TGS Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan Çalışma Raporu'nda, işyerlerindeki sorunlar ile Türk basınında yaşanan işsizlik krizine yer verilerek, medyanın içinde bulunduğu durumun analizi yapıldı.
Sendikal mücadelenin de gerilediği vurgulanan Rapor'da, şu saptamalar yapıldı:
* Bugün bulunduğumuz yer, işçi sınıfının bir parçası olan gazetecilerin, hem emek mücadelesi hem de mesleğin uğradığı ahlaki çöküntü bakımından, son 20 yıllık süreçte dibe vurduğumuz noktadır.
* İnsanlığın, çok büyük bir toplumsal, siyasal ve ekonomik değişimin doğum sancılarını yaşadığı, yeni bir üretim biçimini sancılarla oluşturmaya çalıştığı bu ortamdan, biz gazetecilerin kendi başımıza büyük bir sıçrayışla kurtulacağını düşünmek mümkün değil.
Yarını olmayan meslek
* Ne gazeteciler açısından ne de tüm insanlık açısından hemen yarın bir mucize söz konusu. Ama işçi sınıfının aydın kesimleri olarak, gazetecilerin üzerine çok önemli görevler düştüğünü de bilmek zorundayız.
* Gazeteciler, yeni toplumsal düzene ulaşmanın yolunda doğum sancılarını kısaltıcı ve azaltıcı bir misyonu üstlenmelidir.
Yeni Dünya Düzeninde Medya
TGS Çalışma Raporu'nda, medyanın içinde bulunduğu durumla ilgili olarak yazı yazan ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nden Prof. Dr. Raşit Kaya da, kapitalizmin bugün ulaştığı evrede medyanın konumunu değerlendirdi:
* Yeni Dünya Düzeni, askeri alanda küresel denetimi sağlayabilecek bir iletişim ağına gereksinim duyar. Global mali piyasaların işleyebilmesi de benzer bir iletişim ağının varlığına bağlıdır. Olanağı sağlayabilecek teknoloji, uydu haberleşmesi sistemidir.
* Maliyeti yüksek olan bu sistemin finansmanı ancak haberleşme kanallarının özel tüketime açılmasıyla olanaklı olabilecektir. Kitleleri uydu haberleşmesinin tüketicisi yapabilmek için telekomünikasyon ve radyo-televizyon alanlarında özelleştirmelere gidilmesi zorunludur.
* Başta Avrupa olmak üzere dünyadaki radyo-televizyon peyzajını alt üst eden sürecin itici nedeni budur. Özelleştirme ve deregülasyon sonucunda kamusal tekeller kaldırılmış, mülkiyet yapısı köklü bir biçimde değişmiştir. Sonuçta tüm ülkelerde tekelleşme daha hız kazanmış, çoğu ABD ya da AB çıkışlı dev medya kuruluşları dünyada bir tür egemenlik oluşturan global medyanın temellerini atmışlardır."
* Türkiye'de basın kendisini dördüncü kuvvet yapan özelliklerini yitirdiği için bitmiştir. medya ise güçler sıralamasında dördüncü olmayı kabul etmeyecek kadar güçlüdür.
Devşirme isimlerle olmuyor
TGS'nin Çalışma Raporu'nda, gazetecilik mesleğinin, gerek gösteri dünyasından devşirilen isimlerle, gerekse mesleğin içinden gelenlerin kendilerini ticari yaşamın cazibesine kaptırmasından dolayı tahrip edildiğine de dikkat çekilerek, "Tarihsel misyonlarının farkında olan gazetecilerin, gazetecilik mesleğini tahrip edenlere karşı bir mücadele başlatmayı hareket noktası olarak belirlemesi doğru bir seçenek olacaktır" görüşüne yer verildi.
İş güvencesini yasallaştırmak ve gazetecinin görevi
Gazetecilerin sendikal örgütlenmesinin yaygınlaştırılması ve editoryal bağımsızlığı sağlayacak "iş güvencesi"nin yasallaştırılması gerektiği belirtilen TGS'nin Çalışma Raporu'nda, şöyle denildi:
"Eğer bu yüzyılı, iletişim çağı olarak adlandırıyorsak, her şeyden önce, iletişim hizmetlerinin ana parçası olan gazetecilerin sendikalarda örgütlenmesini sağlamalı; medya sahiplerinin, işveren vekillerinin ve hükümetlerin baskıları karşısında, mesleğin niteliğinin iyileştirilmesi ve haklarımıza saygılı olunması konusunda direnmeliyiz." (NU)