Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Sağlık Bakanlığı’nın şikayeti üzerine hakkında soruşturma başlatılan ve dava açılan Bülenk Şık’a destek açıklaması yaptı.
Bülent Şık hakkında Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan "Türkiye'yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi" başlıklı yazı dizisi nedeniyle 5 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması Davanın ilk duruşması, 7 Şubat saat 10:45’te İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
"Kanser araştırması sonuçlarını açıklayın"
TİHV, Sağlık Bakanlığı’nın bu davadan derhal vazgeçmesi gerektiğini ve 2011-2016 yılları arasında Kocaeli, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ ile Antalya’da çevresel faktörlerin sağlık üzerine etkilerinin değerlendiren araştırmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmasını talep etti.
22 Kasım 2016’da çıkarılan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Akdeniz Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen öğretim görevlisi Şık, “Yasaklanan bilgileri temin etme”, “Yasaklanan bilgileri açıklama” ve “Göreve ilişkin sırrın açıklanma” ile suçlanıyor.
TİHV açıklamasında “Şık hakkında açmış olduğu dava, bilim insanlarının ve insan hakları savunucularının ifade özgürlüğünün ve kamuoyunun bilgi edinme hakkının ihlalidir” denildi.
TIKLAYIN - Bülent Şık ile Dayanışma Paneli
BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi
Açıklamada Birleşmiş Milletler (BM) Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19/2. Maddesi hatırlatıldı:
“(19/2.’ye) göre, ifade özgürlüğü ‘ülke sınırları dikkate alınmaksızın, ister sözlü, yazılı ya da basılı ya da sanatsal formda olsun, isterse de kişinin kendi seçtiği her hangi bir başka yolla olsun, her türlü bilginin ve fikirlerin araştırılması, edinilmesi ve yayılması özgürlüğünü’ içerir. Düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının kullanılması, insan hakları savunucularının ve bir hak savunucusu olarak bilim insanlarının insan haklarını geliştirmeye ve korumaya yönelik faaliyetleri için vazgeçilmezdir.”
AGİT ve Anayasa
Açıklama Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT/OSCE) “İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına ilişkin Kılavuz İlkeler[1]”e ve TC Anayasa’sına da atıf yaptı:
“Kılavuz İlkeler kamu menfaatini ilgilendiren bilgilere erişim ve bu bilgileri ifşa eden kişiler, başlıklı bölümünde, hem kamu hem de özel sektörde meydana gelen insan hakları ihlalleri ve yolsuzlukları açıklayarak kamu yararına hareket eden kişilerin (araştırmacı gazeteciler, bilim insanları vb.) insan hakları savunucusu niteliğinden ve demokratik toplum için öneminden söz eder.
“T.C. Anayasası’nın 56. maddesinde de sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumak, yalnızca devletin değil vatandaşın da görevi olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla Bülent Şık, hem hak savunucusu bir bilim insanı olarak kendisine düşen sorumluluğu, hem de bir yurttaş olarak Anayasa’da tüm yurttaşlara verilen bir ödevi yerine getirdiği için yargılanmaktadır.
“Bu haksız dava karşısında, bilimsel, etik ve yurttaşlık bilinciyle davranan Bülent Şık’ın yanında olduğumuzu bildiririz.” (HK)
[1] Bkz. İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına İlişkin Kılavuz İlkeler, OSCE/ODIHR 2016