Çözüm basın özgürlüğü, iş güvencesi
Konuşmacılar, Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe gibi, gizlenmek istenen gerçekleri yazıp, farklı yollarla susturulmak istenen, öldürülen gazetecilerin korunması için, tek çözümün basın özgürlüğü ve iş güvencesinden geçtiğini belirtti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) eski başkanı Nail Güreli'nin yönettiği panelde Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Şükran Soner ve TGC temsilcisi Umur Talu, "Başka Metin'lerin ölmemesi" için yapılabilecekleri çoğu gazeteci olan dinleyicilerle paylaştı.
Fadime Göktepe'den teşekkür
Paneli izleyen Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe gazetecilere, "Metin'i unutmayıp, yaşadıklarını dile getirdikleri" için teşekkür etti.
Gazetecilerin hangi yollarla ve kimlerce, haber ulaştırma haklarının engellendiğini anlatan ilk konuşmacı TGS Başkanı Şükran Soner'di.
Gazeteciye çifte kıskaç
Soner, Göktepe gibi gerçekleri yazmaktan korkmayan gazetecilerin, hem siyasi iktidar hem de basın tekelleri tarafından susturulmak istendiğini söyledi:
"İnsan hakları ihlalleri sürdükçe, gazetecilerin hakları yok edildikçe, gazeteci ölümleri de devam edecektir. Onurlu, yiğit, kamuoyu görevi yapan gazeteciler için gerçeği ulaştırmanın yolu bu ihlallere karşı haklarını savunmaktır. Gazetecilerin bu alanda örgütlü mücadelesi ölümlerin engellenmesinde tek yoludur".
"Rehine" gazeteciler
Gazetecilerin medyadaki tekellerce "rehine" konumuna düşürülüp, işten çıkarılma tehdidiyle çalıştırıldıklarını belirten Umur Talu, bu ortamda basın özgürlüğüne vurgu yapmanın gerekliliğinden söz etti.
RTÜK yasası baskıları artıracak
Talu, yeni kabul edilen ve gazetecileri "susturmak" isteyen Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yasası ile gazetecilerin üzerindeki baskıların daha da artacağını vurguladı:
* Bugün hem işsiz hem de çalışan gazeteciler, içinde bulundukları koşullara karşı duyarsız. Vicdanların öldüğü bir dönemdeyiz.
* Metin Göktepe'nin öldürülüşünün yanı sıra Evrensel gazetesi toplatılma, cezalar ve baskılarla susturulmak istendi. Gazeteciler toplama kamplarındaki gibi yaşıyor, bu yaşananlara sessiz kalıyorlar.
* Hem işsiz hem de çalışan gazeteciler bu toplama kamplarında ölümü bekleyenler gibi. Ekonomik kriz içinde adım atmamaya çalışıyorlar.
* Seçilmiş konularda yazan cesur gazeteciler var. Ama bu gazetecilerin neleri yazdığına değil neleri yazmadığına bakmalıyız. Haberlerin duyurulması gereken yönleri saklanıyor
"RTÜK kanunu, rehineliği pekiştiriyor"
* Gazeteciler, rehineliğe gönüllü bir kabulle dayanıyor. Sözde iş güvencesi yasasından gazeteciler dışlanarak bu rehinlik konumu sürdürülmek isteniyor. Bunun en iyi örneği yeni yasalaşan RTÜK kanunu.
* Siyasi parti temsilciler bu yasayı geçirmek istiyor ancak TGC'ye bunu istemediklerini belirtip denge kuruyorlardı.
Basın ve siyasi iktidarın suç ortaklığı
* Ancak krizden sonra iktidarın imajının parlatıldığı tek organ medya kaldı. Yani suç ortakları birleşti.
* Gazeteciler bu yasanın getireceklerini bilmiyor. Adı sivil toplum kuruluşu olan hiçbir yerden de ses çıkmıyor. Birkaç kişinin çıkarına tabi olan bu yasanın etkileri belirmeye başladıkça felaket daha iyi anlaşılacak.
* Medyadaki bu azınlık tekelleşip nasıl bir güç oluşturuyorsa, gazeteciler de birleşip hem örgütlü hem de vicdani anlamda bu güce karşıt bir güç oluşturabilirler.
* Basın Konseyi'nde, basın değil iletişim özgürlüğü teriminin kullanılması öneriliyor. İşten atılmanızın kolay olduğu bir ortamda iletişim kanallarını kullanma ve düşünce özgürlüğünden söz edemezsiniz.
* Örneğin, Ertuğrul beyin telefonu dinlenmeyecek ama muhabiri işten atılacak. Sorun basında eleştiri yapabilme, haberi iletme, gazete ve televizyon kurma hakkıdır.Basının iktidara yönelik çizgisinde birey olarak gazetecinin korunması gerekiyor.
Gazetecinin tanıklığı
* Filistin'deki olaylara muhabirleri canları pahasına yolluyorsunuz. Muhabirin şiddete tanıklığını yansıtmak yerine istediğiniz haberi gazeteye koyuyorsunuz.
* Gazetelerde "Bir canlı bomba 500 dolara mal oluyor" başlıklı bir haber çıkıyor. Canlı bombanın kaç paraya 'mal olduğu' hesaplanıyor. Acaba Filistin'deki görev yapan gazeteci mi bunu hesapladı, yoksa buradaki editör mü oturup bunu yazdı.Yanıtı biliyoruz.
* Muhabirin canı pahasına yansıtmaya çalıştığı şiddet ne yazık ki bu şekilde halde yansıtılıyor. Gazetecinin orada ölümle karşı karşıya olması ve bunu yansıtmak istemesi medyanın umurunda değil.
Fadime Göktepe'nin sorusu
Metin Göktepe'nin öldürülüşünün tüm Türkiye'nin sorunu ve ayıbı olduğunun vurgulandığı panelde tek soru Fadime Göktepe'den geldi:
"Metin'in katilleri bulundu mu?"
Yanıtı tahmin etmek zor olmadı: Afla salıverildiler. (ÖG/BB)