Bir şirketin gazetedeki bir haber veya araştırmayı engellemek için reklam silahını kullanmasının kabul edilemez olduğunu açıklayan Erinç, açıklamasında "Şirketler, bir gazetedeki haberin yanlışlığını iddia ediyorlarsa, haklarını yasal yollardan aramalı, ilan ilişkilerini basının üzerinde bir tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmaktan kaçınmalıdırlar" dedi.
Serbest piyasa ekonomilerinde şirketlerin, istedikleri gazetelere, dergilere ve televizyonlara reklam verebileceklerini hatırlatan Erinç, şirketlerin reklamı bir "şantaj" ya da "ödül" malzemesi olarak kullanamayacaklarını ifade etti.
Erinç, "Bir gazetenin sırf bir şirketten daha fazla reklam alabilmek için, o şirketin ürün ya da hizmetlerini övücü yayın yapması nasıl kabul edilemezse, bir şirketin de gazetedeki bir haberi ya da araştırmayı engellemek için reklam silahını kullanması kabul edilmez" dedi.
Olayı "basın özgürlüğünü doğrudan hedef alan bir tavır" olarak değerlendiren Erinç, "Türkiye'de basına ilan ambargosu uygulama alışkanlığının 70'lerde kaldığını sanıyordum. Çünkü o yıllarda çeşitli gazetelerde ilan ambargosu uygulayan kuruluşlar, daha sonraki yıllarda yaptıklarının yanlışlığını kabul etmek zorunda kalmışlardır" diye belirtti.
Erinç, açıklamasını şöyle sürdürdü :
"Vatan gazetesinin bugün karşı karşıya kaldığı ambargo, bağımsız gazeteciliğe yönelik girişimlerin hortlatılmaya çalışıldığını göstermektedir. Basın tarihi, basın özgürlüğünü engellemeye çalışanların uğradıkları hayal kırıklığının örnekleriyle doludur". (EÖ/EÜ)