TİHV bu kişilerden durumu önemli görülen 63 kişiyi değerlendirmeye alarak, bu kişilere yoğun tıbbi destek sundu.
TİHV, hafta sonunda yaptığı açıklamada, "Bizlerin sunmaya çalıştığı tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin amaca ulaşabilmesi için toplantı ve gösteri hakkını kullanmak isteyenlere fiziksel ve ruhsal şiddet uygulayan güvenlik güçleri derhal yargı önüne çıkarılmalıdır" dendi.
TİHV hükümetin bu alanda siyasi iradesini göstermesini istedi.
63 kişi gazlardan zehirlendi
TİHV'nin yaptığı değerlendirmede, başvurusu kabul edilen 63 kişiden 8'inde çeşitli kırıklar (burun, el ve ayak kemiklerinde), bir kişide omuz çıkığı, üç kişide ateşli silah yaralanması, bir kişide gaz nedeniyle astım krizi, bir kişide beyin sarsıntısı, bir kişinin elinde tendon kesiği, 11 kişide maddi yara saptandı.
TİHV'nin bulgularına göre 63 kişinin tamamı gazlardan etkilendi ve tamamının vücudunda çeşitli düzeylerde kas, eklem ve yumuşak doku yaralanmaları mevcuttu.
Öldürücü gazlar
TİHV, polis tarafından kullanılan gazlara ilişkin şu açıklamayı yaptı:
* Polis tarafından kullanılan bu gazları üreten fabrikalar, gaz bombalarının üzerine kesinlikle kapalı mekanlarda kullanılmaması gerektiği yazmaktadır. Oysa birçok başvurumuz polisten kaçıp sığındıkları kapalı mekanlara gaz bombası atıldığını bildirmiştir.
* Güvenlik güçlerinin kullandığı CN ve CS gazları kesinlikle öldürücüdür. Cilt, solunum sistemi, kalp, göz, sinir sistemi ve sindirim sistemi üzerine yoğun etkileri bilinmektedir.
* Dünyanın çeşitli ülkelerinde bu gazlar yüzünden ölüm olayları bildirilmiştir. Bilindiği gibi Adli Tıp Kurumu raporlarına göre 19 Aralık 2000 cezaevi operasyonları sırasında en az 2 kişi bu gazlar nedeni ile ölmüştür.
* Bu gazlara maruz kalan kişilerin, daha önce hiçbir şikayet ve belirtileri olmasa da gazlar tarafından başlatılan astım hastalığına yakalanabileceği bilinmektedir.
Kişi güvenliğini tehdit eden polisler
TİHV, güvenlik güçlerinin tek varlık sebebinin, - NATO ve Bush karşıtı gösteri düzenleyerek en temel haklardan olan toplantı ve gösteri hakkını kullanmak isteyen kişiler dahil- herkesin güvenliğini sağlamak olduğuna işaret ederek, durumu "güvenlik güçlerinin bizzat kendisinin kişi güvenliğine yönelik bir tehdit unsuruna dönüşmesi son derece kaygı vericidir" diye değerlendirdi.
TİHV, "şiddete maruz bırakılan gerçek kişilerin yanı sıra bu olaylar herkesin tanıklığında gerçekleştirilerek tüm toplumun şiddete maruz bırakılması anlamına gelmekte olup, bu açıdan toplum sağlığına yönelik bir tehdit oluşturuyor" açıklaması yaptı.(YS/EÜ))