saldırılara karşı dayanışmayı yükseltiyoruz" pankartı açıldı. Sık sık, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “İstismarın faili göçmen değil erkektir”, “Irkçılık öldürür dayanışma yaşatır” sloganları atıldı.
"Toplumsal barış onarılmaz yaralar aldı"
Ortak basın açıklamasını İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, sundu. Yoleri Kayseri'de şişirme haberlerle kışkırtılan grupların Suriyelilerin yaşadığı mahallelere saldırıp, araçları ve evlerini yakmalarını kınadı.
İHD İstanbul Başkanı “Saldırılar, açık bir göçmen düşmanlığı saikiyle göçmenlerin can güvenliklerini tehdit eder boyutta yayılarak devam ediyor." dedi ve dün Antalya’da Ahmet Handan El Naif adlı göçmenin sokakta yürürken önü kesillip bıçaklanarak öldürülmesine dikkat çekti.
Yoleri, Kayseri’den sonra Konya, Antalya, Hatay, Gaziantep, Antalya, İstanbul gibi diğer kentlere yayılan saldırıların önlenmemesinin devamında "Suriye’de Türkiye aleyhine başlayan olaylar[ın] ortak değerlere sahip ve bir arada yaşamak zorunda olan halkları karşı karşıya getir[diğini]" vurguladı. "Toplumsal barış[ın] onarılmaz yaralar" aldığını dile getirdi.
Göçmenlerle dayanışma
Olayların Türkiye'de ve Suriye'de yayılarak sürdüğünü kaydeden Yoleri, büyütülen ırkçılık kampanyasının pogrom benzeri olayların meydana gelmesi ihtimalini güçlendirdiğini söyledi.
İHD İstanbul Başkanı, “ Devletin sınır ve göçmen politikalarından beslenen ve ırkçı saiklerle geliştirilen nefret saldırılarının durdurulmasını" istedi. Yoleri, adalet mekanizmalarının "onarıcı adalet ilkeleri doğrultusunda" işletilmesi için çağrıda bulundu. "Günah keçisi haline getirilen, saldırıya uğrayan göçmenlerle dayanışma[larını büyüteceklerini]" duyurdu.
"Göçmen karşıtı saldırılar acilen durdurulsun"
Yoleri, çocuk istismarı ve erkek şiddetini önleme, cezalandırma yükümlülüğünün kamu kurumlarında olduğunu hatırlattı: “Bu olaylar bahane edilerek örgütlenen nefret saldırılarının göçmen düşmanı politikalardan beslenenleri güçlendirdiğini biliyoruz." dedi.
Yoleri, göçmen olarak Türkiye'de yaşamak zorunda kalanların "emperyalizmin kışkırttığı bölgesel paylaşım savaşlarının sonuçlarını yaşadıklarını" söyledi ve AB ülkelerini, "iltica hakkını tanımayarak AKP-MHP iktidarının inşa ettiği baskıcı rejime su taşımak"la eleştirdi. Seçim kampanyalarında "Suriyelileri ‘sorun’ olarak tanımlayıp ülkelerine göndermekten bahsedenlerin bu göçmen düşmanı düzeneği sürdürdüklerini" vurguladı ve bir araya gelen kurumlar olarak "olası bir katliam, bir pogrom olasılığı da gözetilerek acilen göçmen karşıtı saldırıların durdurulması için etkin önlemlerin alınmasını, saldırganların cezalandırılması için adli sürecin aciliyetle işletilmesini iste[diklerini]" ifade etti.
Açıklamayı imzalayan kurumlar
Antikapitalistler, Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İstanbul Şubesi, DEM Parti Göç ve Mülteciler Komisyonu, DSİP, Eko Anarşistler, Ekoloji Birliği, Emek ve Adalet Platformu, Enternasyonal Dayanışma, Göç Araştırmaları Derneği, Göç İzleme Derneği, Göçmen Sendikası Girişimi, Halkların Köprüsü Derneği, Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır Platformu, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De, İşçi Demokrasi Partisi, İşçi Emekçi Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İstanbul Geri Dönüşüme Katkı Derneği, İzmir Mülteci Dayanışma Platformu, İzmir Müzisyenler Derneği, İzmir Yeşil Gelecek Derneği, Jineps Gazetesi, Kadın Dayanışması, Marksist.org, Mülteci Medyası, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Sınırsız Dayanışma, Validebağ Direnişi, Validebağ Savunması, Yaşamak Sosyal Alan ve Dayanışma Derneği, Yeşil Sol Parti Mültecilerle Dayanışma Çalışma Grubu.
(AEK)