Gazeteciler "istenmeyen kişi"
Gazetecileri hedef alan uygulamaların ilkine Tayland karar verdi : 28 Haziran 2002'de, "New Light of Myanmar" isimli resmi gazetenin yazı işleri müdürü Maung Maung ve Tayland monarşisiyle ilgili "hakaret" niteliğinde bulunan yazıların sahibi Ma Tin Win'i istenmeyen kişi ilan edildi.
Myanmar'da kara liste
12 Temmuz'da ise, Myanmar buna karşılık verdi : Myanmar askeri cuntası aleyhinde "propaganda" yaptıkları gerekçesiyle Tayland'lı 15 gazeteciden oluşan bir kara liste yayımlandı. Listedeki isimler kamuoyuna duyurulmazken, askeri istihbarat görevlisi Kyaw Win, listede adı geçen gazetecilerin "The Nation", "Bangkok Post", "Thai Rath", "Thai News", "Daily News", "Siam Rath", "Matichon", "Khao Sod" isimli gazetelerde ve bir radyo kuruluşunda çalıştıklarını açıkladı.
Tırmanış sürüyor
Gazetecilere engelleme, 16 Temmuz'da, Tayland Milli Güvenlik Kurulu, yabancı gazetecilere, Tayland-Myanmar sınırında bulunan sığınma kamplarına girişin yasaklanmasıyla tırmanışa geçti. Yasağı gerekçe olarak, kamp yöneticilerine yönelik basında çıkan eleştirel yazılar gösterildi.
Yetkililerin ileri sürdükleri bir başka gerekçe de, kampa kalan sığınmacıların Myanmar cuntasına yönelik eleştirileri aktararak basının iki ülke arasındaki tansiyonun tırmanmasına hizmet etmesi. Bu arada, Bangkok hükümeti, kararla Myanmar'la ilişkileri normale döndürmenin amaçlandığı iddialarını reddetti.
Kampta tecavüz iddiası araştırılamıyor
Daha önce ise, yine Tayland'da, "Radio Free Asia" muhabiri Khin Maung Soe'yi, Myanmar sınırında polis sorguladı. Gazeteci, kampta kalan Myanmarlı kadın bir sığınmacının Tayland'lı bir polisin tecavüzüne uğradığına ilişkin iddiayı araştırıyordu.
Basın kuruluşları devrede
Merkezi Paris'te bulunan basın kuruluşu RSF ile sürgündeki Myanmar Gazeteciler Derneği (BMA) bir açıklama yaparak, Tayland ve Myanmarlı yetkilileri, özellikle sınırda yaşananlarla ilgili kınadı.
Tayland İçişleri Bakanı Purachai Piumsombun ve Myanmar İçişleri Bakanı Albay Tin Hlaing'a gönderilen mektupta, RSF Genel Sekreteri Robert Ménard, en kısa zamanda basına engellerin kaldırılmasını isteyerek "Gazeteciler bir kez daha, her iki ülke arasında süren gerginliğin cezasını çekiyorlar. Girişilen söz konusu sansür yarışı kabul edilemez" dedi.