Sınırlamanın "haber vermenin sınırlarını aşan" durumları kapsaması gerektiğini savunan TGC, "Cinayet, dolandırıcılık ve yolsuzluk haberleri sansüre uğrayacak, saydam ve temiz toplum kavramı da işlemez hale gelecek" açıklaması yaptı.
Tasarıdaki "Basın özgürdür" cümlesinden sonra "sansür edilemez" hükmünün eklenmesini isteyen TGC, "Devlet sırlarının açıklanmasının" ibaresinin tasarıdan çıkarılmasını önerdi.
"Müdüre hapis cezası yasaklansın"
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve süreli yayın sahibi için var olan sınırlamalara "yüz kızartıcı suçtan mahkum olmamış olmak" kuralının eklenmesi gerektiğini savunan TGC, "Bir güven ve saygınlık mesleği olması gereken gazetecilik bu yönden koruma altına alınmalı" dedi.
TGC'nin tasarı ile ilgili başlıca tespitleri şöyle:
* "Ülkenin en az yüzde yetmişinde yayımlanan" ibaresi,"Ülke nüfusunun en az yüzde yetmişinde yayımlanan" olarak değiştirilmelidir.
* Suçun kişiselliği ilkesi ile çelişen bölümler içermektedir. "Yayım sırasında ceza ehliyetine sahip olmama", "yurt dışında bulunması nedeniyle Türkiye'de yargılanamaması", "verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkum olduğu cezaya etki etmemesi" gibi sınırlamalar tasarıdan çıkarılmalıdır. 28. maddede açıklanan gerekçeyle "Sorumlu Yazı İşleri Müdürü hakkında hürriyeti bağlayıcı ceza verilemez." bölümü eklenmeli.
* Düzeltme ve cevap hakkının kullanılması için tanınan iki aylık süre bir aya indirilmeli, günlük süreli yayınlar dışındakiler için belirlenen üç günlük süreden sonra "ilk nüsha" tanımı değiştirilmelidir.
* Çünkü özellikle dergiler, üzerlerinde belirtilen tarihten en az üç gün önce hazırlanmakta, basılmakta ve dağıtıcıya teslim ediliyor. Bu süre, kendi matbaası olmayan yayınlar için basımcının programına göre daha da uzuyor.
* Amaç, düzeltme ve cevabın yayımlanması olduğuna göre süre de gerçeğe yakın olarak belirlenmeli.
* Sulh Ceza Hakimi'nin kararına karşı yapılacak itirazlarda, itiraz edenin isteği halinde tanık dinlenilmesine de olanak sağlayacak bir düzeltme yapılmalı.
"Tasarıda para cezaları çok ağır"
* Yürürlükteki yasanın 29. maddesi, cevap veya düzeltmede şekil ve şartlara uyulmaması halinde failler para cezalarını belirlerken hiç yayınlamama, karara aykırı yayınlama gibi ayrıntıları dikkate alarak ayrı ayrı para cezaları belirlerken madde tek ve yüksek bir ceza öngörüyor. Bu durum "para cezalarının aşağı çekildiği" iddiası ile de çelişiyor.
* Örneğin yürürlükteki yasada yaygın basın için 6 milyar 39 milyon 500 bin lira olan alt sınırla 10 milyar 215 milyon 750 bin lira olan üst sınıra karşın tasarı 50 milyar liradan az olmamasını öngörüyor.
* Aynı durum bölgesel süreli yayınlar için de söz konusu. Üçte iki oranında uygulanan ceza, yürürlükteki yasaya göre 4 milyar dolayında iken tasarı, şimdiki üst sınırı da aşan tutarda 20 milyar lira ceza öngörüyor.
"Yerel medyaya cezada oran getirilsin"
Cemiyet, tasarıda yer alan para cezaları yüksekliğinin yanı sıra, tanımları yapılmış olmasına karşın yerel, bölgesel ve yaygın basın için ayrıntılı bir oran uygulaması öngörülmediğini savundu.
TGC, yürürlükteki yasaya 15 Mayıs 2002'de eklenen Ek Madde 10'u da bağlayıcı kılacak şekilde değiştirerek ve "Bu kanun kapsamında verilen para cezaları, bölgesel yayın yapan kuruluşlarda yarısına kadar, yerel yayın yapan kuruluşlarda da 1/3 üne kadar indirilir" ifadesi eklenerek özellikle yerel basının ekonomik açıdan da cezalandırılmasını önleyecek bir çözüm olarak görüyor. (EÖ/BB)