Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırmaları Merkezi (AKÇAM)'nin TÜBİTAK ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle açtığı yaz okuluna Türkiye'deki çeşitli üniversitelerde çevre mühendisliği, peyzaj mimarlığı, biyoloji, kimya, hukuk, matematik gibi çeşitli bölümlerde okuyan 20 öğrenci katılıyor.
İki haftalık yaz okuluna bedelsiz devam eden öğrenciler, üniversite hocaları ve uzmanların bölgenin arkeolojisi, flora ve faunası hakkındaki derslerini Termessos Milli Parkı'nın içinde gezerek dinliyor.
Köpekler neden evcilleştirildi?
'Sınavdan muaf' Doğa Okulu'nun ders konuları arasında şunlar yer alıyor.
* Toros Dağları'nın ne zaman ve nasıl oluştuğu,
* Termessosluların estetik ve sanata düşkünlüğü,
* Köpeklerin neden evcilleştirildiği,
* Ormanın ekonomi politiği, orman yangınlarının yararları,
* Kızılçam'ın yangına karşı geliştirdiği önlemler,
* Alageyikler'de akraba evliliklerinin sakıncaları,
* 'Yaz uykusu'na yatan bitkiler, endemik bitkiler, defne, zakkum gibi bitkilerin mitolojik öyküleri,
* Kaynak sularının oluşumu, ormancılık faaliyetlerinin özelleştirilmesinin yarattığı sorunlar,
* Keçilerin doğa mimarlığı
Düzlerçamı'nda yanmış orman alanında, Alageyik ve Keklik Üretme Çiftlikleri'nde ve Termessos Milli Parkı'nın değişik noktalarında yapılan dersler, slayt gösterilerini sırasında ilk aldığımız ders şu oldu:
"Kendini doğada yitirmeyen doğayı anlayamaz."
Doğa Okulu'na gelenlerin öncelikle insan merkezli, 'bencil' doğa ve çevre bilgilerinden arınması gerekiyordu.
AKÇAM Müdürü ve Doğa Yaz Okulu Proje Koordinatörü Prof. Dr. Tuncay Neyişçi , öğrencilerin Termessos'da çam kozalakları, bir taş parçası veya bir böcekle konuşmayı öğrendiğine dikkat çekiyor:
"Burada öğrendikleri 'doğa dilini' yaşam boyu kullanabilecekler.
" Doğayla ilgili bilgilerin bir kitaptan veya bir hocadan öğrenilebilir. Ancak, Doğa Okulu'ndaki derslerde ise, bilgiye öğrenci doğrudan kendisi ulaştığı için unutmayacak."
'Bugüne kadar öğrendiklerim yanlışmış'
Çukurova Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı 2. sınıf öğrencisi Nilüfer Araç Doğa Okulu'nu "doğaya çok büyük bir büyüteçle bakma olanağı" olarak niteliyor:
"Kafam allak bullak oldu. Kendimi çok kötü hissediyorum. Buraya gelmeden önce bir çevre bilincim vardı. Bildiklerimin doğru olmadığını görmek, insana acı veriyor."
Baktığı büyüteçten daha iyi gördüğü Türkiye'nin hayvan (fauna) ve bitki (flora) çeşitliliğini mitolojik öyküleriyle birlikte turistlere anlatmak için 'Ekoloji Rehberi' olmaya karar veren Nilüfer Araç, çevre sorunlarının çözümünde kendi deyişiyle 'anarşist' bir yol öneriyor:
"Doğal süreci devam ettirebilmek için teknolojiyi ortadan kaldırmak gerek".
Tavşan dışkısının anlamı
19 Mayıs Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi Fatma Alış , Doğa Okulu'na gelmeden önce 'yeşil' dendiğinde sadece orman aklına gelirmiş.
Burada çölün de bir ekosistem olduğunu öğrenmiş.
'Doğanın dilini keşfetim' diyen Fatma Alış, 'artık yerde gördüğüm bir kaç tavşan pisliğinden orada bir tavşan popülasyonu yaşadığını çıkartabiliyorum'diyor.
Doğaya onun bir parçası olarak bakmak gerektiğini düşünen Fatma Alış şunları ekliyor: 'Mühendis kafasıyla yaklaşınca sadece insana yararlı olduğu ölçüde koruma düşüncesi gelişiyor'.
'Kafamdaki sorular çoğaldı'
Nurettin Yiğit, Celal Bayar Üniversitesi laboratuvar bölümünden yeni mezun. O, aynı zamanda, atıklarıyla deniz kaplumbağalarını zehirlediği tespit edilen Kazanlı'daki Krom Fabrikası'nı dava eden Kazanlı Çevre Koruma Derneği Başkanı .
Nurettin Yiğit, Doğa Okulu'nda ekosistemin işleyişini daha iyi kavradığını söylüyor. Öğrendiklerini sıralıyor:
* Kızılçam'ın yangından az etkilenmek için kalın kabuklu olduğunu;
* 'Akraba evliliği' olmaması için dişi tohumların üst dallarda, erkek tohumların da alt dallarda bulunduğunu ...
'Doğaya bakmayı değil, onu görmeyi öğrendim'
'Burada, insanın doğadaki bir bitki veya taş parçasından daha önemli olmadığını anladım' diyen Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi İlker Çepe şunları anlatıyor:
* Öncelikle insanlar arasındaki ilişkinin doğadaki varlıklar arasındaki ilişkilerde de tezahür ettiğini gördüm.
* Hayvanlar arasındaki liderlik kavgasını, bir dişi hayvanın guruptaki önemini,
* Bir bitkinin yaşamak için başka bir bitkiye ihtiyaç duymasını öğrenince, toplumsal yaşamın da eko sistemler gibi doğanın kanunlarına göre düzenlendiğini düşünüyorum.
* Doğaya bakmayı değil, onu görmeyi öğrendim.
'İnsan doğayı yöneten bir tanrı değilmiş'
Akdeniz Üniversitesi Matematik bölümü 3. sınıf öğrencisi Arzu Aryat , "Benim ekoloji ve biyoloji hakkında hiçbir bilgim yoktu. Doğa Okulu'nda Matematik'ten sonra Çevre Mühendisliği'nde master yapmayı düşündürecek kadar büyük bir değişim yaşadım" diyor:
* İnsanın doğayı yöneten bir tanrı olmadığını gördüm.
* Hoca - öğrenci hiyerarşisi olmayan Doğa Okulu'nda, ayıplanma korkusu yaşamadan aklıma takılan her soruyu ortaya atabildim.
Doğa Okulu'nda dersler, Yücel Çağlar, Emine Alçıtepe, F. Sancar Ozaner, İlhan Taş, Osman Yöntem, Kemal Güneş, Şükran Cirik, Tuncay Neyişçi, Atilla Erden, Ali Demirsoy, ve Gürcü Yalçın tarafından veriliyor.
Doğa Okulu'nun ilk grup öğrencileri 18 Temmuz günü düzenlenen törenda diplomalarını aldı. Doğa Yaz Okulu'na 21 Temmuz'dan sonra yeni bir öğrenci gurubu gelecek.
(HÜ/NU)